Karanlıkları yakıp yıkarak aydınlığa kavuştuğumuz ortamı cumhuriyetle bayraklaştırdığımız ekim ayındayız. 29 Ekim 1923’ün ulusal yaşamımıza kattığı büyük değeri sonsuza değin koruyup yaşatma andını, kendini TÜRK bilen her yurttaşın tüm sıcaklığıyla özümsediği inancıyla, güçlü, gururlu ve onurluyuz.

Osmanlıların neden olduğu olumsuzluklar Ulusal Kurtuluş Savaşı’yla önlendikten sonra girişilen kalkınma çabalarının başında padişahlık ve halifelik önerilerini çiğneyip atarak cumhuriyeti ilân etmek gerçeği gelmektedir. Çağın koşullarına karşın benzersiz-örnek bir öngörüyle cumhuriyetin ilânı Türk tarihinin en büyük, en anlamlı atılımlarından biridir. Günümüzde kimi aykırılıklarla niteliklerinden soyutlanmaya çalışılsa bile özünde “Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Türkiye halkına Türk Ulusu denir” ilkesini içeren değerini korumaktadır.

Demokrasiyi öteleyen kimi uygulamalar, partizan tutumlar, baskılar, demokratlığı sözde bırakan durumlardır. Sözle, savla demokratlık ve hukuksallık, sahiplerinin yavanlığının tanımıdır. Yargı, kimsenin avucunda ve koltuğunun altında olmaz. Türkiye Barolar Birliği Başkanı’nın baroların tepkisine karşın “Anayasa Mahkemesi kararına saygı duymuyorum” diyen bir yöneticinin görev yerinde Adalet Yılı Açılış Konuşması yapması eleştirilmektedir. Ulusal kavramların, olguların, kurumların ve değerlerin korunması başlıca yurttaşlık sorumluluğu gereğidir.

ATATÜRK’ün resimlerini asarak toplumu aldattığını sanan ikiyüzlü iktidar yanlıları ancak kendilerini kandırırlar. Ülkemizin dağları, ormanları, sahilleri, toprakları doku bozma çalışmalarıyla değerini, niteliğini yitiriyor. Şehit kanlarıyla sulanan varlıklarımız çıkarcılara soyduruluyor. Bu sorunları çözmeli, karşılamalı ve gidermeliyiz. Yoksa cumhuriyet ve cumhuriyetçilik sözden öteye geçemez. Cumhuriyetin değerini bilmeli, sonsuza değin bağımsız yaşatma andımızı tüm içtenlik ve sıcaklıkla korumalı, sürdürmeliyiz. Özellikle başta lâiklik olmak üzere tüm çağdaş nitelikleri ve amaçlarıyla. Günümüzde kimilerinin inanç sömürüsü, siyasal baskı ve ekonomik çabalarla saltanat özlemini andıran tutumlarına karşın demokrasinin kaynağı ve dayanağı cumhuriyetin değerini koruyup yükselterek yaşam aydınlığımızı güçlendirmeli, her tür sömürüye karşı savunmalı, korumalı, içselleştirmeliyiz.

Bu cumhuriyet, varlığımızın temelidir ve ATATÜRK’ümüzün “Erdemdir” diyerek bizlere bıraktığı en görkemli emanettir. Görevimiz kutsaldır. Namusumuzun, şerefimizin ve onurumuzun simgesi olan en yüce değerimizdir.