Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH) salgının etkisiyle 2020 yılının ikinci çeyreğini yüzde 9,9 daralma ile tamamladı.

Sanayi sektörü yüzde 16,5, hizmetler sektörü yüzde 25 küçülürken market alışverişlerinin artmasıyla birlikte tarım sektörü yüzde 4 büyüdü.

Hane halkının tüketimi ikinci çeyrekte yüzde 8,6 azaldı. Yurt dışına iş yapanları pandemi oldukça kötü vurdu. İkinci çeyrekte ihracat yüzde 35 azaldı!


2009’DAN BU YANA EN KÖTÜ PERFORMANS


Türkiye çeyreklik bazda yüzde 9,9’lük küçülme oranı ile 2009 krizinden bu yana en kötü ekonomik performansı sergiledi. 2008 krizinin etkisiyle ekonomi, 2009 yılının ilk çeyreğinde yüzde 13,8 daralmıştı. İkinci çeyrekte Avrupa'nın en büyük ekonomisi Almanya ise yüzde 10 daraldı. Almanya Türkiye ile aynı ekonomik ligde olmasa da  pandeminin bütün dünya ekonomisini nasıl etkilediğine iyi bir örnek oluşturuyor.

PİYASAYA 300 MİLYAR TL KREDİ


Büyüme rakamlarının diğer ülkelere göre nispeten daha düşük gelmesinin sebebi enflasyonu artıran muazzam kredi büyümesi oldu. Nisan-haziran döneminde bankaların TL kredi hacmi yaklaşık 300 milyar TL arttı. Ocak-Haziran döneminde bu rakam yaklaşık 470 milyar TL'ye ulaştı. Bu kredi büyümesinden sonra piyasada faizler yeniden yükseldi.


MİLLİ GELİR 9 BİN DOLARIN ALTINDA


TÜİK verisine göre, dolar cinsinden milli gelir 742,9 milyar dolara, kişi başı milli gelir de 8 bin 934 dolara geriledi. (Bir önceki çeyrek rakamları; 758,1 milyar dolar, 9 bin 117 dolar) Kişi başı milli gelir en son 2009 yılında 9 bin doların altına inmişti.

Sözcü Gazetesi yazarı Ege Cansen

CANSEN: HAREKET DURUNCA BEREKET DURUYOR


Sözcü Gazetesi'nin duayen yazarı Ege Cansen büyüme rakamlarını sozcu.com.tr okurları için yorumladı:

Rakamlar beklendiği gibi geldi. Bu daralma dünyada da gerçekleşti. Sadece bize mahsus bir şey değil. Ekonomide hareket durunca bereket duruyor. Turizm durdu, uçaklar çalışmadı, fabrikalar kapandı, hizmet sektörü durma noktasına geldi. Toplu olarak yapılan bütün sistem hareketsizleşti. Hareket olmayan yerde bereket olmaz.

2019 yılındaki daralmanın üzerine gelen daralma diğer ülkelere göre daha ciddi.

Ekonomimiz döviz sıkıntısı içerisinde. Bunun da yarattığı bir daralma var. Pandemi bizi kötü zamanda yakaladı.

'ÜÇÜNCÜ ÇEYREKTE TOPARLAMA GÖRÜLECEK'


Benim tahminim 3. çeyrekte toparlanma görülecek. Geçen yıl yüzde 0.9 artıdaydık. Şimdi biraz daha yüksek bir toparlanma olabilir. Eylül fena durmuyor. Turizm ile 3. çeyrekte bir toparlanma olacaktır. Ama yıl sonunda daralma kaçınılmaz.

Türkiye siyasi açıdan gerilimli bir dönemde. Avrupa'dan yaptırım lafları geliyor. Almanya ve Fransa'nın takındığı tavır Akdeniz'de Türkiye'yi haksız buluyorlar. O zaman bu yaptırım önümüzdeki dönemde devreye girecekse işin rengi değişir. Bu yaptırımlar neler olabilir? Canımızı acıtmak isteyeceklerdir. Bu da milli gelirde gerilemeye neden olabilir.

Özyeğin Üniversitesi Öğretim Görevlisi Doç. Dr. Evren Bolgün

EVREN BOLGÜN: HAZİRAN AYI KURTARDI


Özyeğin Üniversitesi Öğretim Görevlisi Doç. Dr. Evren Bolgün de konu hakkında sozcu.com.tr'ye açıklamalarda bulundu.

Piyasa beklentisinin de yüzde 10-11 civarında daralma olduğunu hatırlatan Bolgün, "Beklentiden farklı gelmedi. Şunu söyleyebiliriz; ikinci çeyrekte daralmanın daha fazla olmasını hazirandaki ciddi kredilendirme ivmesi kurtardı. Sanayi tarafında yüzde 16.5, hizmet sektöründe yüzde 25 daralma var.

Üçüncü çeyrekte kredilerin de etkisiyle bir V tipi toparlanma görülebilir. Ancak yılın tamamında yüzde 2 seviyesinde daralma olacak gibi görünüyor. En önemli madde, sermaye oluşumu negatif. Bu da büyümenin sağlıklı ve istikrarlı olmasını engelleyecek." açıklamasında bulundu.

Ekonomist Doç. Dr. Ümit Akçay

AKÇAY: SON ÇEYREKTE DURGUN BİR EKONOMİ...


TÜİK'in açıkladığı mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış veri incelendiğinde 2019'un son çeyreğinde, 2018 krizi sonrası ekonomik toparlanmanın zirve yaptığını ve 2020'in ilk çeyreğinde, yani henüz Covid-19 salgınının etkileri gözlenmemişken çeyreklik değişime bakıldığında Türkiye ekonomisinin 0,1 daraldığının görüldüğün söyleyen Ekonomist Doç. Dr. Ümit Akçay, "Yani, Covid-19 salgını öncesinde de zaten durgunluk halinde olan bir ekonomi vardı.

Bu ortamda salgının etkileri 2020'nin ikinci çeyreğinde sert bir şekilde görüldü ve yıllık değişimle yüzde 10'luk bir daralma gerçekleşti. Daralan tüketim ve yatırım harcamaları yanında ihracatın olumsuz etkisi ve turizmdeki gerileme, salgının etkini gösteriyor." değerlendirmesinde bulundu.

Salgına karşı alınan önlemlerin gevşetilmesi ve ekonomi yönetiminin kredi genişlemesi temelinde geliştirdiği politika tepkisi sonucunda 2020'nin üçüncü çeyreğinde bir canlanma görülebileceğini söyleyen Akçay, "Ancak bu kredi genişlemesi, AKP yönetiminin uyguladığı bağımlı finansallaşma modelinin sınırları nedeniyle dördüncü çeyrekte sürmeyecek.

Zaten kredi faizlerinin artışı şimdiden başladı. Dolayısıyla, 2020'nin son çeyreğinde tekrar durgun bir ekonomi ile karşı karşıya kalacağız.

Bu veriler basitçe, daha az iş ve daha az gelir anlamına geliyor. Geniş toplum kesimleri hem istihdamdaki kayıplar ve işsizlik artışı sonrasında gelirlerinin azalması, hem de hayat pahalılığı ile aynı anda karşı karşıya kalmış durumda.

Bu durumun 2018'den beri sürdüğünü düşünürsek, Türkiye ekonomisinde geçmişte eşine az rastladığımız bir 'uzun durgunluk' döneminden geçtiğimizi söyleyebiliriz.

Önümüzdeki dönemde aşının bulunması sonucunda ekonomik toparlanma gelecektir ancak bu toparlanma ile gelir ve istihdam kaybının ne kadarının, ne kadar süre sonra kriz öncesindeki seviyelere gelebilmesini sağlayacağı henüz belirsiz." ifadelerini kullandı.

Tera Yatırım Ekonomisti Enver Erkan

ERKAN: ÖNEMLİ OLAN NASIL TOPARLANACAĞI


Tera Yatırım Ekonomisti Enver Erkan Reuters'a yaptığı açıklamada daralmanın beklentilerin altında geldiğini belirterek önemli olanın üçüncü çeyrekte nasıl toparlanılacağı olduğunu söyledi. Erkan, "İkinci çeyrekteki malumun ilanı durumundan sonra üçüncü çeyrekteki toparlanma etkisine bakılacak. Haziran'dan itibaren normalleşme adımları, kısıtlama önlemlerinin gevşetilmesi, işe dönüş ve işletme faaliyetlerinin artması gibi etkileri görüyor olacağız. Talepte bir toparlanma vardı ancak talepteki o toparlanma Ağustos'tan sonra biraz yavaşlayacak. Malum faiz oranlarındaki artış, ki bu da zaten TL hareketinin getirdiği kredilerde bir yavaşlama şeklinde bir yansıması olacaktır" diye konuştu.