Kişinin kendisiyle ve çevresiyle barışıklığı yaşam gücünün önde gelen öğesidir. Bireysel ve toplumsal sorunların ağırlığı altında sağlığını korumak güçlüğü zamanımızın gündeminde ön sıralarda yer almaktadır. Ekonomik, siyasal, öbür aile ve kişisel sorunlar yaşam yükünü yoğunlaştırmaktadır. Çağın evrensel sorunları da savaş başta olmak üzere açlık, hastalık ve yayılmacılıkla egemenlik kurma saplantıları değişik biçimlerde yıkımını sürdürmektedir.

Ayrımcılık ve karşıtlık özellikle inanç (din) bağlamında acımasızlığını korumaktadır. Özellikle Asya ülkelerinde soy (ırk) çatışmalarından sonra inanç ayrılığı sorunları giderek büyümektedir. Türkiye’mizde AKP iktidarının çok konuşanları da din öğesini öne çıkarmaktadırlar. Büyük ATATÜRK’ün “Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Türkiye halkına Türk Ulusu denir” (1930) güzel sözü anlam değeriyle bizim ulusal tutkallarımızdan biridir.

AKP yönetiminde dincilik öne çıkarılmış ve cami yapımlarıyla bir tür gösteriye dönüşmüştür. Ankara’daki İller Bankası’nın anıtsal binası yıkılarak yerini de içine alan bir cami yapılmıştır. Üstelik çevrede yeterince cami varken. İnancın içtenliği, tapınmanın yalınlık ve sıcaklığı siyasal amaçlı biçimselliğe kıydırılmıştır. Siyasal iktidarın camiler yoluyla kendini sevdirme, inandırma ve oy toplama çabası, inancın sömürüsüdür, kötüye kullanılmasıdır. Gerçek ve temiz inançlı kimse camiye karşı olamaz. Ama gereğinden fazla yapımıyla güdülüp ulaşılmaya çalışılan, saygıyla bağdaşmayan amaca katılmak da beklenemez.

Babamın Niksar’da Ulu Cami’ye büyük halılar verdiğini ilgiyle izlemiştim. Gereksinimlerini karşılayarak camilere ya da öbür dinlerin kurumlarına bağış yapmak insancıl bir davranıştır. Ancak tapınma yerlerini kişisel ya da siyasal amaçlarla düşünmek bağışlanmaz bir tutarsızlıktır.

Bayram ve cuma namazları dışında camilerde doyurucu bir tapınan (cemaat) görmeyenlerden biri de benim. İzlediğim ölçüde bir de cenaze namazlarında kalabalık oluşmaktadır. Ama cami yapımı hızla sürmekte, okul ve hastanelere sıra güçlükle gelmektedir.

Edindiğimiz bilgilere göre ülkemizde 84.684 cami vardır. İstanbul’da 3269, Ankara’da 2955, Antalya’da 2161, Ordu’da 2079, Diyarbakır’da 1968, İzmir’de 1864, Urfa’da 1849, Tokat’ta 1994 cami vardır. Yapım ve görevli giderleriyle birlikte ele alınırsa fazla sayının oluşturduğu yük belirlenir.

Her şeyde olduğundan daha çok inanç alanındaki sömürünün sakıncalarından kaçınılması için konuya değinmeyi uygun bulduk. İnanç temizliği ve içtenliği, konuyu sömürmelere, kimi saptırmalara araç edinmeye karşıdır.

Özellikle siyasal beklentiler ve getiriler için kullanmaya. Ülkemizde ilk, orta, lise toplamı 66.849 (Millî Eğitim Bakanlığı kaynaklı, 2018) iken.

Durumu yurttaşlarımızın özgörüsüne (takdirine) ve bilgisine sunuyorum.