Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu’nun (BDDK) haftalık verilerine göre 18 Eylül ile biten haftada verilen ihtiyaç kredisi, 11 Eylül haftasına göre yüzde 0.33 gerileyerek 374 milyar 777 milyon TL'den, 373 milyar 556 milyon liraya indi. İhtiyaç kredisi kullanımında son haftalarda sınırlı da olsa yaşanan artış bu hafta yerini düşüşe bıraktı.



Konut ve taşıt kredilerinde yaşanan artış da hız kesti. Konut kredileri 11 Eylül haftasına göre yüzde 0.11 artışla 18 Eylül haftasında, 276 milyar 545 milyon lira oldu.



Taşıt kredilerindeki artış konut kredisinden fazla olsa da yüzde 1'i bulmadı. 18 Eylül haftasında, 11 Eylül haftasına göre yüzde 0.65 artışla 10 milyar 379 milyon TL kredi kullandırıldı.


MERKEZ BANKASI 2 YIL SONRA FAİZ ARTIŞINA GİTTİ


Merkez Bankası geçen perşembe günü aldığı faiz kararı sonrasında politika faizini 200 baz puan artırarak yüzde 10.25 seviyesine çıkarmıştı. Piyasaların sabit tutulmasını beklediği politika faizinde yapılan artış olumlu algılanmış, dolar 7.51 seviyesine kadar çekilmiş ancak bu seviyelerde kalıcı olamamıştı. Karar sonrası yapılan açıklamada, "Son dönemde ticari kredilerde gözlenen normalleşme eğilimi bireysel kredilerde de başlamıştır." ifadeleri kullanılmıştı.



Merkez Bankası yükselen dolara rağmen uzun süre politika faizinde değişikliğe gitmemiş örtülü faiz artışı yolunu seçmişti. Hükümetin faiz artışına karşı bir tavır sergilemesi Merkez Bankası'nın atması gereken adımları zamanında atmasına engel oluyor. Ekonomistler örtülü yapılan faiz artışlarının doların yükselmesine kalıcı bir çözüm olmayacağını söylüyordu.

Bilgi Üniversitesi Ekonomi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cem Başlevent

PROF. BAŞLEVENT: DÖVİZ TALEBİNE DÖNÜŞTÜ, CARİ AÇIĞI BÜYÜTTÜ


Bilgi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cem Başlevent konu hakkında sozcu.com.tr'ye açıklamalarda bulundu.

Covid-19 salgınının ekonomiye olan etkisinin azaltılması amacıyla sağlanan düşük faizli kredi olanaklarının sürdürülemez olduğunun uzmanlarca dile getirildiğini hatırlatan Prof. Başlevent, "Nitekim, bu kredi furyasıyla piyasaya çıkan para, hem yatırımcının döviz talebine dönüştü, hem cari açığı büyüttü, hem de konut ve otomobil fiyatlarında büyük bir artışa yol açtı. Enflasyonla mücadeleye sekte vurulurken, inşaat şirketlerine ve konut sahiplerine jest yapılmış oldu." dedi.

"FAİZ ARTIŞI DA KREDİLERE YANSIYACAKTIR"


Kampanyaların sona ermesiyle birlikte, kredi talebindeki artışın durduğunu belirten Başlevent, "Politika faizindeki 200 baz puanlık artış da muhtemelen önümüzdeki günlerde kredi faizlerine yansıyacaktır. Bankaları kredi vermeye zorlayan Aktif rasyosunda kısmı gevşeme anlamına gelen son kural değişikliği de kredi hacminde duraklama hatta gerilemeye yol açabilir. Türkiye ekonomisi için daha sağlıklı olan, vatandaşın krediyle değil, kendi kazandığı parayı harcayarak ekonomik büyümeye katkı yapmasıdır." dedi.