Almanya'nın Dışişleri Bakanı Heiko Maas, gündemi Almanya'nın çok okunan tabloid gazetesi Bild am Sonntag'a değerlendirdi. ABD'de yaşanan protesto gösterileri, coroan virüsü salgını ve turizm ile ilgili açıklamalarda bulunan Maas kendisine yöneltilen, "Çok sevilen turizm ülkesi Türkiye'ye seyahat yasağı kalkacak mı" sorusuna yanıt verdi.

Corona virüsü ile ilgili seyahat uyarılarının insanlar için olduğunu, bunda politik bir amaç bulunmadığını belirten Maas, "Türk hükümeti ile görüşmeler sürüyor. Seyahat uyarısı sürekli kalmayacak. Ancak yine de salgının gidişatına bağlı. Görevim insanlara seyahat önermek değil. Biz, her ülkenin durumuna ve tahminlerimize göre, genel seyahat bilgileri ve uyarılar veriyoruz. İnsanlar bir durumdan kendileri için doğru sonuçları çıkaracak ve nereye gideceğini hesap edecek kadar akıllıdır. Tatilde enfeksiyon kapan herkesi Almanya’ya getiremeyeceğimizi de varsayması gerekir. Tabii ki, acil durumlarda konsolosluklarımız desteğe hazırdır. Ancak hükümet olarak bu yaz aylarında, bir daha tatilcileri toplamak için özel uçak göndermeyeceğiz. Ben de şu anda nerede tatil yapacağımı bilmiyorum. Yalnız insanların çok kalabalık olmadığı yerleri düşünüyorum" ifadesini kullandı.


Fotoğraf: İHA


LUFTHANSA'DAN GERİ GETİRME GARANTİSİ
Bu arada, hükümetten 9 milyar Euro yardım alan Lufthansa, yolcuları geri getirme sözü verdi. Lufthansa'yla uçan, ancak corona nedeniyle gittiği ülkeye alınmayan, karantina zorunluluğu bulunan ya da buna bağlı yan nedenlerle gittiği ülke giremeyen yolcuların geri alınacağı garanti edildi. Böylece, Alman turistlerin bir endişesi daha ortadan kalkmış oldu.

BİZDE DE IRKÇILIK BİR SORUN

ABD'de yaşanan olaylar ile ilgili olarak daha önce ABD Başkanı Donald Trump'ın ateşe benzin döktüğünü söyleyen Maas, "Bir gerginlik anında, daha fazla şiddetle tehdit etmek çok büyük bir hata. Şu anda ABD’de kimin başkan olduğuna bakılmaksınız, ABD ile ilişkilerimiz eleştirilere dayanabilecek kadar yakın ve yıkılmaz. Irkçılık ise sadece ABD’nin bir sorunu değil. Ülkemizde 30 bin aşırı sağcı yaşıyor. Bizde de ırkçı saldırılar, siyahlara karşı ayrımcılık, Yahudiler’in kippalarına tahammülsüzlük var. Biz önce kendi kapımızın önünü süpürmeliyiz. Irkçılık, sadece ABD’de öldürmüyor. ABD’de protestoları haberleştiren çok sayıda gazeteci saldırıya uğradı. Trump, dünyadaki popülistlerin yaptığını yapıyor ve gazetecileri hedef gösteriyor, onları halkın düşmanı ve aşağılık bir yaşam biçimi olarak tanımlıyor. Popülistler böylece bir kesim üzerinden kutuplaşma sağlıyor, kendi destekçilerini harekete geçiriyor. Ama bu son derece tehlikeli" dedi.