Ulusal dayanışmanın kaynağı ve temeli olan toplumsal barış önemli bir yaşam öğesidir. Bireylerin ve toplum temsilcilerinin çok özen göstermesi gereken bu sıcaklığın bozulmasına neden olmak bağışlanmaz bir insanlık suçudur. Özellikle siyasal temsilcilerin, yandaşlarının yönelişlerine ve davranışlarına etki yapacak tutumlara karşı olmaları, kötü örnek olacak söz, yazı ve eylemlerden kaçınmaları gerekir. Particilikle, partizanlıkla, kimi siyasal açılım ve amaçlarla toplum yaşamına gölge düşürecek, karşıtlıklara yol açacak, daha önemlisi kimi saldırıları kışkırtacak durumlardan uzak kalmak hem insanlığın, hem yurtseverliğin, hem de iyi bir lider-önder olmanın koşuludur. Koyu ve ilkel bir particilikle sakıncalara neden olmak, demokrasi kavramıyla asla bağdaşmayan bir aykırılığı gösterir.

21 Nisan pazar günü Çubuk İlçesi’nde bir şehidin cenaze namazına katılan CHP Genel Başkanı Kemal KILIÇDAROĞLU’na yönelik saldırıların insanlık dışı bir çirkin kalkışma olduğu, bir kadının “Yakın!” sözünün duyulduğu kargaşa sırasında üst düzey siyasetçi, asker ve yöneticinin bulunduğu, özellikle yumruk atan saldırganın iktidar partisi AKP’nin üyesi olduğu gözetilirse olayın kötülüğü daha iyi anlaşılır. AKP’ye karşıtlığını partisinden ayrılarak bırakan ve iktidarın İçişleri Bakanlığı görevine gelen S. SOYLU’nun, durumun sorumluluğunu CHP’lilere yükleyerek kendisini kurtarmak için çelişkili, yanlış ve amaçlı sözleriyle yaptığı savunmasının inandırıcı hiçbir yönü yoktur. Demokratik yaşamı gölgelemekten öte, geçersiz saydıracak bu tutum ve davranıştakilerin görevde kalmaları iktidarın sorumluluğudur.

Demokratik ve uygar bir konum olan iktidar-muhalefet kurumlaşmasını düşman kesimler yapısına dönüştürmek tam bir ilkelliktir. Yurttaşları, bir parti liderine saldırıp öldürmeye yöneltenlerle, saldırılara destek verircesine ilgisiz kalanlar ve saldırganları yatıştırma görüntüsüyle haklı gösterecek konuşmalar yapanlar birlikte sorumludurlar. Milli Savunma Bakanı, İçişleri Bakanı, yanlarında izleyici gibi duranlar olayın çirkinliğine katkı vermiş durumdadırlar. Ne tahammülsüzlük, ne katılık, ne kendini bilmezlik ki ana muhalefet partisi genel başkanını linç etmeye kalkışmışlardır. Suçlular, yüreklendirilmese, bir yerlere güvenmeseler, kışkırtılmış olmasalar birlikte böyle bir insanlık dışı kalkışmada bulunamazlardı. Birliktelikleri önceden tasarlayıp kararlaştırdıklarını kanıtlamaktadır. Suçluların bir tür linç girişiminin, İçişleri Bakanı yapılan kişinin “CHP’lilerin törenlere alınmaması”na ilişkin, önceki sözlerine verdiği güvenle yapıldığı açıktır. Olaydan sonra yapay, geçiştirici ve neredeyse Kılıçdaroğlu’nu suçlayıcı, suçluları kurtarıcı sözlerle, Bay RTE’nin gecikmiş açıklamasıyla sorun hafifletilmek istenmiştir. Sonra da Kılıçdaroğlu’nun Çubuk’a gidişine ilişkin anlamsız ve saptırıcı eleştirisine D. Bahçeli’nin sıfatına hiç yakışmayan sözleriyle destek gelmiştir.

Olay açık bir kalkışmadır. Asla hafife alınamaz. Taş atan kadının serbest kalması bir yana, yumruk atan kişinin de serbest kalması kötü örnek oluşturmak yönünden de üzücüdür.

ALKIŞ

Ankara Üniversitesi Geliştirme Vakfı Özel Okulları ilkokul bölümü öğrencilerinin Üniversitenin Güneş Alanı’nda yaptıkları, anlamlı konuşmalar ve gösterilerle dolu, birbirinden güzel, görkemli ve çok başarılı 23 Nisan etkinliği uzun süre kalabalık veli topluluğunca alkışlandı. Öğretmenleri, yöneticileri, öğrencileri yürekten kutluyoruz.