6 Temmuz 2019'da dönemin Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Murat Çetinkaya, Cumhurbaşkanı Kararı ile görevden alındığında piyasalar sarsılmıştı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, faiz indirimi talimatını yerine getirmediği için Çetinkaya'yı görevden aldıklarını açıklamıştı.

Çetinkaya'nın yerine atanan Uysal, rekor hızda faiz indirimine gitti, piyasa beklentilerine ve TL'deki sert değer kaybına rağmen politika faizinde artışa gitmemeyi tercih etti ancak sonu Çetinkaya'dan farksız oldu. Yine bir gece yarısı Cumhurbaşkanı Kararı ile Uysal görevden alındı, yerine eski Maliye Bakanı Naci Ağbal atandı.

Ağbal, Maliye Bakanlığı ile Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı görevlerindeki performansı nedeniyle piyasada kredisi olan bir isim ancak kendisini zor bir görev bekliyor.

Uysal'ın başkanlığı ise, çok hızlı faiz indirimleri, rezerv kaybı, kura müdahale için arka kapıdan kamu bankalarına aktarılan milyarlarca dolar, rekor parasal genişleme ve çift hanelerde seyretmeye devam eden enflasyonla anılacak.

İşte TCMB'de Uysal döneminde öne çıkanlar...


1- FAİZ: POLİTİKA FAİZİNDE JET DÜŞÜŞ


Uysal göreve geldiğinde yüzde 24 seviyesinde olan TCMB politika faizi, Eylül 2019-Mayıs 2020 arasındaki dönemde yüzde 8,25'e kadar düşürüldü.

9 toplantıda imza atılan toplam 1575 baz puanlık indirimle, politika faizi enflasyonun 3 puan altına çekildi. Türkiye'nin yüksek ülke risk primi (CDS) de eklendiğinde, finansal yatırımcılar için elverişsiz bir ortam oluştu ancak hükümetin istediği rekor kredi patlaması geldi.


2- ARKA KAPIDAN FAİZ ARTIŞI


TL'deki değer kaybı ve enflasyondaki artış nedeniyle TCMB, politika faizini sabit tutsa da diğer araçlarla bankaları fonlama maliyetini temmuz ayı sonundan itibaren kademeli olarak yükseltti. Faizi düşürürken gösterilen acelecilik, artış gerektiğinde gösterilmedi.

Uysal göreve geldiğinde yüzde 23,87 olan TCMB'nin ağırlıklı ortalama fonlama maliyeti, 16 Temuzda'da yüzde 7,34 ile son 6 yılın en düşük seviyesine geriledikten sonra dün yüzde 14,12'yi gördü.

Böylece, 3 buçuk aylık dönemde yaklaşık 700 baz puanlık örtülü faiz artışına gidildi.

Politika faizi ise eylülde yüzde 10,25'e çekildi ancak enflasyonun altında kalmayı sürdürdü.

Arka kapıdan yapılan bu örtülü faiz artışı, piyasayı tatmin etmedi ve kur rekorlar kırmaya devam etti.


3- ENFLASYON: ÇİFT HANEDE KALDI


Uysal göreve geldiğinde tüketici enflasyonu yüzde 15,72 seviyesindeydi. Bu oran Ekim 2019’da yüzde 8,55’e kadar düştü ancak daha sonra yükselişe geçti ve Ekim 2020’de yüzde 11,89 ile çift hanede kalmayı sürdürdü.

Ortalama enflasyonun yüzde 1,3 olduğu OECD üyesi ülkeler arasında Türkiye açık ara farkla en yüksek enflasyona sahip ülke.

IMF’nin Türkiye için 2020 yıl sonu enflasyon tahmini yüzde 12. Dünya ortalaması için tahmini ise yüzde 2,8. Komşumuz Yunanistan'da enflasyon yüzde -2 seviyesinde.


4- REZERVLER: İLK KEZ EKSİYE DÜŞTÜ


Murat Uysal döneminin en tartışmalı başlıklarından biri de TCMB rezervleri oldu.

Uysal göreve geldiğinde TCMB'nin 74 milyar 123 milyon dolarlık brüt döviz, 23 milyar 123 milyon dolarlık da brüt altın rezervi vardı. 30 Ekim 2020 itibarıyla bu rakamlar dövizde 42 milyar 259 milyon dolara gerilerken, altında 42 milyar 147 milyon dolara yükseldi.

TCMB'nin toplam brüt rezervi 97,2 milyar dolardan 84,4 milyar dolara geriledi.

12 Temmuz 2019'da 32,7 milyar dolar olan TCMB net rezervi, 30 Ekim 2020'de 18,9 milyar dolara geriledi. Net rezerv, brüt rezervden bankaların zorunlu karşılık olarak TCMB'de tuttuğu döviz ve altınlar düşüldüğünde elde edilen rakam.

Eylül sonu itibarıyla TCMB'nin swap (takas) işlemiyle TL karşılığı olarak yurt içi ve yurt dışı bankalardan ödünç aldığı döviz ve altın miktarı toplam 62,9 milyar dolar. Bu rakamın 15,6 milyar doları Katar ve Çin merkez bankalarıyla, 47,3 milyar doları ise yurt içindeki bankalarla yapılan swap işlemlerinden oluşuyor.



Toplam swap miktarı brüt rezervden düşüldüğünde 11,5 milyar dolar rakamına ulaşılıyor.

Swap hariç net rezerv ise -44 milyar dolar seviyesinde bulunuyor. Uysal göreve geldiğinde ise swap hariç net rezerv +14,6 milyar dolar seviyesindeydi.

Rezerv erimesinin en büyük nedeni, dolar satıp kuru tutmaları için arka kapıdan kamu bankalarına döviz aktarılması oldu.

Uzmanlar, sadece 2020'nin Ocak-Eylül döneminde 84,5 milyar dolarlık döviz rezervinin harcandığını tahmin ediyor. 2019'da da bu şekilde 31,9 milyar dolarlık rezerv harcanmıştı.

Pandemi döneminde ABD Merkez Bankası (Fed), Avrupa Merkez Bankası (ECB) ve Japonya Merkez Bankası'nın (BoJ) kapıları swap için çalındı ancak sonuç alınamadı. Katar Merkez Bankası ile TCMB arasındaki 5 milyar dolarlık swap hattı ise 15 milyar dolara çıkarıldı.


5- MEVDUATLAR: DÖVİZE VE ALTINA KAÇIŞ SÜRDÜ


Uysal göreve geldiğinde, yurt içi yerleşiklerin bankalardaki yabancı para (dolar, euro, altın ve diğerleri) mevduatı toplam 185,3 milyar dolardı. 30 Ekim 2020 itibarıyla bu rakam, 221 milyar 38 milyon dolarla rekor seviyede bulunuyor.

Yabancı para mevduatlarda 16 aylık artış 35,7 milyar dolar.

Uysal göreve geldiğinde enflasyon yüzde 15,72, ortalama TL mevduat faizi yüzde 22,26 seviyesindeydi. Yani TL mevduat, yüksek reel faiz nedeniyle cazipti.

Ancak ortalama mevduat faizi temmuz sonunda yüzde 7,24'e kadar düşerken, enflasyonu yüzde 11'ler seviyesinde kaldı ve eksi reel faiz, TL'den dövize kaçışta başlıca faktörlerden biri oldu. Ekimde enflasyon yüzde 11,89 iken ortalama mevduat faizi yüzde 11,34 ile enflasyonun altında kalmaya devam ediyor. TL mevduattaki eksi reel faiz yerine vatandaş ve şirketler dövizde kalmayı tercih ediyor.


6- PARA ARZI VE KREDİLER PATLADI


Uysal döneminde, M1 para arzı, yani dolaşımdaki para ve bankalardaki vadeli mevduatın toplamından banka kasalarında bekleyen nakit paranın çıkarılmasıyla elde edilen rakam, bu yıl rekor seviyede arttı.

Uysal göreve geldiğinde 580 milyar TL olan bu rakam, 30 Ekim'de 1 trilyon 275 milyar TL'ye ulaşarak büyük bir artış kaydetti.

Bu dönemde bankaların TL kredi hacmi de 1 trilyon 503 milyar TL'den 2 trilyon 301 milyar TL'ye yükseldi. 16 aylık artış yaklaşık 798 milyar TL oldu.

Yıl başından bu yana para arzı artış oranında Türkiye, açık ara farkla gelişen ülkeler arasında ilk sırada yer aldı.

7- HAZİNE'YE İHTİYAT AKÇESİ VE KÂR TRANSFERİ


Uysal göreve geldikten sonra TCMB Kanunu değiştirilerek bankanın "ihtiyaç akçesi" olarak kasasında tuttuğu 40,8 milyar TL Hazine'ye aktarıldı.

TCMB'nin 2019 kârından 44,5 milyar TL de ocak ve mayıs aylarında Hazine'ye aktarıldı.

Uysal döneminde, 10,6 milyar TL'lik kurumlar vergisi de eklendiğinde Hazine'ye aktarılan toplam para 95 milyar TL'ye ulaştı.

8- TAHVİL ALIMLARI KATLANDI


Uysal göreve geldiğinde 15,8 milyar TL olan TCMB’in bilançosundaki menkul kıymet miktarı, 5 Kasım itibarıyla 87,9 milyar TL’ye yükseldi.

TCMB, ikincil piyasadan tahvil alımı yoluyla parasal genişlemeye gitmiş ve Hazine’yi dolaylı olarak fonlamış oldu.

Bu şekilde Hazine’nin borçlanma maliyetlerini düşürürken, bankaların da tekrar tahvil almasını sağladı.


9- KURDA REKOR ÜSTÜNE REKOR KIRILDI


Uysal göreve geldiğinde dolar/TL kuru, 5,60 seviyesindeydi. Dün kur 8,57 ile rekor kırdı. Böylece, Murat Çetinkaya döneminde ABD ile Rabip Brunson krizi sırasında Ağustos 2018'de kaydedilen 7,23'lük rekor da kırılmış oldu.

Uzmanlara göre, kur artışında salgın döneminde ülkeye döviz girişlerinin azalmasının ve jeopolitik gerilimlerin yanı sıra eksi reel faiz ısrarı da etkili oldu.

10- İSTANBUL’A TAŞINDI


2007 yılından bu yana konuşulan TCMB’nin Ankara’dan İstanbul’a taşınması süreci Uysal döneminde resmen başladı. Ümraniye'de bulunan TMSF denetimindeki binayı kiralayan TCMB, bazı birimlerini buraya taşıdı.

Ataşehir’deki İstanbul Finans Merkezi’nde de TCMB’ye ait binanın inşaatı devam ediyor. Taşınma sürecinin kademeli olarak sürdüğü açıklanmıştı.