İnsanlığın gerekleri yansımasıyla açıklanır. Her insanın gereklerle bağdaşıklığı ayrı olabilir, birbirine benzeyebilir. Önemli olan bu gerekleri taşıma, yerine getirme olgusudur. Günümüzde teknik, ekonomik kimi gelişmelere karşın toplumsal düzey yükseleceği yerde insanlık gerekleri ve nitelikleri yönünden giderek düşmektedir. İktidarcıların yaşam koşullarıyla halkın, özellikle memur, işçi ve emeklilerin yaşam koşulları arasında uçurumlar var. Çiftçilerimizin çektiği güçlükler de ortada. Bu kesimlere ilişkin sorunları çözmesi gereken siyasetçilerin, yalnız kendilerini gözetip düşünürcesine bencillikleri ibretle izlenmektedir.

Ne var ki uygar ve hukuksal toplamsal çıkışlar, tepkiler, direnişler yok. Yaşam pahalılığı ile çırpınanların çektikleri yanında iktidarcıların parasal olanaklarla yüzmeleri çelişkisi toplumsal barışı da olumsuz etkilemektedir. Cumhurbaşkanlığı örtülü ödeneğinin büyük miktarda artışı da dikkat çekmektedir.

Fiyatlar alabildiğine hızlı artıyor, aylıklara ve ücretlere ilişkin yakınmalar medyada geniş yer buluyor. Yurttaşın çarşı-pazar alım gücündeki yetersizlik yaşam ışıklarını karartıyor. Asgari ücretteki düşüklüğü düşünen iktidar ilgisi görülmüyor. Çözülmesi gereken sorunlar giderek azalacak yerde giderek artıyor. Yetkili ve sorumluların kendilerinden ve yandaşlarından başka kimseyi düşünmedikleri izleniyor. Partizanlık, insanlık gereklerinin önüne geçtiğinden yaşam ağırlığı yurttaşın omuzlarına çöküyor. Partizanlığın sakıncalı bir siyasal hastalık türü olduğu unutulmamalıdır.

Siyasal ve ekonomik sorunlar nedeniyle yaşam koşulları giderek artmakta ve ağırlaşmaktadır. Geçim sorunu, iktidarcılar dışında her ailenin, her yurttaşın öncelikli derdi olmuştur. Özellikle işçiler, emekliler ve memurlar büyük güçlükler içindedir. Bu evrede asgarî ücret saptanmasında iktidarın emeğe yaklaşımının ne olduğunu bir kez daha göreceğiz. Her alanda, her konuda, her dalda giderek artan fiyatlar-ücretler, geçim sıkıntılarının neden olduğu yıkımları, yitikleri ve yaraları ağır sonuçlarıyla ortaya koymaktadır. Milletvekili sayısının çokluğu, ödeneğin düzeyi, emekli milletvekili ödemesi dikkat çeken çelişkiyi sürdürmektedir.

Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi emekli öğretim üyesi Prof. Dr. Özer OZANKAYA’nın CEM Yayınevi Sosyaloji dizisinden yayımlanan üç yeni kitabı Emile DURKHEIM’den dilimize çevirdiği Sosyaloji Dersleri, İntihar, Sosyalojinin Yöntem Kuralları adını taşıyor.