Son yıllarda Türkiye'nin en fazla tartışılan kurumlarından biri olan Merkez Bankası'nın bağımsızlığı geçen yıl başkanın görevden alınmasıyla kağıt üstünde olmasa da fiiliyatta son buldu.

Merkez Bankası'nın eski yöneticileri ise izlenen para politikalarından ve kurumun şu anki içinde olduğu durumdan rahatsız. Dört eski Merkez Bankası yöneticisi Reuters'a yaptığı değerlendirmelerde önemli açıklamalarda bulundu.

ESKİ BAŞKAN GÜLTEKİN


1993 yılında Merkez Bankası başkanı olarak görev yapan ve şu anda ABD'deki Wharton Üniversitesi'nde profesör olarak çalışan Bülent Gültekin "Şu anda tek adamlığa doğru ilerleyen bir süreç olduğundan merkez bankasının bağımsızlığından bahsetmek absürt olur" dedi.

[special_article_template title="" desc="Merkez Bankası tek başına Türk ekonomisinde reform yapamaz. Ancak şimdilik faizleri artırarak panik oluşmaması için zaman kazanılmasını sağlayabilir." who="Merkez Bankası eski Başkanı Bülent Gültekin"]

ESKİ BAŞKAN YARDIMCISI TURHAN


Gelecek Partisi kurucu üyesi ve TCMB eski başkan yardımcısı İbrahim Turhan TCMB'nin enflasyonu düşüremeyecek bir kurum olmadığı, ancak bağımsız olmadığı için yanlış para politikası izlemek durumunda kaldığını söylüyor.

TCMB'nin bağımsızlığını kazanması öncesi enflasyonun 1990'lı yıllarda 3 haneli sevilerde olduğunu hatırlatan Turhan, bağımsızlığın "çok ciddi bedel" ödenerek kazanıldığını da hatırlatıyor.


ESKİ BAŞ EKONOMİST KARA


TCMB'nin geçtiğimiz yıla kadar baş ekonomisti olan ve şimdi Bilkent Üniversitesi'nde öğretim üyesi olarak görev yapan Prof. Hakan Kara Reuters ile bu hafta yayımlanan bir söyleşide, "...Yıllardır yaşadığımız döngülerin bize şunu öğretmiş olması gerekir. Para politikasının sıkılığını doğru ayarlamadığınız sürece diğer araçların faydası sınırlı olacaktır" diyor.


FAİZLERİN ARTIRILMASI BEKLENİYOR


Eski yöneticilerin görüşleri bankanın önümüzdeki hafta gerçekleştirilecek rutin Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında politika faizini artırarak bu yıl yüzde 20'nin üzerinde değer kaybeden TL'deki kayıpların ve dolayısıyla enflasyona etkisinin azaltılabileceği yönünde.

TALİMATLARI YERİNE GETİRMEYEN BAŞKAN GÖREVİNDEN ALINMIŞTI


Ancak piyasalar Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın sürekli olarak kredi imkanlarının daha ucuz olması gerektiği yönünde açıklamalarda bulunması ve talimatlarını yerine getirmediği için TCMB eski başkanını görevden alması dolayısıyla faizlerin artırılmasının çok da olası olmadığını dile getiriyorlar. Bu süreç TCMB'nin gerekiğinde faiz artıramayacağı algısı yaratarak TL'de değer kaybını daha da tetikliyor. Eski başkanın görevden alınmasının ardından göreve başlayan Murat Uysal politika faizini %24'ten %8.25'e kadar düşürdü ve faizi bu seviyede sabit tutu.


TCMB YORUM YAPMADI


TCMB haberin yazıldığı sırada konuya ilişkin yorum yapmadı. Ancak Uysal geçmişte bir çok kez bağımsızlığa yönelik sorulara, bankanın araç bağımsızlığına ilişkin bir soru işareti bulunmadığı şeklinde yanıt vermişti.

ALIŞILAGELMİŞİN DIŞINDA PARA POLİTİKASI


Dolar/TL bu hafta 7.55 lira seviyesinin üzerine çıktı. İthal ürünlerin fiyatı artarken enflasyon ekonominin corona virüsü nedeniyle yavaşlamasına rağmen %12 seviyelerinde seyrediyor.

ESKİ BAŞKAN YARDIMCISI ÖZATAY


2001-2006 yılları arasında TCMB başkan yardımcısı olarak görev yapan Fatih Özatay ekonomik politika doğru yolda ilerlese ve TL serbest dağlanabilen bir para birimi olsa döviz rezervleri sıkıntı yaratmazdı diyor.



[custom_content title="MERKEZ BANKASI'NIN İLK GÖREVİ: FİYAT İSTİKRARI" desc="Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın yasalarla belirlenen ilk görevi ülkedeki enflasyonu kontrol altına almak. Merkez Bankası bu görevi kurumun internet sitesinde şu sözlerle tanımlanıyor: Merkez Bankası'nın temel amacı, fiyat istikrarını sağlamaktır. Fiyat istikrarı ile ekonomik kararlarda dikkate almayı gerektirmeyecek ölçüde düşük bir enflasyon oranı kastedilmektedir. Banka, bu amaç doğrultusunda uygulayacağı para politikasını ve kullanacağı araçları doğrudan kendisi belirler, bir başka deyişle araç bağımsızlığına sahiptir."]