Binali bey önceki akşam gene yandaş televizyona çıktı.
Parmağında kuru soğan büyüklüğünde taşlı bir yüzük vardı.
Belli ki sayın mütedeyyin ahalimize göstermek istiyordu.
Soru soruyormuş ayağıyla lafı dönüp dolaştırıp yüzüğüne getirdiler.
“Oğlumun hediyesi” dedi.
“Üzerindeki taş, Kabe’de yeralan İbrahim Makamı’ndaki taştan koparılmış” dedi.



Mübarek yüzük yani.



Peki...
Makam-ı İbrahim’den taş koparabiliyor muyuz?
Kabe’den kafamıza göre taş getirebiliyor muyuz?
Dinen sakıncası var mıdır?
Caiz midir?



Tesadüfe bakın ki... Bu soru kısa süre önce sayın ahalimiz tarafından sayın diyanet işleri başkanlığımıza sorulmuştu:
“Mekke ve Medine’nin kutsallığına inanarak oralardan taş veya toprak getirmenin sakıncası var mıdır?”
Din işleri yüksek kurulu başkanlığımız, bu soruya, fetva mahiyetinde kelime kelime şu cevabı vermişti:



“Mescid-i Haram, Meş’ar-i Haram, Arafat başta olmak üzere Mekke, hac ile ilgili rükün ve şartların ifa edildiği yerler olması bakımından müslümanların gönlünde belli bir kutsallığa sahiptir.
Bu kutsallık o bölgelerin taşına, toprağına, bitkisine ve hayvanına değil; bizzat mekanların kendisine aittir.
Dolayısıyla Hicaz’dan teberrük amacıyla toprak veya taş getirmenin herhangi bir dayanağı yoktur. (Serahsî, el-Mebsût, XXX, 161).
Alimlerin büyük çoğunluğu bunu doğru bulmamış, hatta bir kısmı bunun haram veya mekruh olduğunu bile söylemişlerdir (Nevevî, el-Mecmû‘, VII, 454-455).”



(Merak edenler, din işleri yüksek kurulu başkanlığı’nın resmi internet sitesine girerek “Mekke ve Medine’nin kutsallığına inanarak oralardan taş veya toprak getirmenin sakıncası var mıdır?” sorusunu ve cevabını okuyabilirler. Dilerseniz, yine internette, aynı sorunun Diyanet TV’de yayınlanmış videolu cevabı bile var, seyredebilirsiniz.)



Yani, meselenin koparma-araklama tarafını boşver, yüzük müzük yaptırıp aksesuar olarak parmağına takmayı da bir kenara bırakalım...
Taş’ı oradan getirmek bile caiz değildir.
Haramdır.
En azından mekruhtur.



“Çok basit, çaldılar” diyerek seçimi iptal ettireceksin...
Bu seçim “murdar” olmuş diyeceksin...
Sonra da parmağına Kabe’den koparılmış “haram”ı takacaksın öyle mi?

--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Dana Bayramı


Kendimi Afro Türk sayarım.
Çünkü, siyah bir kadın tarafından büyütüldüm.



Bebekliğim gibi, çocukluğum da Afro Türklerle iç içe geçti.



Ve bugün, benim canım Afro Türklerimin “Dana Bayramı.”



Dini değil, kültüreldir.
Afrika geleneğidir.
Kabilenin ileri gelenleri ortaklaşa dana alır, kurban edilir, paylaşılır, hep birlikte yenir, sonra çayırda çimende piknik yapılır.
Nevruz gibi, Hıdrellez gibi, baharın müjdecisidir.





Unutulmaya yüz tutan bu rengarenk bayramı, Afro Türk kavramını Türkiye’ye ve dünyaya tanıtan Mustafa Olpak’a borçluyuz. Kendisi erken yaşta rahmetli oldu ama, idealleri yaşıyor, yaşatılıyor.



Bugün, benim canım İzmirim’de, Konak Belediyesi’nin himayesinde, Afrikalılar Dayanışma Kültür ve Yardımlaşma Derneği tarafından organize edilen, 13’üncü Uluslararası Dana Bayramı etkinlikleri var.



Saat 13.30’da, Türkan Saylan Kültür Merkezi’nde, “Ruhun Şifacıları” adıyla, Caroline Alida van Poucke’nin fotoğraf sergisi açılışı yapılacak.
Saat 14.00’te, “Afrika Kültürü ve Mirası” başlığıyla muhteşem bir panel var. Orhan Çetinbilek’in moderatörlüğünde gerçekleştirilecek. Belçikalı yazar ve fotoğraf sanatçısı Caroline Alida van Poucke, fotoğrafların dilinden Afrika’yı anlatacak. Amerikalı tarihçi Profesör Nikki Brown, Almina Kütük ve Uğur Yılmaz, Afro Türklerle sözlü tarihi anlatacaklar. Araştırmacı yazar Mustafa Uzel, Anadolu’da zar/bori ayinlerini anlatacak. Tarihçi Fatma Gül Kırcı, Dana Bayramı’nı anlatacak.
Saat 16.15’te, Beyhan Türkkollu’nun “Afro Türklere Dair” başlığıyla slayt gösterisi yapılacak.
Saat 16.30’da, Afro Türk Perküsyon Grubu’nun müzik dinletisi var.
Saat 16.45’te, Turgay Karasolak’ın düzenlemesiyle zeybek gösterisi var, Ağır Koca Arap Zeybeği, İnce Hava Zeybeği sunulacak.
Saat 18.00... Alsancak Kıbrıs Şehitleri Caddesi’nde, Ösym binasından Sevinç Pastanesi’ne doğru, kortej var, Afrika köstümleri, Afrika maskeleri, Afrika müzikleri ve Afrika danslarıyla yürüyüş yapılacak.
Saat 18.30’da, yürüyüşün sonlandığı noktada, varlığıyla onur duyduğumuz Melis Sökmen’in mini konseri olacak.
Yarın, yani pazar günü saat 11.00’le 18.00 arasında ise, Buca Kaynaklar’da, Yörük Obası Piknik Alanı’nda piknik var.



İstanbul’daki bitmek tükenmek bilmeyen seçim saçmalığı nedeniyle bu sene maalesef katılamıyorum, ama kalbim orada olacak.



Benim canım İzmirlilerim...
İzmirimizi İzmir yapan insani zenginliğimize katkı sağlamak için, bugün hepinizi Afro Türk olmaya davet ediyorum.