Siyasal iktidar kesiminin yerel seçim çalışmalarındaki söz kalabalığı yetmiyormuş gibi karşıtlarını ağır sözlerle eleştirmesi demokrasi düzeyimizin olumsuz yanlarından biridir. Büyük ATATÜRK’ün “Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Türkiye halkına Türk denir” sözüyle ülkemizdeki insanları hiçbir ayrım gözetmeden bir tutan, eşit tutan anlayışındaki soyluluk, günümüz siyasetçilerinin sözlerinde görülmemektedir. Kişilik ve terbiyeyi yansıtan sözler, görüşler, düşüncelerin de değerini açıklar. Eskilerin “Mahalle kavgası, ağız dalaşı” dedikleri türden konuşmalarla yürütülen siyasal çalışmalar ürkütmekte ve üzmektedir. Ayrımcı, parçalayıcı, nerdeyse düşman duruma getirici konuşmaların özellikle iktidar kesiminden gelmesi endişeleri artırmaktadır. Gelecek kuşaklara kötü örnek olmakla kalmayıp ülkenin tümlüğü, ulusun birliği yönünden de sakıncaları içeren konuşmalar kimi zaman utandırıcı yanlarıyla olumsuz kanılara yol açmaktadır. Nerde Anayasa, nerde tarafsızlık...

İktidar olanaklarıyla yönetimindeki belediyelerin olanaklarını yerel seçimler için seferber eden AKP’liler bir sürü sözler vererek, süslü girişimlerde bulunarak, İstanbul-Kartal’daki yıkımda olduğu gibi kusuru başkalarının üzerine atarak, aldatma, kandırma, etkileme için değişik yollar kullanma çabasında sınır tanımıyor, kural tanımıyor. İstediği ve beklediği sonuç gelirse Bay RTE’ı tutmak güçleşir, iyi şeyler olmayabilir. Böyle bir sonuç alamazsa daha önce örneği görüldüğü gibi seçimi yenileme yaptırabilir. MHP ile ortaklığı bozulursa neler olur kestirilemez. Ant konusunda olduğu gibi çekimser kalmakla kendini kurtardığını sanan MHP “Türk’üm!” demeyi uygun bulmayıp yasaklamaya güç verdiği için nasıl sorumlu ise AKP desteği de ulusun gözünden kaçmayacaktır.

SORUNLAR

Toplum yaşamında sorunların varlığı doğaldır. Ancak giderek artmasını önleyip azalmasını ve bitmesini sağlamak için çalışılmalıdır. Kadınlara saldırıların alıp yürüdüğü bir ortamda insanlıktan söz edilemez ki uygarlıktan söz edilebilsin. Cumhuriyetin kadınlarımıza getirdiği özgürlükler (genel seçimde adaylıkları 1934, İsviçre’de 1974)’e karşın yanlış ve amaçlı inanç sömürülerinin günümüzün çağdaş koşullarına aykırılığı sürmektedir. Anneliğin kutsallığı, insanlığın ahlâk değerleri, yaşamın ortaklığı, kadın-erkek eşitliği gözardı edilerek kıyımlar yürekleri sızlatmaktadır. Dünya katında da kınandığımız bu durum, etkin önlemlerin alınmamasının, yeterli önleyici kuralların savsaklanmasının sonucudur.

Seçimler, yönetimi belirleme düzenidir. Ayrımcılık, bölücülük, karşıtlık, kapışma, düşmanlık türü çirkinliklerin dışında bir siyasal yarışmadır. Çirkinliklerle yürütülen çalışmalar bir sapkınlık (ihanet) tır. Demokrasiye yaraşır olmayanlar demokrasinin değerini bilmezler, hak ve özgürlükleri kendileri için ve de kötüye kullanırlar. Makamlarına ve sıfatlarına yakışmayan sözlerle karşıtlarını eleştirip yanıtladığını sananlar, toplum yaşamını kirletenlerdir. Kişilerin onur, erdem, ahlâk, namus özelliklerini kimleri alkışlayıp kimleri eleştirdiklerine bakıp değerlendirmek olanağı vardır. Kimden yana, kime karşı olduklarına bakarak bile.

SÖZCÜ Gazetesi’ne sataşıp saldıran medya militanlarıyla siyasal beslemelere, kalemimi ve dilimi temiz tutmak için, yaraşır oldukları eleştirileri söylemiyor ve yazmıyorum. En ağır kınamayı böyle yapıyorum.