Suriye’de AKP hükümetinin önce ABD ile ardından Rusya ile yaptığı anlaşmalar sonucunda Barış Pınarı Harekatı bitti.

Şimdi sahadaki net durum şu:

Suriye’nin kuzeyinde Türk Silahlı Kuvvetleri’yle desteklenen, çeşitli selefi cihatçı gruplardan oluşan Suriye Milli Ordusu;

- Fırat’ın batısında Afrin ile Cerablus-Mare hattını

- Fırat’ın doğusunda Tel Abyad-Resulayn arasını kontrol ediyor

- Türk Silahlı Kuvvetleri’nin ayrıca, Suriye’nin kuzey batı ucu İdlib’de, Astana Anlaşması uyarınca El Nusra başta olmak üzere, tüm dünyanın terör örgütü kabul ettiği cihatçı örgütlerin kontrol ettiği bölgede gözlem noktaları bulunuyor.

ABD VE RUSYA ANLAŞMASI

Yine sahadaki ikinci net tespit, Suriye’de iç savaş boyunca vekil güçler aracılığıyla -zaman zaman çatışarak- ülkede kendi nüfuz alanlarını oluşturan ABD ve Rusya’nın birden bire uzlaşması.

Türkiye Barış Pınarı Harekatı’na başlar başlamaz sahada yaşanan şu oldu:

ABD’nin desteklediği PKK terör örgütünün Suriye kolu PYD/YPG, Washington’un bir talimatı ile operasyon bölgesinden çekiliverdi.

Yerine, ABD’nin yıllardır vekiller üzerinden savaştığı Rusya destekli Esad ordusu sınır kentlerine giriş yaptı; ABD bayraklı askeri araçların çıktığı şehirleri, aynı yoldan Suriye bayraklı (Esad’a bağlı) araçlar girdi. Araçlar zaman zaman aynı yollarda -neredeyse birbirlerine el sallayacak şekilde- karşılaşıp geçip gittiler.

Belli ki Membiç, Kobani gibi şehirler, Washington ile Moskova arasında, kamuoyuna hiç açıklanmayan bir anlaşma çerçevesinde el değiştirdi.

Sadece kentler değil...

ABD’nin Suriye’nin kuzeyindeki askerlerini çekmesiyle bir anlamda “öksüz” bıraktığı PYD-YPG’nin kontrolü de Rusya’ya geçti.

Ve sıra İdlib’e geldi.

Geçen hafta Rusya, Esad ordusu ile birlikte İdlib’deki cihatçı teröristleri bombalamaya başladı.

ABD de resmen hiçbir askeri varlığının bulunmadığı İdlib bölgesine özel kuvvetler aracılığıyla nokta saldırısı düzenledi; IŞİD’in elebaşı El Bağdadi öldürüldü.

Bu da ABD-Rusya anlaşmasının sadece PYD-YPG’nin “el değiştirmesini” değil, Suriye’nin cihatçı örgütlerden temizlenmesini de içerdiğini ortaya koydu.

ABD ve Rusya’nın anlaştığı Suriye’de, Esad’a muhalif kala kala AKP hükümetinin önce Özgür Suriye Ordusu, ardından da “Suriye Milli Ordusu” diye isim koyduğu cihatçı çetecikler kaldı.

Tam bu noktada da dünyanın her tarafından, özellikle de ABD’den “savaş suçları” iddiaları bir bir dökülmeye başladı.

Bu iddialar, AKP hükümeti için ÖSO’yu bir şekilde dağıtmak alarmı niteliğinde.

Dünyada ihvan çağı bitti. Selefiyi selefiye kırdırma dönemi başladı.

Özgür Suriye Ordusu’nu yakında İdlib’de kendileri gibi selefi cihatçı Nusracılara karşı savaşırken görürseniz, hiç şaşırmayın...

ABD’DE HALKBANK DAVASI SIKINTISI

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 13 Kasım’da Beyaz Saray’da Başkan Donald Trump’la yapacağı ziyaretten bir hafta önce New York’ta önemli bir duruşma var.

Halkbank eski Genel Müdür Yardımcısı Hakan Atilla’yı yargılayan New York Güney Bölge Federal Mahkemesi bu kez bankasının kendisini, kurumsal olarak yargılıyor. 5 Kasım’da bu davanın duruşması yapılacak.

22 Ekim’de yapılan ilk duruşmaya Halkbank avukatları katılmadı. 5 Kasım’da katılacakları da şüpheli.

Ancak iş çok ciddi ki Halkbank’ın 2017 yılında anlaşma imzaladığı, ABD’nin etkili lobi şirketlerinden Ballard Partners, anlaşmayı tek taraflı olarak feshetti.

Lobicilik faaliyetleri ABD’de şeffaf şekilde yapılıyor. Dolayısıyla Ballard’ın Halkbank’la yaptığı anlaşmanın bedeli de biliniyor; Halkbank bu şirkete ayda 125 bin dolar -evet yanlış okumadınız- ödüyordu.

Trump’a çok yakın iş adamlarından Brian Ballard’ın sahibi olduğu şirketin Halkbank’tan alacağı aylık 125 bin dolardan vazgeçerek anlaşmayı feshetmesi, durumun ciddiyetini de ortaya koyar nitelikte.

Üstelik iddianamede ortaya konulan yeni iddialar -ki AKP hükümetinin bir ara makbul insan gördüğü Reza Zarrab’ın ifadelerine dayanıyor- çok ciddi. İddianamede, Zarrab’ın 17-25 Aralık sonrasında Halkbank üzerinden İran’a yönelik yaptırımı delme şebekesini yeniden oluşturmak için, Türkiye’de dönemin hükümetinin en etkin isimlerine “ulaştığı” iddiası öne sürülüyor.

Bakalım Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ABD heyetinde kimler olacak, kimler olmayacak?