Eğitim-öğretim yapılanmasının üst kuruluşu olan üniversitelerimiz bilim yuvaları olarak ulusa ve ülkeye hizmet eden kurumlardır. AKP iktidarının üniversitenin katkısına, yararına bakmadan sayısını artırmakla övündüğü 15 yıllık süreçte öğretim kadrosu yetersiz, taşıma yöntemiyle ya da öğretim üyelerinin koşturmalarıyla verilen derslerin yeterli olduğunu savunmak güçtür. Kimi derslerin boş geçtiği, kimilerinde öğretim üyesi değişikliği ile karışıklık yaşandığı bir ortamda yararlı sonuçlar beklemek giderek güçleşmektedir. Nicelik, niteliğin önüne geçer, üstelik siyasal getiriler umuduyla eğitimle oynanırsa yarardan çok zarar oluşur.

AKP iktidarı döneminde üniversitelerin çoğu miskinler tekkesine dönüşmüştür. Kuruluş felsefesiyle birlikte sonsuza değin bağımsız yaşatma ilkeleri gözardı edilen cumhuriyetimize bağlılık geriye atılmış, devletimizin kurucuları karalanmış, bilimsel çalışmalarla atılımların yerini iktidara yaranma ve bu yolla rektör olma çabaları almıştır. Ülke sorunları, yaşamsal ilkeler ve ulusal değerler konusunda üniversitelerin çoğu sessiz ve donuk kalmayı yeğlemiştir. Makam düşkünlüğü, nitelik çekiciliği ve üstünlüğünün karartması olmuştur. Araştırma, yayın, bilimsel etkinlikler özlenen düzeyin çok altında kalmıştır. Ders programlarında yaşama ilişkin çok konu, çok sorun ilgisizlikle unutulmuştur. Ezbercilik, not alma yöntemi olarak yeğlenmiş, usyürütme, çözüm arama, yenileme ve aşama kazanma neredeyse bırakılmıştır.

Daha nice sorunu gündeme getirilip tartışılacak üniversitelerimize ilişkin durumların yansız ve yapıcı bir anlayışla ele alınması zorunluluğu açıktır. Hukuk fakültesini bitirmekle kıvanç duyduğum Ankara Üniversitesi’ni, yakından izleyen ve kimi yapılarında çalışmalara katılmakla onurlandığım bir yurttaş olarak günümüzdeki yeri ve çalışmalarıyla övgüye değer buluyorum. Rektör Prof. Dr. Erkan İBİŞ’in içtenlikli bir Atatürkçü olarak diploma törenlerinde yaptığı güzel konuşmalarının örnek süslenişler olarak beğeniyle karşılanıp coşkulu alkışlar aldığının tanığıyım. Üniversitenin tüm birimlerine görkemli Atatürk büstleri koydurmuş, konuşmalarında Atatürk, Türk Devrimi ve cumhuriyet ilkelerine anlamlı yer vermiş, gençleri bu değerleri yaşamboyu sahip çıkmaya çağırmış, hukuk, adalet, eğitim, teknoloji ve yaraşırlık için çaba göstermelerini istemiştir. “Geleceğin güneşi gençlerdir” sözüyle gençlerin geleceğe taşıyacakları cumhuriyet kazanımları üzerinde önemli vurgulamalar yapmıştır. “Türk Ulusu ve Türkiye Cumhuriyetiyle özdeşleşmiş Ankara Üniversitesi” sözleriyle alkışlar almıştır. Açılım ve atılımlarıyla uluslararası sıralamalardaki yeriyle beğeni toplayan Ankara Üniversitesi cumhuriyetimizin de ilk üniversitesidir. Diploma alanları, ailelerini, tüm öğretim üyeleriyle çalışanlarını içtenlikle kutluyoruz.