Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Türkiye, tarihinin en büyük doğalgaz keşfini Karadeniz'de gerçekleştirdi" açıklamasının ardından Deprem Bilimcisi Yüksek Jeofizik Mühendisi ve eski Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) ile İran NIOC Petrol Aramaları Danışmanı Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan SÖZCÜ’ye özel açıklama yaptı.

Ercan, “Türkiye’nin Karadeniz’de doğal gaz bulması alkışlanır ama en az 7-10 yıl beklemeliyiz” dedi.

Türkiye'nin enerjide yüzde 72,4 oranında dışa bağımlı olup, yıllık işlenmemiş kaynak dış alımına yaklaşık 40 milyar dolar ödendiğini belirten Övgün Ahmet Ercan, şu bilgileri verdi:

*Ülkemizin yıllık kayauçunu/doğal bos (gaz) dış alımı 50-55 milyar m3 olup, tüketiminin yalnızca yüzde 0,4’ünü Trakya’dan üretilirken gerisi yüzde 99,6’sını yurt dışından karşılanıyor.

*Başlıca sağladığı ülkeler döşenmiş borularla Rusya, İran, Azerbaycan, taşımayla LPG sıvılaştırılmış bos olarak Cezayir ile Nijerya’dandır.

*Üretilebilir kayauçununun yeryuvarında dağılımı ise, 72,8 trilyon m3 Arap Yarımadasında, 58,51 Asya’da, 14,2 Avustralya’da, 14,06 Afrika’da, 7,32 Kuzey Amerika’da, 7,1 Güney Amerika’da, 5,6 Avrupa’da olmak üzere Dünya’da toplam 180 trilyon m3 kayauçunu var.

EGE İLE AKDENİZ’DE YETKİ ALANLARIMIZ ÜZERİNE LİBYA DIŞINDA UZLAŞTIĞIMIZ ÜLKE YOK

Dünya’daki doğalgaz üretiminde Rusya’nın yüzde 27 ile başta olduğunu da belirten Ercan, “İran yüzde 15, Katar yüzde 14, OECD yüzde 3, diğer ülkeler yüzde 26, yabancı yatırıma sınır getiren Ortadoğu ülkelerinde ise yüzde 9. Türkiye’nin Karadeniz’de “mavi vatanı” 1986’da komşu ülkelerle yapılan anlaşmalarla belirlenmiştir. Ne var ki, Ege ile Akdeniz’de yetki alanlarımız üzerine Libya dışında uzlaştığımız ülke yoktur” diyerek şunları söyledi:

*Karadeniz’de, 2017’de TPAO için alınan 1 jeofizik(sismik), 2 delgi gemisinden birisi olan Fatih Derin Kuyu deliciyle kayauçunu(doğal gaz) ile karşılaşılan 15x17 km=250 km2’lik “Sakarya alanını” Tuna-1 kuyusu, Zonguldak Karadeniz Ereğlisi’nin 175, Akçakoca’nın 150 km kuzeyinde yer alıyor.

*Bu alan Romanya Dobruca’dan Karadeniz’e dökülen Tuna ırmağının çatal ağzının en doğu eteğinde, Üst Miyosen Pliyosen yaşlı kumtaşları içinde yer almakta. Tıpkı Nil Irmağının Akdeniz’e uzanan çatal ağzı nasıl doğal bos olarak varsıl ise, çoğu Romanya yetki alanında kalan çatal ağız da varsıldır.

*Romanya bu bölgede uzun yıllardır, deldiği onlarca kuyudan doğal bos üretmektedir. 1954’de kurulan TPAO’ye göre Tuna-1 bugüne dek Karadeniz’de bulunan en büyük bos yatağını bulmuştur.

YATAĞIN GÖZENEKLİK, GEÇİRGENLİK, SAĞILMA, DOYGUNLUK ÖZELLİKLERİ BİLİNMİYOR

Tuna-1 konumunda deniz derinliği 2 bin 117 metre, 2 boyutlu jeofizik ile görüntülenen derinliği yaklaşık yüzeyden 5-6 km derinde olduğunun göz önünde bulundurulmasını isteyen Ercan şöyle konuştu:

*Burada bos kapanı olduğu yorumlanan alanın bir noktasından hedeflenen derinlik 4 bin 525 metre olup, 20 Ağustos’ta ulaşılan delme boyu 3 bin 520 km’dir. Bos’un yataklandığı alanın üzerini örten kapak kayanın ne olduğu, yatağın gözeneklik, geçirgenlik, sağılma, doygunluk özellikleri bilinmiyor.

*Ayrıca kapanın türü; çökelsel mi? yapısal mı? ya da karmamı olduğu bilinememekte. Bugüne dek deniz dibinde kazılan derinlik yaklaşık bin 403 metredir. Bu derinliğin 500 metresinin bos yatağı olduğu söylenmektedir.

*Yatağın üzerindeki 1403-500= 903 metrelik kapak kayanın ne olduğu bilinmiyor. Ayrıca, yapılan deneylerde belirlenen basınç değerleri, birim gözeneklerinde su varlığı bilinmemektedir.

BİR TEK KUYU AÇILARAK YATAK İLE ÜRETİM BOYUTU VERMEK BİLİME TERSTİR

20 Temmuz 2020’de Karadeniz Sakarya bölgesi Tuna-1 kuyusunda delmeye başlayan delginin daha ilk kuyuda bos(gaz) ile karşılaşması çok büyük bir TPAO başarısı olduğunu hatırlatan Prof. Ercan sözlerini şöyle sürdürdü:

*Bir doğal bos ya da kayayağı(petrol alanı) için delme konumunun verilmesi, bir ay içinde değil, ardında 30-40 yıllık bir TPAO eski ile yeni çalışanlarının emek ile kurumsal bilgi birikimi gerektirir.

*Ne var ki, bir tek kuyu açılarak yatak ile üretim boyutu vermek bilime terstir. 320 milyar m3’lük açıklama, dış borçlarımızın kapanacağı, doğru olmayabilir.

*Bu bilgilerin belli bir yanılgı taşıyarak bilinmesi için yatak boyutuna göre en az 7- 8 ya da onlarca kuyu açılarak, yapılacak deneyler, taslaklamalar sonucu ortaya çıkarılabilir.

*O nedenle Sakarya alanında 50 milyar da, belki 750 milyarda, bos ile karşılaşabiliriz. Sanırım, 320 milyar m3 kestirim için 3D sismik çalışmalarda belirlenen kapan boyutu kullanılmış olabilir. Bu ancak kabaca bir bilgi verebilir. Çünkü bu yatak içinde doygunluk, gözeneklik ile geçirimlik dağılımı henüz bilinmiyor.

*Biraz sabırla, tüm işlerin bitmesini, en az 7 ile 10 yıl beklemeliyiz. Kaldı ki, üretime geçilse bile en az 5 ile 10 milyar dolar yatırım yaparak, kuyu başında bir seki(platform) kurarak, çıkan sıvı bosun 150 km uzakta olan Türkiye ana karasına taşınması ayrı bir iştir.

ŞU AŞAMALAR GEREKİYOR

Denizlerde ya da karada kayayağı(petrol) ile kayauçunu/bos(gaz) aramak, çıkartmak, üretimi çok bileşenli, ardışık olarak verilen emeklerin bir bileşeni olduğunu da söyleyen Ahmet Ercan bundan sonrasında yapılacakları da sıraladı:

1. Kayayağı(petrol) ile kayauçunu(doğal gaz) değişik yere göçmemiş ise, karasal değil, okyanus kökenli kayalar içinde olur. Bunu jeoloji mühendisleri belirler.

2. Seçilen bu alanlar üzerinde jeofizik gemiyle 2B, 3B sismik ölçüler alınarak yer altındaki katmanların, süreksizliklerin yerleri, kalınları, derinlikleri görüntülenir. Olası yatağın üç boyutlu görüntüsü çıkarılır.

3. Bu bilgiler üzerinde birçok düzeltme ile yorum yaptıktan sonra, jeofizik, jeoloji ile petrol mühendisleri oturup ne yapmalıyız diye, ayrıca nerelere kaçan km delme yapılacağına karar verirler.

4. Bu konuda öz kaynaklar ya da siyasi destek, uluslararası iş paylaşımı aranır. Kabaca 10 kuyudan biri dolu çıkarsa giderleri karşılar.

5. Delme alanı için izin alınır. Gemi delmeye başlar.

6. Delme sırasında hem kayaçlardan örnekler alınır, hem de çeşitli deneyler yapılır. Bu aşama da yine anılan bu üç mühendis eşgüdüm içinde çalışır.

7. Delme bitiminde, bu kez “jeofizik kuyu ölçümü/loğu” alınır. Tıpkı tıbbi endoskopi gibi kuyu içine indirilen almaç(probe), kuyu içindeki çeperlere imler/sinyaller verilerek, derinliğe göre görüntüsü çıkarılır.

8. Bunlar bir jeofizik-jeoloji mühendisince yorumlanarak; süreksizlikler, üretken katman sayıları, derinlikleri, kalınlıkları, suya, kayayağı/kayauçununa doygunlukları, gözeneklikleri, sismik hızları, elektrik iletkenlikleri, yoğunlukları, basınçları, sıcaklıkları, kıvamları gibi bir çok özellik belirlenir.

9. Bu kez yaklaşık 7-10 öteki kuyular açıp her kuyuda sağma ile üretime hazırlama, birikim belirleme deneyleri petrol mühendislerince, benzer deneyler yapılır.

10. Sonuçta o yatağın üretmeye değer mi yoksa değmez mi olduğu ortaya çıkar.

11. Olumlu ise, üretim, taşıma, kullanım, pazara ulaştırma gibi çalışmalara geçilir.

BÜYÜKLER ARASI SAVAŞLA SONUÇLANABİLİR Mİ?

ABD’nin enerji konusundaki yaklaşımı, önce başta yoksul ülkelerin, sonra başkalarının kayayağı ile kayauçununu tüketmek, kendi kaynaklarını daha sonra kullanmak olduğuna dikkat çeken Övgün Ahmet Ercan şunları söyledi:

*Amerika, bir an önce dünya kaynaklarını güç kullanarak ya da kendine bağımlı kılarak ele geçirip, karşıtlarından önce erke denetim koymaktır. Bu girişim 150 yıl önce başladı.

*Bunun sonucunda Osmanlı İmparatorluğu bölük pörçük yapılarak ortadan kaldırılmış, bugüne bölüntüler ortadan un ufak edilerek denetim altına alınmakta.

*Rusya elinden kaçırdığı Turan ülkelerinin yeraltı kaynaklarını yaptığı uzun süreli anlaşmalarla yeniden denetimine geçirdi. Çin, kayayağı ile kayauçunu kaynakları varlıklı olan Doğu Türkistan’ı elinde tutarak Ortdoğu’dan gereksinmesi karşılayarak kendi yedeklerini saklı tutuyor.

*Bu böyle gitmez. İleride artan gereksinme, Şangay birliği ABD ile Ortadoğu’dan kovduğu AB arasında bir çatışmayla sonuçlanabilir. Bu çatışma olmadan önce AB tek bir ilkut(devlet) olmayı ivedilikle ulaşmak istemektedir.

AB’NİN KAYAUÇUNU(NATURAL GAS) BAĞIMLILIĞI

Günümüzde AB’nin yaklaşık 300 milyar m3 olan kayauçunu alımı, 2030’da 640 milyar metreküpe tırmanacağını da sözlerine ekleyen Ercan şöyle sürdürdü:

*Bu oran içinde AB dışındaki Rusya’ya olan bağımlılık yüzde 65’dir. Bu bir yanılgı mıdır yoksa yeni bir bağdaşıklık mı? gelecek belirleyecektir. Günümüzde İran’ın 125, Irak’ın 115 ile 300, Suudi Arabistan’ın 269, Rusya’nın 60 milyar arkıt (varil) kayayağı yedeği var.

*Irak’ın kayayağının üçte ikisi güneyde, üçte biri ise kuzeyde. Bu ülkede bugün Shell, Total, BP, Apex, Total, Lukoil, Chevron, Exxonmobil gibi devlerin yanı sıra TPOA da bulunuyor. Ortadoğu ile Kuzey Afrika ülkelerinin 2030’da günlük kayayağı dış satışının 39 milyon arkıt (varil) olması bekleniyor.

*Birincil tükenir enerji kaynakları arasında, kayayağının 41, kayauçunun 62, kömürün ise 230 yıllık bir yaşamı kalmıştır. Kimi kaynaklara göre özellikle Çin’in büyümesinin ivdirilmiş olması sonucu kömürün bitişi çabuklaşıp 192 yıla inebilir.

TÜRKİYE YETERLİ DELME YAPTI MI?

Türkiye’de Cumhuriyet döneminde yaklaşık toplam 3 bin 500 arama kuyusu delinmişken, yeryüzünde bir yılda ortalama 20 bin arama kuyusu delindiğini de hatırlatan Ercan, “Oysa sadece A.B.D.’de bir yılda 10 binlerce kuyu deliniyor. Eski Sovyetler Birliği’nde kuyu sayısı milyondan çoktur. 2002’e dek T.P.A.O.’nun tüm arama çalışmalarına yaklaşık 28 milyon dolar ayrılmaktaydı. Oysa ortalama bir kuyunun deliniş çıkışı birkaç milyon dolar düzeyindedir. Denizde ise bir delginin çıkışı 10 ile 25 milyon dolar dolayındadır” dedi.

[old_news_related_template title="İran medyasında gündem Türk doğalgazı" desc="Türkiye'ye en çok doğalgaz satan ülkelerin başında gelen İran'ın yarı resmi haber ajansı Mehr'de Türkiye'nin bulduğu doğalgaz rezervine ilişkin bir analiz haber yayınlandı. Analiz haberde İran ile vadesi 2026'da dolacak doğalgaz anlaşmasından sonraki kontratların Türkiye lehine değişebileceğine vurgu yapıldı." image="https://sozcuo01.sozcucdn.com/wp-content/uploads/2020/08/23/iecrop/iran-natural-gas-shutter-1_16_9_1598182930.jpg" link="https://www.sozcu.com.tr/2020/ekonomi/iran-medyasinda-gundem-turk-dogalgazi-6002634/"]