Toplumsal yaşamın birer öğesi olan insanlar kişiliklerini oluşturan nitelikleriyle tanınır ve anılırlar. Başarıları, yararları ve özgünlüklerinin kanıtı ürünleriyle unutulmaz olurlar. Tarihimiz her alanda bizi onurlandıran adlarla doludur. Bu dizinin en yeni ünlülerinin başında ATATÜRK, İNÖNÜ ve arkadaşları gelmektedir. Yalnız askerlik ve siyaset alanında değil, uygarlığın ve çağdaşlığın her alanında ülkemize kazandırdıklarıyla varlığımızın temeli ve yenilmez gücü olan bu kişiler değeriyle birer simgedirler.

Askerlikte ve siyasette olduğu gibi bilimde, sanatta, sporda, ekonomide, tarımda ve yapımda da ün kazanmış nice değerimiz bulunmaktadır. Kendileriyle övündüğümüz bu değerlerimiz içinde hukuk alanında Ord. Prof. Dr. Hıfzı Veldet VELİDEDEOĞLU’nun ayrı bir yeri vardır. Saygın kişiliği, seçkin hukukçuluğu, ödünsüz yurtseverliği ve etkin yazarlığıyla çevresine ışık tutan bir kaynaktı. ATATÜRK döneminde yararlı çalışmalarıyla birçok atılımın tanığı olan, 1961 Anayasası’nın mimarı bulunan, Türk Dil Kurumu’nda birlikte çalışma yaptığım, Anayasa Sözlüğü’ nü büyük bir duyarlıkla hazırlayan, konuşmaları, yapıtları ve özellikle Cumhuriyet gazetesindeki yazılarıyla toplum yaşamına, hukuk alanına ışık tutan Velidedeoğlu’nu örnek bir büyüğümüz olarak her zaman anıyoruz. Özellikle genç hukukçuların O’nun yapıtlarını okuyarak bakışlarını ve değerlendirmelerini öğrenmeleri kişilikleri ve meslekleri için çok yararlıdır.

Şimdilerde saygıdeğer eşi Meriç VELİDEDEOĞLU’nun Cumhuriyet gazetesindeki haftalık yazılarıyla daha ışıklı tuttuğu pırıl pırıl yaşam anısı bizim için önemli bir dayanaktır. Hukukumuzun kaynaklarından biri sayılacak özgün kişiliği önünde saygı ile eğiliyor ve örnek yaşamını bir ders olarak algıladığımı belirtiyorum.

Düzeltme

05 Eylül 2019 günlü yazımızda yer verdiğimiz “ATA’m” başlıklı mektubun sahibi Yankı AYHAN olup, son sözcüğü de “sayende” olacak idi.