Sözcü Gazetesi Temsilcisi Mehmet Serbes’in de bulunduğu toplantıda açıklamalarda bulunan Vali Süleyman Elban, Antik Tepebağ’ın Adana’nın en önemli değerlerinden olduğunu vurguladı.
Bölgede şimdiye kadar bir takım çalışmalar ve restorasyonlar yapıldığını ancak bunun artarak devam etmesi ve sonuçlandırılması gerektiğini belirten Vali Süleyman Elban şunları söyledi:
*Adana’nın şehrin ruhu ve kimliği Tepebağ'dır. Şehrin ruhu yüksek yeni binalarda değil. Bu merkezin etrafında şehri yeniden konumlandırmak gerekiyor.
*Ben Tepebağ’ı yaya olarak da gezdim. Hala çok güzel yapılar ve restorasyon örnekleri var. Buranın bir bütün olarak değerlendirilmesi gerekiyor. 24 saat yaşayan bir cadde, sokak, bir semt olarak da tekrar kurgulanması gerekiyor.
*Binaların yapılması restore edilmesi, sokak sağlıklaştırılma yapılması, cephe yapılması çok bir şey ifade etmiyor, burasının bir ruha, bir plana ve bir felsefeye uygun restore edilmesi ve cephe iyileştirilmesi yapılması gerekiyor.
Vali Süleyman Elban, Antik Tepebağ’ın Adana’nın en önemli değerlerinden olduğunu vurguladı."TÜRKİYE'DE BİRÇOK ÖRNEK VAR"
“Maalesef bizim gözde eserlerimiz bitişik değil aralarında mesafeler var dolayısıyla bizim onların arasında bir bağlantı sağlamamız lazım” diyen Adana Valisi Süleyman Elban, sözlerini şöyle sürdürdü:
*Bunlarla ilgili çalışıyoruz, inceliyoruz, onlara bir fonksiyon vermemiz gerekiyor. Türkiye’de dünyada yapılmış birçok örnek var ve bu örnekler bize ışık tutabilir.
*Bizim en büyük avantajımız Tepebağ’ın yaşayan Adana’nın kalbinin içinde yer almasıdır. Tepebağ’ı hemen yanındaki yaşayan caddelerle ilişkilendirirsek ortaya çok güzel eser çıkar.
*Orasının akşamları, hafta sonları yaşayan bir yer olması lazım. İnsanların oralara gidip gezmesi, yemeklerini yemesi, toplantılarını ve görüşmelerini yapacağı alanların olması, belli firmaların oralara ofislerini taşımaları güzel olur.
ANIZI EKONOMİK TEDBİRLERLE ÖNLEYECEĞİZ
Vali Süleyman Elban, hava kirliliğine ve toprağın zarar görmesine yol açan anız yangınlarıyla ilgili olarak da “Çalışmalarımız sürüyor. Bu sorunu çiftçiye ‘yakmayın’ diyerek çözmeye çalışmak yerine mısır ve buğday saplarını ekonomiye dönüştürecek tedbirler alırsak sanırım daha başarılı olacağız. Bu yönde çalışıyoruz” dedi.
