Toplumsal ve bireysel yaşamın aydınlığı, güvenlik ve esenliktir. Sağlığın temeli olan bu iki kaynak, özgürlüğün de olmazsa olmazıdır. Siyasal nedenler ve partizan amaçlarla karartılan ortamın, toplumsal barışı ve kişisel gereksinimlerle kimi değerleri olumsuz etkilediği açıktır. Kardeşlik, arkadaşlık, dostluk gibi insanları bir arada tutan kimi bağların kopacak duruma geldiği olaylar yaşanmaktadır. Kişisel tutkularla siyasal tutumların ölçü ve sınır tanımayan kalkışmalarının ülkemize ve ulusumuza verdiği zararları gözardı etmenin onarılmaz ve giderilmez sonuçlarını unutmamak gerekir.

★★★

Yurttaşlar olarak hepimizi etkileyen siyasal ve ekonomik koşullardaki olumsuzluklar, yöneticilerin yadsımaları (inkârları) ve hem gerçek dışı, hem abartılı iyilik ve başarı övünmeleriyle savsaklanmakta, çözümlerine çalışılmamaktadır. Bir tür kıskaca alınmış durumda olduğumuz ortadadır.

Hukuksuzluktan, yargının bağımsız olmaması savına bağlanan yakınmalar medyada dile getirilmekte, yazarlar bu konulardaki gerileme ve çöküşün ağır eleştirilerini yapmaktadır. Cezaevlerindeki gazeteci sayısı, yürütülen kimi davalar, doyuruculuktan uzak, üstelik FETÖ’cülükten cezaevine alınan kimi yargıç ve savcıların imzaları bulunan kararlar, iktidar güçlülerinin bağımsız kurullara ve kurumlara sözlü baskıları (gizli olanları bilmiyoruz) iktidar çemberinin nelere mal olduğunu, neler yaptığını ortaya koymaktadır.

★★★

Cumhuriyet Gazetesi yazarlarının cezalandırılmalarına ilişkin kararların doyurucu olmayan gerekçeleri, iktidarın yargıdaki atamalarla gördüğü yandaşlık (son Çubuk olayı) ortamdaki sisi ve gölgeyi doğrulamaktadır. Nutukla, törenle, toplantıyla hukuksallık ve adalet gerçekleşmiyor.