Merkez Bankası dün faizleri 200 puan artırarak piyasayı şaşırttı. Uzun bir süredir siyasi iktidarın faiz artırmama politikası karşısında TL'yi değerli hale getirmek için örtülü faiz artışlarına giden ve piyasaya verilen TL miktarını kısmaya çalışan Merkez Bankası bu kez döviz kurlarının da seyrini gözeterek faizleri artırmak durumunda kaldı.

Karar öncesinde 7,71 ile rekor kıran dolar/TL, bugün 7,51'e kadar çekildi.

Faizlerin artması Merkez Bankası'nın bankalara yüksek maliyetle kredi vermesi anlamına geliyor.

Böylece bankalar da bu maliyet artışını vatandaşa yansıtıyor. Yüksek maliyetli kredilerle halk daha az kredi kullanacağı için piyasadaki para bolluğu ile (enflasyon) mücadele edilebileceği düşünülüyor.

AKP döneminde Merkez Bankası 3 kez olağanüstü toplanıp faiz artırdı. Haziran 2006’da dolar 1.70 TL’ye çıkmıştı. Bunun üzerine 25 Haziran Pazar günü Merkez Bankası olağanüstü toplandı. Toplantıya şu an İYİ Parti saflarında olan eski Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz Londra’da bir toplantıda olduğu için katılamamıştı. Toplantıya Yılmaz’ın başkan yardımcısı Erdem Başçı başkanlık etmişti.

[caption id="attachment_6053808" align="alignnone" width="1200"] Merkez Bankası Başkanı Murat Uysal dün faizleri 200 baz puan artırdı. Fotoğraf: Depo Photos[/caption]

DOLAR 1.70'E DAYANINCA OLAĞANÜSTÜ TOPLANDILAR


Toplantı sonucunda alınan kararla gecelik faizler 225 puan artırılmıştı. 26 Haziran piyasalar açıldığında bu önlemin etkisini hemen göstermemesiyle dolar kuru tekrar 1.71 TL'ye çıkmıştı. Merkez Bankası bunun üzerine iki ayrı vade ile açtığı ihalede 500 milyon TL alım yaptı. Üçüncü önlem olarak döviz satım ihalesinde 500 milyon dolar sattı. İhaleler de yeterli olmayınca doğrudan 1 milyar dolarlık döviz satışı gerçekleştirdi. Dolar faiz hamlesinden bir ay sonra 1.44 TL’ye kadar inmişti.

[caption id="attachment_6053708" align="alignnone" width="865"] Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz ve daha sonra kurumun başına geçecek olan Başkan Yardımcısı Erdem Başçı sıklıkla siyasetin hedefinde oldular. Fotoğraf: Depo Photos[/caption]

BAŞÇI FAİZLERİ 550 PUAN YUKARI ÇEKMİŞTİ


İkinci olağanüstü toplantı 29 Ocak 2014 tarihinde gerçekleşti. O dönem enflasyonun tırmanışa geçmesiyle Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Ali Babacan başkanlığındaki heyet faizlere bir çözüm üretmeye hazırlığında idi. Merkez Bankası Başkanı bu kez 2006’daki olağanüstü toplantıya da başkanlık eden Erdem Başçı idi.

Başçının başkanlığındaki Para Politikası Kurulu politika faizini 550 puan yükseltmişti! TCMB bir haftalık repo faiz oranını yüzde 4.5'ten yüzde 10'a yükseltirken, gecelik borç verme faiz oranını yüzde 7.75'ten yüzde 12'ye, gecelik borçlanma faiz oranını yüzde 3.5'ten yüzde 8'e, geç likidite penceresi borç verme faiz oranını yüzde 10.25'ten yüzde 15'e, APİ borçlanma faizini ise yüzde 6.75'ten yüzde 11.50'ye yükseltmişti.


ÇOK BEKLEDİ 300 PUAN ARTIRDI


Üçüncü olağanüstü faiz artırım toplantısı ise 23 Mayıs 2018 tarihinde gerçekleşti. Murat Çetinkaya başkanlığında gerçekleşen toplantıda Geç Likidite Faizi 300 baz puan artırıldı. Faizler yüzde 16.5 seviyesine çıktı.

DÜN 200 BAZ PUAN ARTIRILDI


Merkez Bankası politika faizini yüzde 8.25 seviyesinden 200 baz puan artışla yüzde 10.25 seviyesine yükseltti. Dolar kararın ardından 7.55 TL'ye kadar çekilse de daha sonra yine 7,60'ın üstüne çıktı. Bir süredir örtülü faiz artışıyla fonlama faizini yüzde 10,65'e kadar çeken banka, 2 yıl aradan sonra ana enstrümanı olan politika faizini artırma kararı aldı.


MEYERSSON: UZUN VADEDE ENFLASYON YÜKSEK KALABİLİR


İsveç bankası Handelsbanken’in kıdemli ekonomistlerinden Erik Meyersson dün yaptığı açıklamada, TCMB’nin faiz kararını sozcu.com.tr’ye değerlendirdi.

200 baz puanlık artışın enflasyon görünümünü kalıcı olarak etkilemekten çok kısa vadede TL’deki değer kaybını durdurmaya dönük olduğunu belirten Meyersson, “TCMB siyaset kurumu tarafından empoze edilen güvercin önyargısından kurtulana dek, uzun vadede enflasyon beklentilerinin yüksek seviyelerde kalması muhtemel” dedi.

Meyersson ayrıca, bugünkü faiz artışının, Türkiye’nin düşük enflasyon hedeflemesinin güvenilirliğine dair gerçek sorunu çözmediğini, güven sorununun nedeninin de siyaset kurumunun merkez bankası bağımsızlığını önlemesi olduğunu vurguladı.

Meyersson, TCMB’nin piyasa beklentilerinin aksine faiz artışında politika faizi (bir hafta vadeli repo faizi) enstrümanını kullanmış olmasının pozitif bir işaret olduğunu belirtti.

[caption id="attachment_6053731" align="alignnone" width="714"] İsveç bankası Handelsbanken’in kıdemli ekonomistlerinden Erik Meyersson[/caption]

“FAİZ ARTIRILMASA 2018’DEKİ GİBİ SPEKÜLATİF ATAK GERÇEKLEŞECEKTİ”


İktisatçı Dr. Murat Kubilay, kararı “yarı sürpriz” olarak değerlendirdi.

“Sürpriz olmasının nedeni faiz artırırken dokunma ihtimalinin pek verilmediği politika faizini kullanması; sadece yarı-sürpriz olmasının nedeniyse mutlaka bir kanal vasıtasıyla faizleri artırmak zorunda olduğunun piyasada bilinmesiydi” diyen Kubilay, “Diğer türlü faiz artırımı hiç yapılmadığında kolaylıkla 2018 yılındakine benzer bir şekilde spekülatif atak gerçekleşerek ve kur çok hızlı fırlayacaktı” ifadelerini kullandı.

Kararın olumlu ve olumsuz bir de belirsiz tarafı olduğunu dile getiren Kubilay, sözlerine şöyle devam etti:

“OLUMLU YANI SADELEŞME”


“Olumlu yanı şu; TCMB para politikasını biraz daha sadeleştirdi ve gelişmelere kayıtsız kalmayacağını gösterdi.

Olumsuz yanı ise karar metninin hâlâ iyimser beklentiler içermesi ve ekonomi yönetiminin kalıcı algı değişikliğinden uzak olduğunun hissedilmesi.

[caption id="attachment_6053740" align="alignnone" width="880"] Dr. Murat Kubilay[/caption]

Belirsiz kısım ise şu aşamada en önemlisi. Karar öncesinde TCMB Temmuz ayındaki ağırlıklı ortalama faizini %7,30'daki dip seviyesinden %10,6'ya kadar çıkarmıştı. Şimdi politika faizi %10,25 ve diğer kanalları kullanarak ağırlıklı ortalama faizi kaça çekeceğini bilmiyoruz. Bu kararla birlikte %10,6'nın altına inmeyeceği kesin ve üstelik %13,2'ye kadar da opsiyon sahibiler.

Eğer bu alanı yeterince yukarı yönlü kullanır ve bu süreçte kredilerdeki artışı dizginlerlerse; o zaman kurdaki artış trendini kısa vadede durdurabilirler. Eğer fonlama yalnızca %11 civarına çekilirse ve hatta daha da aşağıda tutulmak istenirse; işte o zaman bu kararın pek bir anlamı kalmaz ve dolar kuru yeniden hızlı bir şekilde artışa geçer. Önümüzdeki hafta TCMB'nin fonlama faizini hangi orandan oluşturduğunu gördüğümüzde bu belirsizlik azalacak.”

[custom_content title="AKP DÖNEMİNİN EN YÜKSEK FAİZ ARTIŞI" desc="AKP döneminin en yüksek faiz artışı 13 Eylül 2018'de gerçekleşti. Merkez Bankası o dönem faizleri 625 puan artırarak yüzde 24’e çıkarmıştı. Dolar ilk refleks olarak 40 kuruş düşmüş, AKP döneminin en yüksek politika faizi artışı gerçekleşmişti. Bu kararı alan Merkez Bankası Başkanı Murat Çetinkaya bir sonraki temmuz ayında kovuldu."]