Türkiye “beka” söyleminden başını alamıyor.
AKP-MHP ittifakı ve ulusal medyanın neredeyse yüzde 90’ını oluşturan yandaş basın sayesinde, siyasetin dili giderek askerileşiyor.
Bu askerileşmenin nedeni açık aslında;
Ülkeyi doğru düzgün yönetmeyi beceremeyip, vatandaşı mutlu edemeyenler için bir nevi “can simidi” özelliği taşıyor.
Siyasetin askerileşmesi ile, vatandaşa altında giderek daha fazla ezildiği ekonomik kriz unuttulup, S-400’leri, AKP’nin Suriye macerasında kullanılan mermilerin paralarını, hatta nükleer silahları konuşması sağlanmaya çalışılıyor.

HULUSİ BEY’İN ÜNİFORMASI

Ancak ekonomik kriz o kadar ağır ki, siyasette muktedirin kullandığı o askeri dil de yetmiyor. Görsel malzemeye de başvurmak gerekiyor;
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın geçen ay Şanlıurfa ziyaretinde giydiği “MSB” armalı üniforma benzeri kıyafet, mevcut rejimin söyleminin somut görselini oluşturuyor.
İlk kez sivil bir hükümet üyesi, kendisine özel bir “üniforma” yaptırıp kamuoyunun karşısına bununla çıkıyor.
Kimilerine göre Hulusi Akar’ın emekli bir general olması bu üniforma sevdasını “mazur gösterebilir.”
Ama o üniforma, Türkiye’yi yönetenlerin söylemiyle de birleşince, ortaya çok farklı bir tablo çıkıyor.
O üniforma tek başına;

- AKP hükümetlerinin yıllardır vatandaşa siyaset diye sattığı “askerin sivilleştirilmesi” söyleminin boşa çıktığını;

- Türkiye’ye “Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini” hediye eden AKP-MHP koalisyonunda, -yaratılmaya çalışan tüm imaja rağmen- Erdoğan’ın AKP’sinin kan kaybedip, Bahçeli’nin MHP’sinin güç kazandığını;

- Bahçeli’nin silah hediye ettiği tek Genelkurmay Başkanı olan Hulusi Akar’ın, bugünlerde Milli Savunma Bakanlığının yanısıra, Dışişleri Bakanlığı’nın pekçok görevini de üstlenip, ABD ile anlaşmalar kotaracak kadar güçlendiğini;

- Yine Bahçeli’nin her söylemine sahip çıkıp, sürekli koruyup kolladığı -2018 Genel seçimi öncesindeki istifa imalı konuşmasını ve Bahçeli’nin devreye girmesini hatırlayın- İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun yıldızının kamuoyunda giderek parladığını gösteriyor.

AKP’YE KALAN YİNE BETON LOBİSİ

Bahçeli’nin 40 yıllık söylemi tüm Türkiye’yi sarar, Cumhur ittifakının büyük ortağının oyları küçük ortağa kayarken, AKP’ye kalan da yine en iyi anladığı iş oluyor;
Beton lobisi.
Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi çerçevesinde geldiğimiz noktada, AKP’nin attığı her adımın bir şekilde “beton lobisiyle ilişkilendiğini” görmemek için kör olmak gerek.

- “Türkiye’nin bekası” söylemleriyle çıkılmaya hazırlanılan Fırat’ın doğusu macerasının altından, -Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kendi ifadesiyle- “ Suriyelilere Çevresinde 100-150 m2 bahçesi olan 250-300 m2 evler” çıkıyor.

- AB’ye yapılan “kapıları açarım” söylemi ile, Avrupalılar’ın yeni bir mülteci akınından korkup, Türkiye’deki beton lobisini ihya edecek bu evler için para göndermesi amaçlanıyor.

- Resmi Gazete’de yayınlanan hemen her teşvik kararından mutlaka ama mutlaka AKP’nin pek sevdiği beton işlerini yapan bir inşaat şirketi çıkıyor.

- Türkiye’nin bekasının korunması için, sınırlara binlerce kilometrekalik beton duvarlar örülüyor.

- Millet Bahçesi diye lanse edilen her alan- Ayder, Salda, Çorlu, Nakkaştepe ve diğerleri- aslında otopark, mescit, tesis adı altında betonlaşmaya açılıyor.

AKP betonlarla uğraşırken de, Türkiye giderek daha “üniformalı” bir ülke haline geliyor...

---------

Özel not; Kısa bir tatil için iki hafta müsaadenizi rica ediyorum...