DERLEYEN: MERTHAN SÜMBELLİ / Savaş yine sivilleri vurdu. Etiyopya’da Tigray güçleri ile başkent Adis Ababa’ya bağlı Etiyopya güçleri arasında şiddetli çatışmalar yaşandı. Hava saldırıları ve topçu atışları sonucunda resmi olmayan kayıtlara göre binlerce sivil hayatını kaybederken, canını kurtarabilen siviller mülteci kamplarına sığındı.

İki taraf arasında bir süredir devam eden gerginlik silahlı çatışmaya dönüştü. Etiyopya’nın Nobel Ödüllü Başbakanı Abiy Ahmed, kasım ayında Tigray güçlerini hükümete bağlı bir hava üssüne saldırmakla suçladı. Tigray kanadı suçlamayı her ne kadar reddetse de savaşın fitili ateşlenmiş oldu.



1) HÜKÜMET VE TİGRAY ARASINDAKİ SAVAŞ NASIL BAŞLADI?


İki taraf arasındaki gerginlik 2018 yılında Ahmed’in Başbakan olarak göreve gelmesine kadar dayanıyor. Tigray, Etiyopya’nın yaklaşık 110 milyonluk nüfusunun yüzde 6’lık kısmını temsil ediyor. Federal Hükümet, grubun Etiyopya’yı bölmeye çalıştığını iddia ederken, Tigray tarafı da Başbakan Ahmed’i kendilerini dışlamakla suçladı. Reformlarıyla tanınan Başbakan Ahmed ise ülkeyi daha merkeziyetçi bir yönetim anlayışıyla kavuşturmayı hedefliyor.


Tigray Halk Kurtuluş Cephesi, eylül ayında corona virüs salgını nedeniyle ertelenen bölgesel seçimleri düzenleyerek hükümete meydan okudu. Bunun ardından 4 Kasım’da Başbakan Abiy Ahmed’in, Tigray milislerinin Mekelle yakınlarındaki Etiyopya Kuvvetlerine ait bir üsse saldırdığını söylemesinin ardından savaşın fitili ateşlendi. Adis Ababa Hükümeti bölgede altı ay olağanüstü hal ilan ederek internet ve telekomünikasyon ağlarını kapattı.



Federal Hükümet güçlerinin ilerleyişi Tigray’ın başkenti Mekkele’ye kadar sürdü. 23 Kasım’da da başkentte bulunan sivillere iş birliği, Tigray güçlerineyse teslim olma çağrısı yapıldı ve üç günlük süre verildi. Sürenin dolmasının ardından 26 Kasım’da kara ve havadan harekat düzenlendi. Harekatın sonuçlanmasıyla beraber Etiyopya Federal Hükümet güçleri Mekkele’de kontrolü ele geçirdi.

Tigray bölgesinde devam eden çatışmalardan kaçan Etiyopyalı mülteciler, Sudan-Etiyopya sınırındaki Fashaga kampında.


2) SİVİLLER NASIL ETKİLENDİ?

 Tigray tarafına düzenlenen ağır bombardıman saldırılarından en çok siviller etkilendi. Hava ve kara saldırılarında binlerce sivilin öldüğü, Etiyopya’dan Sudan sınırına 50 binden fazla mültecinin göç ettiği tahmin ediliyor. Ancak Ahmed Hükümetinin internet ve telekomünikasyon ağlarını kapatması nedeniyle net sayı tam olarak bilinmiyor.

Tigray bölgesinde devam eden çatışmalardan kaçan Etiyopyalılar, Kassala eyaletinin doğusunda Hamdayet köyünde Sudan-Etiyopya sınırındaki Setit nehrini geçmek için tekneleri kullanıyor


3) BÖLGEDE YAŞANAN İNSANİ FELAKETİN BOYUTU NE?

50 bin Etiyopyalı mültecinin Sudan sınırından kaçmasıyla, bölgede gıda, yakıt ve diğer ihtiyaçlara olan gereksinim katlanarak arttı. Zaten bölgede baş gösteren imkansızlıklara bir de göç dalgası eklenince Birleşmiş Milletler insani felaket konusunda uyarıda bulundu. Tigray’da Eritre ile olan savaştan dolayı yüz bin kişi yerinden edilmiş ve altı yüz bin kişi gıda yardımına muhtaç halde yaşamını sürdürüyordu. Hava saldırılarının elektrik şebekesini çökertmesi ve yakıt kaynaklarını vurmasıyla zaten var olan insani kriz felakete doğru sürüklendi.

Etiyopyalı mülteciler, Sudan-Etiyopya sınırındaki Um Rakuba mülteci kampında yemek için sırada bekliyor


Birleşmiş Millet 2 Kasım’da Etiyopya Hükümeti ile Tigray’da federal hükümet kontrolündeki bölgelere gönderilecek yardımların engellenmemesi konusunda bir anlaşma imzaladı. Gıda ve tıbbi malzemelerinin bulunduğu yardımlar bölgeye ulaştırılacak. Günler önce, Uluslararası Kızılhaç Komitesi, Mekkele şehrindeki hastanelerin yaralılara bakmak için mücadele ettiğini ve tıbbi malzemelerin tükendiğini bildirdi. Birleşmiş Millet İnsan Hakları Yüksek Komiseri  Michelle Bachelet “Bölgedeki durumun tamamen kontrolden çıkarak ağır kayıplara yol açma riski var.” dedi.

Tigray bölgesinde devam eden çatışmalardan kaçan Etiyopyalılar, Sudan-Etiyopya sınırındaki Hamdait köyünde Birleşmiş Milletler tarafından acil gıda ve lojistik desteği için beklerken


Etiyopya devlet televizyonundan çatışmalarda binden fazla sivilin hayatını kaybettiği bildirildi. Başbakan Ahmed, ölenlerin arasında tek bir sivilin dahi olmadığını iddia etti. Ancak Tigray’da gerçekleştirilen bilgi karartması bu sayıların bağımsız olarak doğrulanmasını güçleştiriyor. İnsani yardım kuruluşları, binlerce kişinin Sudan sınırından geçtiğini, yiyecek, su ve barınağa ihtiyaç duyacak iki yüz bin kişiye hazırlıklı olduklarını açıkladı.

Tigray bölgesinde devam eden çatışmalardan kaçan Etiyopyalı mülteciler, Sudan-Etiyopya sınırındaki Fashaga kampında kayıt sürecinde


ETİYOPYALI MÜLTECİ TELA: KÖPEKLER ÖLÜLERİ YİYOR

54 yaşındaki 3 çocuk babası Gush Tela, tarım kenti Humera bombalandığında eşi ve çocuklarını alıp güvenli bir kasabaya götürdü. Tela, birkaç gün sonra motosikletiyle birlikte, evlerine ne olduğuna bakmak için Humera’ya geri döndü. Ancak kente dönüş yolunda karşılaştığı manzara korkunçtu. Daha kente yaklaştığında ölü insan cesetlerinin kokusunu alan Tela, biraz daha ilerlediğinde kurşun delikleriyle dolu aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu cesetler gördü. Tela, “Köpekler tarafından yenen birçok ölü gördüm," dedi ve sözlerine devam etti “Yolda birçok insanın öldüğünü gördüm. Pek çok şeyi hayal etmesi ve anlatması zor” ifadelerini kullandı.

Etiyopyalı bir mülteci, Sudan-Etiyopya sınırındaki Um Rakuba mülteci kampında bir çocuğu tutuyor


HASTALARI TRAKTÖRLE GÜVENLİ BÖLGEYE TAŞIDILAR

Tefera Tedros 42 yaşında bir cerrah. 8 Kasım’da Humera’nın bombalanmasıyla o da dehşet verici bir manzarayla karşılaştı. Tedros, 15 sivilin hayatının kaybettiğini ancak sokaklarda ve evde ölenlerin bu rakama dahil olmadığını belirtti. Çalıştığı hastanedeki hastaları meslektaşlarıyla birlikte traktörlerle başka bir kasabaya taşıyan Tedros, oradan kaçarak Hamdayet’e ulaştı.

Tigray bölgesinde savaştan kaçan Etiyopyalı kadın, Sudan-Etiyopya sınırındaki Fashaga kampında tedavi görüyor


TEDROS: SIĞIRLARIN YANINDAKİ GÖLETTEN SU İÇİYORDUK

Hamdayet’te bulunan iki klinikten birinde çalışan Tedros “Bu klinik günde en fazla 50 kişiye hizmet vermeyi amaçlıyordu. Şimdi 200 hastaya hizmet veriyoruz. Her seferinde uyuşturucumuz bitiyor, bu yüzden ikincil ve üçüncül seçenekleri kullanmak zorunda kalıyoruz.” dedi. Hamdayet’e yapılan yolculuğun çok zor geçtiğini belirten Tedros “Solunum yolu hastalıkları artık çok yaygın. İnsanlar uzun ve tozlu yollarda yürüyüp yerde hiçbir şey olmadan uyuyorlardı. Çoğunun akciğer enfeksiyonu var. Yolda sığırların yan tarafındaki göletlerden su içiyorduk.” ifadelerini kullandı.