Babası Mısır Yahudisi, annesi Protestan bir Hollandalıydı. II. Dünya Savaşı’nda Nazilere karşı savaştı, savaşın bitmesine bir yıl kala İngiltere’ye gitti, artık majestelerinin hizmetindeydi.

1948 yılında İngiliz dış istihbarat servisi MI6’nın Seul (Güney Kore) istasyonuna gönderildi. Kore Savaşı’nda (1950) Kuzey’e esir düştü. Esir kampında komünist oldu. Bir gardiyanın eline pusula tutuşturarak SSCB Büyükelçiliği’ne ulaştırdı. Kısa bir süre sonra KGB’nin Kuzey Kore’deki istasyon şefi, kendisine gönderilen pusulanın sahibini buldu.

KOD ADI: DİOMİD

Şefe "MI6’ya çalışıyorum, artık KGB’ye hizmet etmek istiyorum" dedi. Tafsilatı canınızı sıkmasın, ‘Diomid’ kod adıyla KGB’ye kabul edildi. Üç yıl sonra Londra’ya döndü, daha doğrusu gönderildi.


Kuzey Kore'de esir düşen George Blake, ülkesi İngiltere'de bir kahraman gibi karşılanmıştı.


1951, Doğu Berlin…

Amerikan bölgesinin birkaç yüz metre ötesinde, Sovyet istihbarat üssü Karlshorts, Sovyet askeri heyeti ve Doğu Berlin’deki Sovyet Büyükelçiliği arasındaki gizli iletişimi sağlayan üç yüksek frekans ile şifreli telefon hattı yerin iki metre altında birleşiyordu.

SES GEÇİRMEYEN YÜKSEK TEKNOLOJİ

II. Dünya Savaşı sonrası Nazi artıklarıyla kurulan CIA ile majestelerinin istihbarat servisi MI6, Sovyetler-komünist Doğu Almanya arasındaki gizli haberleşmeyi takip etmek için sıradışı ve derin planı devreye soktular.

Batı Berlin’den Doğu Berlin’e doğru, 500 metre uzunluğunda, şehir trafiğinin hemen altında, içinde insanların rahatça çalışabileceği kadar geniş, ses geçirmeyen yüksek teknolojiye sahip tünelin inşaatı 1954 yılında başladı.

KGB ŞEFİ SEROV: BIRAKALIM YAPSINLAR

MI6, Berlin Tüneli projesi için Rusça bilgisini de göz önünde bulundurarak George Blake’i görevlendirdi.

Dört yıl önce Kuzey Kore’ye esir düşen, komünist olan ve Diomid kod adıyla KGB safına geçen çifte ajan George Blake!

6.5 milyon dolar (2018’de 180 milyon dolara eşdeğer) harcanan tünelle ilgili tüm bilgiler Blake vasıtasıyla masasına gelen KGB Şefi İvan Serov, "Bırakalım yapsınlar" dedi. Hem Batı’ya yanıltıcı bilgiler pompalayacaklar, hem de istedikleri zaman bu düşman fiyaskosunu propaganda malzemesi olarak kullanabileceklerdi.

Sovyetler, telefon hatlarını tünel vasıtasıyla dinleyen CIA ile MI6’yı gereksiz, sıradan bilgilere boğuyor; şüphe çekmemek için de araya gerçek ama hayati önemi olmayan istihbaratlar serpiştiriyorlardı.


67 BİN SAATLİK TELEFON GÖRÜŞMESİ

CIA ve MI6, 1956 yılının Nisan ayına kadar 67 bin saat telefon görüşmesi kaydetti.

Londra’da 300’den fazla Rus göçmen ile Alman tercüman bu kayıtları çözüyordu!

Ve o an geldi, çattı…


Sovyet ve Doğu Alman subayları Berlin Tüneli'nin girişinde...


SOĞUK SAVAŞ’IN EN BÜYÜK FİYASKOLARINDAN BİRİ

Stalin’in yerine gelen Kruşçev, İngiltere Kraliçesi II. Elizabeth’in davetlisi olarak İngiltere’deydi.

Sovyet ve Doğu Almanya askerleri tünelin doğu kısmından giriş yaptılar. Tünelin ortaya çıkması sonrası SSCB, bu espiyonajı uluslararası hukukun ihlali ve gangster davranış olarak tanımladı.


Berlin Tüneli


CIA ve MI6’nın, yani Batı’nın Soğuk Savaş’taki en önemli istihbarat operasyonlarından biri fiyaskoya dönüşmüştü.

1961’e kadar deşifre olmayan George Blake, Batı’ya iltica eden Polonya gizli servisi SB’den Yarbay Michael Goleniewski’nin itirafları sonrası yakalandı, 42 yıl hapse mahkûm edildi.

FOTO: Russia 1


KGB ÖRGÜTLEDİ, IRA KAÇIRDI

1966 yılında İrlanda Cumhuriyetçi Ordusu bombacısı Sean Aloyisious Bourke’la birlikte Londra’daki Wormwood Scrubs Cezaevi’nden kaçırıldı. Doğu Berlin üzerinden Moskova’ya geçti.

Hapishaneden kaçışını, IRA üzerinden KGB’nin örgütlediği iddialarını hiçbir zaman yalanlamayan George Blake, dün 98 yaşında son nefesini verene kadar Rusların kendisine bağladığı emekli maaşıyla yaşıyordu.



MERAKLISI İÇİN...

Meslek büyüğümüz Murat Yetkin, George Blake'in hikayesini ve Berlin Tüneli'ndeki istihbarat savaşını Meraklısı İçin Casuslar Kitabı başlıklı araştırmasında detaylı bir şekilde anlatmıştı. Yetkin'in, serinin üçüncü kitabı (İlki: Meraklısı İçin Entrikalar Kitabı) olan Meraklısı İçin Darbeler Kitabı da kısa bir süre önce çıktı. Murat Yetkin, İttihat ve Terakki’nin Babıâli baskınından 15 Temmuz 2016'daki hain darbe girişimine kadar uzanan tarihi inceleyerek, olayları, kişileri, kurumları birbirine bağlayan zinciri ustalıkla gözler önüne seriyor.