2018 yılının ikinci yarısında başlayan ve corona virüsü kriziyle derinleşen ekonomik kriz, Türkiye ekonomisinin bundan sonra nasıl yola devam edeceği konusunda tartışmaları beraberinde getiriyor. Hükümet bir yandan inşaata ve kredi artışına dayalı modelde ısrar ederken, önceki yıllardan farklı olarak devletin ekonomi üzerindeki kontrolünü artıracak adımlar da atıyor.

Son kalan kamu şirketlerini elinde bulunduran Türkiye Varlık Fonu'nun (TVF) CEO'su Zafer Sönmez, AKP iktidarının 18 yıllık ekonomi politikalarından çok farklı bir yöne işaret eden çarpıcı açıklamalarda bulundu. Bloomberg'den Kerim Karakaya'ya konuşan Sönmez, özelleştirmeleri hedef alarak "1980’lerde başlayan özelleştirme furyası ve bu yolla devleti ekonomide küçültme düşüncesi dünyada kendini tüketmiştir. Özel sektörün ölçeğinin yetmediği alanlarda rol oynayacağız" dedi.

Sönmez, TVF olarak 2023’e kadar enerji, petrokimya, madencilik ve havacılık sektörlerine yıllık 10 milyar dolar yatırım yapmayı planladıklarını, bu yatırımlar için şimdiye kadar 6 milyar dolarlık fon oluşturduklarını dile getirdi.

Oysa, 3 Kasım 2002 tarihinde iktidara gelen AKP döneminde, Türkiye'nin kamuya ait en büyük şirketleri, fabrikaları, otelleri, limanları, enerji üretim tesisleri, elektrik ile doğalgaz dağıtım şebekeleri ve arazileri yerli ve yabancı özel şirketlere satıldı.

268 KURULUŞTA KAMU PAYI SIFIRLANDI


2002 yılından bu yana 273 kuruluşta hisse senedi veya varlık satış-devir işlemleri yapıldı. Bu kuruluşlardan 268'inde kamu payı kalmadı. 1986 yılından AKP'nin iktidara geldiği döneme kadar 8.2 milyar dolarlık özelleştirme yapılırken, 2002'den günümüze toplam 62 milyar dolarlık satış gerçekleştirildi.