Pazar sabahının erken saatlerinde başlayan gerilim dinmek bir yana artarak devam ediyor... Tarafların karşılıklı olarak saldırı yaşandığı iddiasıyla başlayan gerilimin 5'inci gününde de çatışmalar sürüyor.

Bugün yapılan açıklamada taraflar arasında çatışmanın devam ettiği belirtilirken, Azerbaycan ordusunun Ermenistan'ı bütün gece vurduğu belirtildi. Azerbaycan Savunma Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, 27 Eylül’den 30 Eylül yerel saatle 21.30'a kadar Ermenistan birliklerinin asker ve askeri teçhizatında ağır kayıplara uğradığını belirterek tüm cephe boyunca mevzilerinden ve bölgenin önemli bölgelerinden çekilmek zorunda kaldığını duyurdu.

Bakanlık 27 Eylül-30 Eylül arası Ermenistan’a ait toplam 200’e yakın tank ve diğer zırhlı araç, 228 topçu, roketatar, havan, 30 hava savunma sistemi, 6 komuta kontrol ve komuta gözlem noktası, 5 mühimmat deposu, 110'dan fazla araç ve 1 S-300 uçaksavar füzesi sisteminin imha edildiğini bildirdi.

İlham Aliyev, dün akşam saldırılarda yaralananları ziyaret etti. (Fotoğraf: Reuters)


Öte yandan bugün uluslararası haber ajanslarının "flaş" koduyla servis ettiği açıklamalarda Ermeni ordusunun Terter kasabasındaki sivilleri hedef aldığı aktarıldı. Azerbaycan başsavcılığı tarafından yapılan açıklamada sabah saatlerinde Ermenistan'a ait güçlerin Terter'e saldırdığı ve bir sivilin yaşamını yitirdiği ve tren istasyonunun da kullanılamaz hale geldiği belirtildi.

 

GERİLİMİN SEBEBİ ÇOK DERİN

Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki gerilimin esas sebebi ise Dağlık Karabağ… Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla birlikte Karabağ, Ermenistan ve Azerbaycan arasında bir gerilim bölgesi haline geldi. Karabağ Ermenileri, Karabağ’ın Sovyet Azerbaycan’dan Sovyet Ermenistan’a geçmesi gerektiğini talep etmesiyle tırmanan gerilim 20 yılı aşkın bir süredir devam ediyor.



Taraflar arasındaki ateşkese rağmen Azerbaycan ve bölgeyi işgal eden Ermenistan sınırında sık sık çatışma yaşanmaya devam ediyor. Bölgedeki gerilim bölgedeki doğalgaz ve petrol boru hattı koridoru dolayısıyla uluslararası kamuoyu tarafından da yakından takip ediliyor.

KAN DONDURAN OLAY: HOCALI KATLİAMI

Hocalı Katliamı, Karabağ Savaşı sırasında 26 Şubat 1992 tarihinde Azerbaycan’ın Dağlık Karabağ bölgesindeki Hocalı kasabasında yaşanan ve Azerbaycanlı sivillerin Ermenistan’a bağlı kuvvetler tarafından toplu şekilde öldürülmesi olayıdır.

Ermenistan'ın sivilleri hedef aldığı Hocalı katliamı uluslararası kamuoyunun kanını dondurmuştu.


Ermeni güçleri 1992 yılının 25 Şubatı 26 Şubat’ta bağlayan gecede bölgedeki 366. Alayın da desteği ile önce giriş ve çıkışını kapadığı Hocalı kasabasında, Azerbaycan resmî kaynaklarına göre, 83 çocuk, 106 kadın ve 70’ten fazla yaşlı dahil olmak üzere toplam 613 sakin öldürülmüş, toplam 487 kişi ağır yaralanmıştır. 1275 kişi ise rehin alınmış ve 150 kişi ise kaybolmuştur. Cesetler üzerinde yapılan incelemelerde cesetlerin birçoğunun yakıldığı, gözlerinin oyulduğu, başları kesildiği görülmüştür. Hamile kadınlar ve çocukların da maruz kaldığı tespit edilmiştir.



Dağlık Karabağ bölgesinin en önemli tepelerinden birisinde olan Hocalı kasabası Ermeni güçleri için önemli bir askerî hedef niteliği taşımaktaydı. Kasaba Hankendi’yle Ağdam’ı bağlayan yolun üzerinde bulunup bölgenin tek havalimanı için üs konumundaydı. İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün raporuna göre Hocalı kasabası Hankendi’yi top ateşine tutan Azerbaycan Silahlı Kuvvetleri tarafından üs olarak kullanıldığı için Ermeni kuvvetler tarafından top ateşine tutulmaktaydı.

Aralık 1991’de Hankendi çevresinde yerleşen ve Azerbaycanlıların yaşadığı Kerkicahan kasabasının alınmasından sonra, Hocalı kasabası tamamen Ermeni ablukasında kaldı. 30 Ekim’den itibaren karayoluyla ulaşım kapanmış ve tek ulaşım vasıtası olarak helikopter kalmıştı.

20 Kasım 1991’de Hocavend semalarında Mi-8 helikopterin Ermeni kuvvetler tarafından vurulması ve sonuçta birkaç Azerbaycan devlet resmileri, Rus ve Kazak gözlemciler dahil 20 kişinin ölümünden sonra, hava ulaşımı da kesilmişti. İşgalden önce 1991-1992 kış aylarında Hocalı sürekli olarak bombalanmıştır. Hocalı'dan çıkmış mültecilerin İnsan Hakları İzleme Örgütü’ne söylediklerine göre, bazı durumlarda bombardımanlar açıkça sivil hedeflere karşı yönlendirilmiştir. Saldırı öncesi, birkaç aydır kasaba elektrik ve gazdan yoksundu.