Yargı kararları her zaman tartışmaya ve yoruma açık olsa da hangi mahkemenin birbirinden üstün olduğuna ilişkin tartışmalar Türk hukuk camiasında son yıllarda dillendirilmeye başlandı. Örneğin Anayasa Mahkemesi’nin verdiği kararlara alt mahkemelerin direnmesi gündem olurken Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) verdiği kararların da iç hukuk yönünde bağlayıcılığı olup olmadığı tartışılmaya başlandı.


Tartışmaların son kaynağı ise AİHM’in Selahattin Demirtaş hakkında verdiği karar. Mahkeme geçen hafta yayımladığı gerekçeli kararında Kasım 2018'de olduğu gibi, Demirtaş'ın tutukluluğu için öne sürülen gerekçelerin yetersiz olduğuna hükmetti.


Mahkeme, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 46’ncı maddesi gereği, Ankara’nın AİHM kararlarını yerine getirme yükümlülüğünü hatırlatarak, karar yerine getirilmediği sürece Demirtaş’ın haklarının “sürekli ihlal” edilmiş sayılacağı uyarısında bulundu.


Demirtaş'ın avukatları tarafından yapılan tahliye başvurusu ise AİHM kararının Türkçe tercümesinin tahliye başvurusuna eklenmemiş olması gerekçesiyle reddedildi.

AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan ise kararın Türkiye’de geçerli olmadığını net bir şekilde şu sözlerle ifade etti: "Bu terör yanlısı karar bizi bağlamaz."