27 Eylül'de Azerbaycan ve Ermenistan arasında başlayan gerilim dinmek bilmiyor... İki hafta önce Rusya'nın arabuluculuğunda masaya oturan ve insani ateşkes için anlaşan Ermenistan kısa bir süre sonra başta Azerbaycan'ın en büyük ikinci kenti Gence olmak üzere birçok sivil yerleşim noktasına saldırmıştı.

Onlarca sivilin yaşamını yitirdiği saldırıların ardından dün gece ABD Dışişleri Bakanlığı bir yazılı açıklama ile tarafların insani ateşkes uygulama kararı aldığını duyurdu. Açıklamada, "Ermenistan Dışişleri Bakanı Zohrab Mnatsakanyan ve Azerbaycan Dışişleri Bakanı Ceyhun Bayramov, 24 Ekim 2020’de Dışişleri Bakan Yardımcısı Stephen E. Biegun ile bir araya gelerek, ülkelerinin 10 Ekim’de Moskova’da kararlaştırılan insani ateşkesi uygulama ve buna uyma konusundaki kararlılığını yineledi" ifadesini kullandı.

İnsani ateşkesin 26 Ekim 2020’de yerel saatle 08:00’de yürürlüğe gireceği belirtilirken, "ABD, Ermenistan ve Azerbaycan’ı Dağlık Karabağ sorununun barışçıl çözümüne yaklaştırmak için Dışişleri Bakanları ve Minsk Grubu Eş Başkanları arasında yoğun müzakereleri kolaylaştırdı" denildi.

Azerbaycan Savunma Bakanlığı, Twitter hesabında yapılan açıklamada, "Ermeni ordusu, Terter kenti ve bölgedeki köy ve kasabalara ateş açtı" ifadesini kullandı.


Fakat bu açıklamadan saatler sonra ve ateşkesin resmi olarak başlamasından dakikalar sonra Azerbaycan Savunma Bakanlığı bir açıklama yaptı. Bakanlığın resmi Twitter hesabı üzerinden paylaşılan açıklamada, Ermenistan ordusunun Terter'i ve bölgedeki birçok sivil yerleşim yerini hedef aldığı belirtildi.

Twitter üzerinden paylaşılan mesajlarda, "Azerbaycan ordusu ateşkes kararına uyuyor. 26 Ekim saat 08:00 itibariyle yeni bir insani ateşkes kararı alınmasına rağmen Ermenistan ordusu anlaşmayı ağır şekilde ihlal etmiştir. Saat 08:05'de Ermenistan silahlı kuvvetleri yeni insani ateşkesi ihlal etti ve Laçin'deki Safiyan köyündeki Azerbaycan ordusu birliklerine saldırdı. Ermenistan Silahlı Kuvvetleri Terter kenti ve bölgedeki köylere ateş açtı" ifadesi kullanıldı.

ALİYEV'DEN AÇIKLAMA

Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev Azerbaycan'ın Dağlık Karabağ çatışmasını siyasi ve askeri yöntemlerle çözüme kavuşturmak istediğini söyledi.

Aliyev ulusa sesleniş konuşmasında çatışmaların durması için Ermeni kökenli birliklerin bölgeyi terk etmesi gerektiği talebini yineledi.



GERİLİMİN SEBEBİ ERMENİ İŞGALİ

Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla birlikte Karabağ, Ermenistan ve Azerbaycan arasında bir gerilim bölgesi haline geldi. Karabağ Ermenileri, Karabağ’ın Sovyet Azerbaycan’dan Sovyet Ermenistan’a geçmesi gerektiğini talep etmesiyle tırmanan gerilim 20 yılı aşkın bir süredir devam ediyor.

Dağlık Karabağ, Birleşmiş Milletler (BM) ve uluslararası toplum tarafından Azerbaycan’ın bir parçası olarak tanınıyor. Ancak Azerbaycan’ın topraklarının yaklaşık yüzde 20’sine denk gelen Dağlık Karabağ ve civarındaki bazı bölgeler, 1990’ların başından bu yana Ermenistan işgali altında bulunuyor. Bölgede 1991 yılında ‘Dağlık Karabağ Cumhuriyeti’ ilan edildi. Ancak burayı uluslararası alanda Ermenistan dahil hiçbir ülke tanımadı.

Bölgedeki gerilim bölgedeki doğalgaz ve petrol boru hattı koridoru dolayısıyla uluslararası kamuoyu tarafından da yakından takip ediliyor.

KAN DONDURAN OLAY: HOCALI KATLİAMI

Hocalı Katliamı, Karabağ Savaşı sırasında 26 Şubat 1992 tarihinde Azerbaycan’ın Dağlık Karabağ bölgesindeki Hocalı kasabasında yaşanan ve Azeri sivillerin Ermenistan’a bağlı kuvvetler tarafından toplu şekilde öldürülmesi olayıdır.

Ermeni güçleri 1992 yılının 25 Şubatı 26 Şubat’ta bağlayan gecede bölgedeki 366. Alayın da desteği ile önce giriş ve çıkışını kapadığı Hocalı kasabasında, Azeri resmî kaynaklarına göre, 83 çocuk, 106 kadın ve 70’ten fazla yaşlı dahil olmak üzere toplam 613 sakin öldürülmüş, toplam 487 kişi ağır yaralanmıştır. 1275 kişi ise rehin alınmış ve 150 kişi ise kaybolmuştur. Cesetler üzerinde yapılan incelemelerde cesetlerin birçoğunun yakıldığı, gözlerinin oyulduğu, başları kesildiği görülmüştür. Hamile kadınlar ve çocukların da maruz kaldığı tespit edilmiştir.
Bütün dünyanın kanını donduran Hocalı Katliamı 1992'de yaşanmıştı.

Dağlık Karabağ bölgesinin en önemli tepelerinden birisinde olan Hocalı kasabası Ermeni güçleri için önemli bir askerî hedef niteliği taşımaktaydı. Kasaba Hankendi’yle Ağdam’ı bağlayan yolun üzerinde bulunup bölgenin tek havalimanı için üs konumundaydı. İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün raporuna göre Hocalı kasabası Hankendi’yi top ateşine tutan Azerbaycan Silahlı Kuvvetleri tarafından üs olarak kullanıldığı için Ermeni kuvvetler tarafından top ateşine tutulmaktaydı.

Aralık 1991’de Hankendi çevresinde yerleşen ve Azerilerin yaşadığı Kerkicahan kasabasının alınmasından sonra, Hocalı kasabası tamamen Ermeni ablukasında kaldı. 30 Ekim’den itibaren karayoluyla ulaşım kapanmış ve tek ulaşım vasıtası olarak helikopter kalmıştı. 20 Kasım 1991’de Hocavend semalarında Mi-8 helikopterin Ermeni kuvvetler tarafından vurulması ve sonuçta birkaç Azerbaycan devlet resmileri, Rus ve Kazak gözlemciler dahil 20 kişinin ölümünden sonra, hava ulaşımı da kesilmişti. İşgalden önce 1991-1992 kış aylarında Hocalı sürekli olarak bombalanmıştır. Hocalı'dan çıkmış mültecilerin İnsan Hakları İzleme Örgütü’ne söylediklerine göre, bazı durumlarda bombardımanlar açıkça sivil hedeflere karşı yönlendirilmiştir. Saldırı öncesi, birkaç aydır kasaba elektrik ve gazdan yoksundu.