Ekonomik olarak zor durumda kalan vatandaşlar çeşitli yöntemlerle ayakta durmaya çalışıyor. Mersin’de asgari ücretin altın ve döviz karşısında hızla erimesi ile iyice zora düşen vatandaşlar, evlerini geçindirebilmek için peşin fiyatına taksitle 3-4 bin liraya aldıkları eşyaları halk arasında Bit Pazarı olarak bilinen Zafer Çarşısı’nda yarı fiyatına spotçulara satmak zorunda kalıyor.

Spotçular ise satın alan kişinin üzerine faturası ve garanti belgesi bulunan eşyaları mağazalardan çok daha ucuza başkalarına satıyor.

Esnaflar olayı doğrularken konuşmaktan kaçınıyor. Bir esnaf ise isminin yazılmaması şartı ile konuşmayı kabul etti

“ESKİDEN HAFTADA 2 ÜRÜN GELİRKEN ŞİMDİ 20 ÜRÜN GELİYOR”


Konuşurken vatandaşın çaresizliğine dikkat çeken ve ismini vermeyen esnaf, önceden haftada 2 ürün gelirken, bu sayının son günlerde 10 katına kadar arttığına dikkat çekti.

İnsanların evine ekmek götüremez hale geldiğini anlatan esnaf, “Tüketim toplumu olduk. Herkes borçlanmaya gitti. Hayvancılık bitti. Üretim yok. 100 yıllık Cumhuriyetin bütün kurumları satıldı. Fabrikalar kapatıldı. Çiftçilikte bile dışa bağımlı hale geldik. Gelir seviyesi düştü. İnsanlar borcu borçla kapatıyor. Esnaf ölmüş. İnsanlar zor durumda. Çaresiz insanlar bu nedenle 5 liraya mağazalardan eşya alıyor. 3 liraya peşin paraya satıyor" dedi.

"Mesela buzdolabını 4 bin liraya alıyor 2 bin liraya satıyor. Ya da başka bir ürünü 3 bin liraya mağazadan taksitli alıyor. Getiriyor buralarda bin 500 liraya peşin paraya satıyor" diyen esnaf sözlerini öyle sürdürdü:

"2004 yılında asgari ücret 313 TL. Çeyrek altın o zaman 27 TL. O zaman bu asgari ücretle 11 çeyrek altın alınıyordu. Yıl 2020 asgari ücret 2 bin 300 TL ve bu rakama 3 tane çeyrek alınıyorsa bu enflasyon değil devalüasyondur. Eskiden haftada 2 ürün gelirken şimdi 20 ürün geliyor. İnsanlar çaresiz. Buzdolabı, çamaşır makinesi, diz üstü bilgisayar, telefon hepsini kredi kartı ile taksitle alıyor. Burada peşin olarak satıyor. Bazıları simit hesabı yapıyor. Bunu başka bir borçla kapatıyor. Genç işsizlik almış başını gidiyor.”

Mustafa Göktaş

TAKSİTLE ALIP YARI FİYATINA PEŞİN SATIYORLAR


Çevre Ve Tüketici Haklarını Koruma Derneği (ÇETKODER) Genel Başkanı Mustafa Göktaş ise piyasanın harman yerine döndüğünü ifade ederek dövizdeki artışın tüketiciye her türlü olumsuz yansıdığını söyledi.

Raflardaki her malın etiketinin değişip artış kaydettiğini anlatan Göktaş, “Vatandaş yaşamını devam ettirmek için farklı ve ilginç yollara başvuruyor. Büyük mağazalardan taksitle eşya alıyor sonra getirip bunu bitpazarı dediğimiz spot mağazalara yarı fiyatına peşin olarak verip parasını alıp kullanıyor. Bu eşyaların başında beyaz eşya geliyor. Tüketici vatandaş anlık olarak rahatlasa da ileriye dönük büyük bir borcun külfetin altına giriyor. Bugün bunu yapan insan sayımızda korkunç artış var” dedi.

“BAŞLARINA GELECEK FELAKETİN FARKINDA DEĞİLLER”


Ekonomik gidişatın insanları böylesine farklı işlerin içine çekerek içinden çıkılamaz yeni sorunlar yarattığına dikkat çeken Göktaş, şöyle konuştu:

“İleride telafisi güç ve imkansız maddi ve manevi zararların içine giren insanlarımız, başlarına gelecek fenalığın farkında değiller ya da bilerek isteyerek günü kurtarmak adına böyle işler yapıyorlar. Bu durum ilerde yaşamsal felaketlere yol açacaktır. Aile birlikteliklerinin son bulma nedenlerinin başında da bu ekonomik bunalım gelmektedir. Buna acil bir çözüm gerekir.”

Aziz Koçal

ÖLÜMCÜL HATA


Tüketici Dernekleri Federasyonu (TÜDEF) ve Tüketiciyi Koruma Derneği (TÜKODER) Genel Başkanı Aziz Koçal ise pandemi nedeniyle ekonomik çıkmaza giren yoksul yurttaşların temel ihtiyaçlarını karşılayabilmek için bu yola başvurduğunu söyledi.

Yurttaşların bu yöntemle taksitle aldıkların ürünleri çok ucuza peşin sattığını anlatan Koçal, şu değerlendirmede bulundu:

“Benzer şekilde faturalı hatlarına taksitle telefon alarak bunu peşin fiyatına satan ve buna aracılık edenlerin reklamlarını da sosyal medyada sık sık görüyoruz. Vatandaşlar ya vadesi gelen borçlarını ödeyebilmek ya da kira, temel ihtiyaç veya çocuklarının okul ihtiyaçlarını karşılayabilmek için çok tehlikeli ve riskli olan bu yola başvurmaktadırlar."

Bu yöntemin ölümcül bir hata olup vatandaşı daha çok borç batağına sürüklediğini belirten Koçal, sözlerine şöyle devam etti:

"Taksitle alınan mal peşin fiyatından daha fazla olup bu ürün spotçuya satıldığında yarı fiyatına satılmaktadır. Örneğin, peşin fiyatı 2 bin TL olan bir ürünü senet vererek aldığınızda 3 bin lira civarında maliyeti var. Bunu spotçuya sattığınızda spotcu da satışlar peşin olduğundan en fazla 1500 TL’ye alacaktır. Görüldüğü gibi tüketici 1500 TL nakit parayı 3 bin TL kullanmış olacaktır. Taksitle aldığı ürünün taksitlerini ödeyemeyecek, onları kapatabilmek için aynı yöntem ile başka bir mağazadan ürün alınacak, bu zincirleme birkaç kez tekrarlandığında karşınıza çok ciddi bir tutar çıkmaktadır.”

“BU AYIP ÜLKE EKONOMİSİNİ YÖNETENLERİNDİR”


Sorunun vatandaşı bu yönteme mecbur bırakan sistem olduğunu vurgulayan Koçal şunları söyledi:

“Asgari ücret açlık sınırının altına düşmüştür. Ülkemizin nüfusunun 3’te 2’si yoksulluk sınırın altında yaşam mücadelesi vermektedir. Özellikle 2020 yılında pandemi nedeniyle hane gelirlerinde ciddi düşüşler olmuş ama yaşamsal ihtiyaçlarda artışlar meydana gelmiştir. Kamu otoritesi, hane gelirini yükseltecek vatandaşa yönelik ekonomik çözüm paketlerini yerine, büyük sermaye gruplarını rahatlatacak onlara yönelik ekonomik paketler açıklamıştır. Vatandaşlara ise ödeyemediği kredi taksitleri, kredi kartı borçları, alışveriş taksitleri ödenemeyen kira ve faturalar kalmıştır. Çaresiz kalan bazı yurttaşlar ise son çıkış yolu olarak gördüğü bu yola başvurmaktadır. Bu ayıp ülke ekonomisini yönetenlerindir.”