HABER / YORUM - Her ebeveyn, çocuğuna iyi kötü bir miras bırakır. Bu bazen bir ev-arsa olur. Kimileri hayattayken bir bilgelik aktarmayı başarır. Bazıları düşünceleri / ön yargıları sonraki kuşaklara kalsın diye çabalar. Ben de bir babayım. Kızıma bıraktığıma emin olduğum bir miras var; o da Pearl Jam sevgisi.

Bilmeyenler için Pearl Jam (PJ) ABD'li bir rock grubu. Bebekken klasik ninniler tükendiğinde kızımı PJ şarkıları ile uyutmuş olmamla başlayan süreç üzerinden 13-14 yıl geçti. Onun artık kendi oluşturduğu Spotify listelerinde benim bile az bildiğim PJ eserleri mevcut.

Bu fazlaca kişisel girişin habere dair bir nedeni var. Pearl Jam bugünlerde ABD'nin politik gündeminde yoğunlukla yer almakta. Grup, Mart ayında pandemi nedeniyle tüm konserlerini 2021 yılına ertelemişti. Bu konserler arasında (bizim de heyecanla beklediğimiz) Avrupa turnesi de vardı. Ama hayranlarının neden Pearl Jam'e bu kadar bağlı olduğunun yanıtlarından biri de ABD turnesi dahilinde iptal ettiği konserlerinde saklı. Sadece müziğiyle değil politik duruşuyla da tanınan grubun üç 'salıncak eyaletteki' (swing states*) konserleri aynı zamanda 'Oy verin' kampanyası işlevi görecekti. Konserler ertelenmiş olabilir ama ABD'de seçimler yaklaşırken grup politik kaslarını çalıştırmaya devam ediyor.

(swing states*: Demokrat ya da Cumhuriyetçiler tarafından kazanılabilecek, oyların yakın olduğu eyaletler için kullanılan politik terim)


Grubun solisti Eddie Vedder, 'Eğer biz salıncak eyaletlerde sevilen bir grupsak demek ki biz sadece ilerici insanlara çalmıyoruz. Orada da büyük bir kitlemiz var' diyerek Pearl Jam'in seçimin sonucuna karar verebilecek seçmenlere ulaşma potansiyelinin altını çiziyor.

Grup, 'PJ Votes' adlı bir politik oluşum ile hayran kitlesini oy vermeye ikna etmeyi umuyor. İlk albümü Ten'i 1991 yılında çıkaran grup, kitlesinin büyük bölümünün 40 yaşlarında olduğunun farkında. (Bknz ben.) Bu kişilerin halihazırda oy verme ihtimalinin yüksek olduğunu düşünen PJ, her hayranından üç arkadaşına ulaşarak hem kayıt olmaya hem oy vermeye ikna etmesini talep ediyor.

[special_article_template title="" desc="'Yapmaya çalıştığımız şey aslında en temele inip insanları cesaretlendirmek ve onlar için neyin önemli olduğunu düşünmelerini sağlamak. Aktif olmak, sabırlı olmak ve bu seçimin diğerlerinden farklı olduğunun farkına varmak.' - Eddie Vedder" who="">

 

Pearl Jam'in çabasını diğer şöhret-odaklı haydi oy verin oluşumlarından ayıran en önemli fark ise yeni medya politik kampanyaların izinden gitmesi. Facebook'a politik reklam veren olarak kaydolan grup, elini de korkak alıştırmayarak sadece önceki hafta reklamlara 17 bin dolar harcadı.

Grubun aktivizmi ise aslında kurulma yıllarına dayanıyor. 1992'de Seattle'da seçmen kaydı yapmak için bir konser düzenlemişlerdi. Ancak aynı aktivizmi ve isyanı müziklerinde, şarkı sözlerinde bulmak da mümkün.

Pearl Jam'in özellikle 2020'nin başında çıkardığı son albümü 'Gigaton'ın önemli bir bölümü ABD Başkanı Donald Trump'a ayrılmıştı.


Eski günleri düşünüyoruz / Yeşil çim ve gökyüzü kırmızı şarap / Bu kadar kırılgan olacağını bilmeli / Ve bu tek yönlü uçuşu durdurabilmeliydik (Quick Escape şarkısından)



Grubun Mart 2018'de çıkardığı “Can’t Deny Me” şarkısı da anti-Trump şarkılardan biriydi.

MÜZİKTE AKTİVİZM GELENEĞİ


Müzik dünyası içinde her dönem seslerini yükselten, insanları etkileyen isimler göze çarpıyor. Bu isimler sadece dinleyicileri değil farklı sanatçıları da etkileyerek bir kartopu etkisi yaratabiliyor.

[special_article_template title="" desc="'Ben gençken (Amerikalı muhalif, tarihçi) Howard Zinn bile beni politik olarak (İngiliz müzisyen) Joe Strummer kadar etkilemiyordu' - Eddie Vedder" who="">

 

Pearl Jam'i en çok etkileyen isimlerden olan Neil Young ise özellikle George Floyd'un öldürülmesinin ardından yükselen aktivizmle ilgili, "İnsanların sesi büyüyecek, büyüyecek ve büyüyecek. Bugünün gençlerinin 60'lardakiler gibi bir hedefi var. Otoritenin görmediklerini görüyorlar, iklim krizini umursuyorlar, eşitliği umursuyorlar ve her renkten ırktan insanın beraber yaşayabilmesini istiyorlar. İnsanlar sosyal medya ve müzikle bir araya gelecek" ifadelerini kullanırken pası günümüzün yıldızlarına atıyor: "Lady Gaga gibi insanlara ihtiyacımız var. 80 milyon takipçiye sahip. Bir duruş göstermeli ve takipçilerine bilgiyi ulaştırmalılar."

Bu dileğin bir karşılığı da mevcut aslında. Taylor Swift ve Billie Eilish gibi sosyal medyanın en popüler sanatçıları -Özellikle de Swift- kitlesi ile politik anlamda en cesurca konuşan isimlerden biri.


Swift'in 29 Mayıs'ta 'Yağma başlarsa ateş etme de başlar' yazan Trump'a verdiği ve 'Seni Kasım'da oylarımızla göndereceğiz' diye biten yanıt iki milyondan fazla beğeni almıştı.



64 milyon takipçili 18 yaşındaki Eilish de, Trump'tan maske takmasını küfürlü ifadelerle rica eden 71 yaşındaki Bruce Springsteen de müziğin politik dilini kullanmaya devam eden örnekler arasında.

Twitter'da 'Politik görüşlerin ortaya çıkana kadar hayranındım. Müzik benim kutsalım ve müzik dinlerken duymak istediğim son şey politik saçmalıklar' şeklinde bir tepki alan Rage Against The Machine'nin (Makinenin Karşısındaki Öfke) gitaristi Tom Morello'yu da bu listeye eklemek mümkün. Morello'nun yerine yanıtı ise bir hayranı vermiş ve aslında bu yazının iştigal sahasını uzun süre önce özetlemişti:

"Hangi 'makine'ye karşı olduğunu düşünmüştün? Bulaşık makinesine mi?"