Bugün Türkiye’nin serbest piyasa ekonomisine geçişinde önemli tarihlerden birinin yıl dönümü. 24 Ocak 1980’de Başbakan Süleyman Demirel ekonominin yönetimini Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarı Turgut Özal’a vermiş ve 24 Ocak kararları olarak bilinen tarihi kararname yayımlanmıştı.

Kararlar kapsamında yüzde 32,7 oranında devalüasyon yapılarak günlük kur ilanı uygulamasına gidilmiş, 1 dolar 47 liradan 70 liraya yükseltilmişti. Kamu İktisadi Teşekküllerindeki (KİT) uygulamaya eş olarak tarım ürünleri destekleme alımları sınırlandırıldı. KİT’lerin ürettikleri ürünlerin fiyatları artırıldı, yıl sonu enflasyonu yüzde 107,2’ye oranında gerçekleşti.

Gübre, enerji ve ulaştırma dışında sağlanan destekler kaldırıldı, dış ticaret serbestleştirildi, yabancı sermaye yatırımları teşvik edilerek 'rekabet' edebilir ekonomik seviye amaçlandı. Bu dönemde yurt dışı müteahhitlik hizmetleri desteklendi. Liberalizasyon, ithalatta kademeli olarak sağlandı. Alınan sert kararlar, ülkeyi ihracata yönelik büyüme modeline geçirmesiyle anılıyor.

İHRACAT ARTTI


Açıklanan program, kamu maliyesindeki açıklardan doğan kriz ekonomisinin iyileştirilerek dengelenmesinde önemli rol oynadı. Alınan kararlar ve uygulanan politikalar sonucu 1980 sonrasında ihracatta kayda değer bir artış olduğunu gözlemlemekteyiz. 1980-89 dönemi, genel olarak ihracatın artan, buna karşılık dış ticaret açığının da azalan oranda gerçekleştiği yıllar olarak görülüyor. Bu kararlar sonucu Türk lirası konvertibl bir para haline geldi. TL’nin dünya piyasalarında işlem görmesi söz konusu kararların sonucu olarak elde edilmiş olumlu gelişmeler arasında yer alıyor.

REEL İHRACAT YÜZDE 20 GERİLEMİŞ, ENFLASYON 63,9’A ULAŞMIŞTI


Kararların alınmasına yol açan nedenlerin başında azalan GSMH ve ihracattaki yüzde 20’lik düşüş geliyordu. Döviz gelirlerinin yetersiz olması nedeniyle reel ithalat 1978 ve 1979’da sırasıyla yüzde 35,2 ve yüzde 13,2 azalmıştı. Türkiye ekonomisinin ara ve yatırım malları açısından büyük ölçüde dışa bağımlı olmasıyla Gayri Sâfi Millî Hasıla, 1979’da reel olarak azalma göstermişti. İhracat reel olarak 1979’da yüzde 20 gerilemişti.

1979’da ödenmeyen dış borçlar ertelenmiş, ekonominin kredibilitesi artık son noktasına varmış ve dış borç servis yükü yüzde 45,6’ya yükselmişti. Üretimin aksaması atıl kapasite oranını artırmış; maliyetler yükselmiş; mal ve hizmet arzı azalmıştı. Üretim düşüp, maliyetler yükselirken toplam harcamalar azalmamış, böylece enflasyon hızı devam ederek, 1979’da yüzde 63,9’a ulaşmıştı. Diğer taraftan sanayi sektörünün GSMH içindeki payı, sabit fiyatlarla 1978’de yüzde 24,1 iken 1979’da yüzde 22,9’a düşmüştü. İhracatın ithalatı karşılama oranı ise yüzde 45’e gerilemişti.

24 OCAK KARARLARIYLA NELER DEĞİŞTİ?


Devletin ekonomideki payını küçülten önlemler alındı.

Döviz alım satımı serbest bırakıldı.

İthalat kademeli olarak serbestleştirildi.

Dış ticaret serbestleştirildi.

Yabancı sermaye yatırımları teşvik edildi.

Fiyat kontrol ve sınırlamaları kaldırılarak serbest piyasa uygulamasına geçildi.

Dövize çevrilebilir mevduat uygulamasına son verildi.

Döviz piyasası üzerindeki kontroller kaldırıldı, faiz oranları serbest bırakıldı ve reel faiz politikasına geçildi.