Türkiye geniş çapta aşılama çalışmalarına başlıyor. Çin'den gelecek milli aşımız CoronaVac ay sonu itibarıyla önce sağlık çalışanlarına vurulacak. Herkes haliyle ne zaman aşı olacağını merak ediyor. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca aşı için öncelikli olan grupları geçen günlerde yaptığı bir basın toplantısında açıkladı. Plana göre önümüzdeki 4-6 ay içerisinde herkesin kademeli olarak aşılanması bekleniyor.

Aşı için öncelikli gruplar şöyle:

  • 1. Grup: Sağlık çalışanları, 65 yaş üstü vatandaşlar ile yaşlı, engelli, koruma evlerinde kalanlar gibi toplu ve kalabalık yerlerde yaşayan yetişkinler

  • 2. Grup: Toplumun işleyişi için gerekli sektörlerde ve yüksek riskli ortamlarda bulunan ve kritik işlerde çalışan kişiler, 50 yaş ve üzeri en az bir kronik hastalığı bulunan kişiler

  • 3. Grup: 50 yaş altı en az bir kronik hastalığı bulunan vatandaşlar, genç yetişkinler, ilk iki grupta yer almayan sektör ve mesleklerde çalışanlar

  • 4. Grup: İlk üç grubun dışında kalan tüm bireyler


TÜİK verilerine göre Türkiye'de 65 yaş üstü kişi sayısı 7 milyon 550 bin 727. İlk aşamada aşılanacak olan sağlık çalışanları ve 65 yaş üstünün toplam sayısı 8 milyon 600 bin civarında. Aralık ayında gelmesi planlanan 20 milyon doz aşı Türkiye'ye ulaştığında ilk aşama için yeterli sayıda aşıya sahip olduğumuz görülüyor.

Dört grupta belirtilen tüm unsurların nüfus verilerine net olarak erişemesek de ilk etapta gelmesi planlanan 50 milyon doz aşının ilk iki grubu aşılayacağı ve üçüncü aşamanın da bir kısmını aşılamaya yeteceği söylenebilir. 50 milyon dozun Şubat sonuna kadar kademeli olarak gelmesi bekleniyor. Şimdi meseleyi biraz daha açalım. Örneğin sağlık çalışanlarının aşılanması neden bu kadar önemli? 



‘SERVİSLERDEKİ YOĞUNLUK AZALACAK’

Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı'ndan Prof. Dr. İsmail Balık, sağlık çalışanlarının bir an önce aşılanmasının önemine dikkat çekiyor. Balık, sağlık çalışanları aşılandığı zaman Covid servislerindeki yükün de azalacağını söylüyor çünkü Covid olup evine giden bir sağlık personeli yüzünden kalan arkadaşları daha fazla mesai yapıyor. Balık, "Şu anki avantajımız aşının bir an önce gelecek olması. İlk etapta gelmesi planlanan üç milyon doz, sağlık çalışanlarının ve sağlık altyapısının yükünü azaltmak açısından çok faydalı olacaktır. Çünkü sağlık çalışanları en fazla hastalığa maruz kalan grup. Zaten aylardır çok yoğun bir tempo içinde çalışıyorlar. Çok ciddi bir yıpranmışlık söz konusu. Bir de örneğin 10 kişinin çalıştığı bir ekipte iki-üç kişi hastalandığı zaman orada iş yükü daha da artıyor." ifadelerini kullanıyor.

“Toplu ve kalabalık yerlerde yaşayan yetişkinler ifadesi kimleri kastediyor olabilir?” diye sorduğumuz İsmail Balık, “Yaşlı bakım evlerinin yanı sıra asker kışlaları ve cezaevleri gibi yerler olabilir” diyor.

TOPLUMUN İŞLEYİŞİ İÇİN GEREKLİ SEKTÖRLER NELER OLACAK?

Aşılama süreciyle ilgili yapılan açıklamada gri kalan alanlardan biri de ikinci aşamada ifade edilen ‘toplumun işleyişi için gerekli sektörler’ ifadesi. İsmail Balık, bu ifade hakkında şöyle diyor: “Polis, asker, banka, PTT ve havaalanı çalışanları gibi yoğun kalabalıklara maruz kalan görevliler için söylendiğini düşünüyorum. Çünkü hastalığın yayılmasını engellemek açısından öncelikli sırada yer alıyorlar. Yani hastalığı alma ve bulaştırma riski yüksek olan meslekler. Yarın öbür gün restoranlar yeniden hizmet vermeye başladığında risklerini azaltmak açısından garsonlar ve restoran çalışanları da şimdiden bu kapsamda değerlendirilebilir."

[caption id="attachment_6168548" align="aligncenter" width="1200"] Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi İnfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. İsmail Balık[/caption]

'HANGİ KRONİK HASTALIK?' MESELESİ

Bakan Koca’nın açıklamasında gri kalan alanlardan biri de ‘50 yaş ve üzeri en az bir kronik hastalığı bulunan kişiler’ ifadesiydi. “Hangi kronik hastalıklar?” diye sorduğumuz İsmail Balık, her kronik hastalığın bu kapsamda değerlendirilemeyeceğini söylüyor.

İsmail Balık’a göre kontrol altındaki astım, alerji, mide ülseri, bazı guatr ve romatizma gibi kronik rahatsızlıklar bu kapsamda değerlendirilmeyecek. Çünkü bu hastalıklar corona virüsü için ekstra bir risk oluşturmuyor. Risk oluşturan hastalıklar şöyle:

  • Şeker hastalığı

  • Kronik akciğer hastalığı

  • Hiper tansiyon

  • Kalp yetmezliği

  • Bağışıklık sistemini bozan hastalıklar

  • Çeşitli kanserler


Ayrıca bağışıklık sistemini baskılayan ilaçlar kullananlar ve aşırı obezler de bu kapsamda değerlendirilebilir. Çünkü fazla kilosu olanların ölüm riski de daha fazla gösteriliyor. Prof. Dr. İsmail Balık, 50 yaş üstü kişilerin bu hastalıklardan birini taşıması durumunda ikinci aşamada aşı olabileceğini belirtiyor.

Üçüncü aşamada 50 yaş altı kronik rahatsızlığı olanlarda da aynı durum geçerli. 50 yaş üstü kronik rahatsızlığı bulunanlar ikinci aşamada aşı olacakken, 50 yaş altı kronik rahatsızlığı olanların üçüncü aşamada aşı olacağı belirtiliyor.

[old_news_related_template title="Bakan Selçuk: Kronik hastaların süresi dolan raporları geçerli olacak" desc="Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, kronik hastalığı olan vatandaşların, 1 Ocak itibariyle süresi dolan sağlık raporları ve reçetelerinin ikinci bir duyuruya kadar geçerli olacağını açıkladı." image="https://sozcuo01.sozcucdn.com/wp-content/uploads/2020/09/07/iecrop/rapor-shutter_16_9_1599464783.jpg" link="https://www.sozcu.com.tr/2020/saglik/bakan-selcuk-kronik-hastalarin-suresi-dolan-raporlari-gecerli-olacak-6026348/"]

AŞI PRATİĞİ NASIL OLACAK?

Aşı pratiği ile ilgili net bir durum söz konusu değil ancak bugüne kadar yaşanan gelişmelerden nasıl bir yol izleneceği tahmin edilebiliyor. Örneğin Almanya ve İngiltere’de nasıl bir aşılama pratiği uygulanacağı az çok belli oldu. Almanya’da günde 4 bin kişiye aşı yapabilecek havalimanı, konser salonu ve velodrom gibi büyük aşı merkezleri planlanıyor. İngiltere'de ise Ulusal Sağlık Sistemi (NHS) koordinasyonunda bir planlama yapılıyor. İngiltere sorunu özel aşı klinikleriyle aşmayı hedefliyor. Prof. Dr. İsmail Balık’a Türkiye’de böyle yöntemlere gerek yok. Aradaki farkın sebebi ise bizim CoronaVac aşısını kullanacak olmamız. İsmail Balık aradaki farkı bakın nasıl anlatıyor?


Sinovac’ın avantajı

"Almanya ve İngiltere’de mRNA aşısı kullanılacak. Bu aşılar -70 gibi derecelerde saklanmak zorunda olduğu için ancak belli merkezler aracılığıyla insanlar aşılanabilir. Yani bir uç merkeze güvenli bir şekilde eriştirilip yaptırılabilecek bir aşı değil. Ancak bizim kullanacağımız Çin menşeli Sinovac firmasının yaptığı aşı inaktif aşı. Bu yüz yıllık bir aşı teknolojisi. mRNA aşıları gibi yeni değil. Aile hekimliği merkezleri de dahil olmak üzere ebe, hemşire, eczacı ve doktor gibi herhangi bir sağlık çalışanı tarafından rahatlıkla yapılacaktır. Çünkü bu aşı buzdolabı içinde saklanabiliyor ve termoslu çanta ve taşıma kalıplarıyla birkaç saat boyunca rahatlıkla taşınabiliyor."

‘Çin aşısı’ söylemi yanlış bir algı

"Sinovac'la ilgili 'Çin aşısı' söylemi iyi olmadı. Toplum zihnine yerleşmiş 'kalitesiz Çin malı' algısını öne çıkardı" diyen Balık, "Bu Çin’in bulduğu bir teknoloji değil ki Çin aşısı diyelim. Bu yüz seneden beri aşılamada kullanılan bir yöntemdir. Diğer taraftan üretim aşamasında mRNA aşılarına göre çok daha zaman alıcı ve zahmetli bir yöntemdir. O yüzden Batı dünyası aşı üretiminde yeni teknolojilere daha çok yöneldi. Üstelik bunların maliyeti de daha ucuz. Çünkü biri el emeği diğeri fabrikasyon aşı gibi düşünebiliriz" ifadelerini kullandı.

İnaktif aşılarda Çin ve Hindistan gibi büyük iş gücüne ve üretim potansiyeline sahip ülkelerin ön plana çıktığını kaydeden Balık, "Örneğin Türkiye, Küba, İtalya, İspanya veya Sırbistan gibi ülkeler de bu tip aşıları rahatlıkla üretebilir. Sadece Çin’e göre biraz daha uzun sürede ve çok daha düşük miktarlarda üretebilirler" görüşünde. Bizim aşımızın da Nisan ayında kitlesel uygulamaya hazır hâle gelebileceğini belirten Balık, eğer bir aksilik olmazsa nisandan sonraki ihtiyacımız için Türkiye'nin ürettiği aşının kullanılabileceğini söylüyor.

[old_news_related_template title="Almanya ve İngiltere 'aşı merkezleri' için harekete geçti" desc="Dünyanın birçok ülkesinde geliştirilme süreci devam eden Covid-19 aşılarıyla ilgili her geçen gün yeni bir detay ortaya çıkıyor. En büyük soru işaretlerinden biri de aşıların nerede nasıl vurulacağı. Bu konuda öncü olan Almanya ve İngiltere’de detaylar belli olmaya başladı." image="https://sozcuo01.sozcucdn.com/wp-content/uploads/2020/11/29/iecrop/covid_16_9_1606644513.gif" link="https://www.sozcu.com.tr/2020/dunya/almanya-ve-ingiltere-asi-merkezleri-icin-harekete-gecti-6146257/"]

‘İki aşı da güvenilir’

Aşılar arasında sadece yöntem farkı olduğunu söyleyen Balık, “iki aşının da güvenlikle ilgili bir sıkıntısı yok” diyerek aşı karşıtlığına dikkat çekiyor: “İnsanların gönül rahatlığıyla aşıyı yaptırabilmesi lazım. Aşıdan başka elimizde bir silah yok. Hastalık öyle yoğun seyrediyor ki hastanelerde son derece dramatik bir tablo ile karşı karşıyayız. Kimsenin aşı seçmek gibi bir lüksünün olmaması gerekiyor. Türkiye olarak aşıyı yaygın bir şekilde yaptırmalıyız. Aşı karşıtlığı yapanlara da fırsat vermememiz lazım.

‘SAĞLIK BAKANLIĞI SÜRECİ PLANLIYOR’

Aşıların nerelere ne şekilde iletileceğini Sağlık Bakanlığı tarafından planlandığını söyleyen İsmail Balık, dağıtımla ilgili verdiği detaylar ise şöyle: “Her ildeki İl Sağlık Müdürlüklerinde Aşı Bağışıklama Birimleri vardır. Bu birimler bölgesindeki Aile Hekimliği Merkezlerine dağıtım yapabilir. Aile Hekimliği Merkezlerinin elinde de listeler var. Kendilerine bağlı hasta grupları belirli. Bunların yaşları, risk grupları da belli. Bu yönlendirmeyi bakanlık çok rahatlıkla yapabilir.

Türkiye aşı yapma başarısında yüzde 98'in üzerine çıkmış bir ülke. Dolayısıyla bu tip bir aşıyı kolaylıkla yapabiliriz. Geçmişte yapılan çocuk felci, hepatit A gibi aşılar da Sinovac aşısı üretim teknolojisi ile yapılmış aşılardı."

[caption id="attachment_6168235" align="alignnone" width="1200"] Sinovac firması tarafından üretilen CoronaVac aşısı. Aralık, Ocak ve Şubat aylarında Türkiye'ye 50 milyon doz gelmesi planlanıyor. | Fotoğraf: Shutterstock[/caption]

6 AY DETAYI

Prof. Dr. İsmail Balık, “Bilgilerimiz ışığında aşı yapılanlarda koruma altı ay ila bir yıl sürecek gibi görünüyor” dedi. Yani demek oluyor ki altı ay veya bir yıl aradan sonra aşılama bir veya iki dozla tekrarlanmaya devam edecek. İsmail Balık’ın ifadesine göre hastalık geçirenlerde de antikorlarda azalma olacağından aşılanmaları benzer olacak. Aşı olunsa bile tedbirin elden bırakılmamasına dair çok önemli bir detay daha var. Prof. Dr. İsmail Balık o detayı da açıklıyor.

‘Aşı olsak da maske ve sosyal mesafeye devam’

“Bu sürelerin ne kadar olacağı daha netleşmedi. Bunlar bir süre sonra yavaş yavaş çıkmaya başlayacak. Aşı olanlar da hastalığın ağır geçirilmesi kesinlikle önleniyor. Faz 1, Faz 2 ve Faz 3 çalışmalarının ön raporlarında bu görüldü. Ancak aşılananların bir kısmında hastalık olmasa bile bulaştırabilme ihtimalinin olduğuyla ilgili öngörüler var. Bunlarla ilgili bilgiler netleşene kadar aşı yapılmış kişilerin de salgın sonuna kadar maske ve mesafe kuralına dikkat etmeye devam etmeleri gerekiyor.”

‘Aşı reddi başarısızlık getirir’

SÖZCÜ’ye konuşan Prof. Dr. İsmail Balık, “Sayın bakanın açıklamalarından anladığım kadarıyla Şubat sonuna kadar 25 milyon insanın aşılanacağını söyleyebiliriz” diyor ve sözlerini şöyle noktalıyor: “İlk etapta en önemli şey önümüzdeki üç ay içinde en azından nüfusun yüzde 30 kadarını aşılayabilecek aşı tedarikini yapabilmek. Türkiye bunu başarmış görünüyor. Diğer ülkelerde de yaklaşık olarak böyle. Amerika ve İngiltere’de de ilk üç ay içinde nüfusun aşağı yukarı yüzde 30'unun aşılanabileceği gibi bir hedef var. Şu anki planlamalar eğer aksi bir şey olmazsa bunu başaracağımız yönünde. Tabii umarım aşılama aşamasında aşı reddi artmaz. Çünkü ne kadar çok fazla insan aşılanırsa o kadar hızlı bir şekilde salgınla baş edebiliriz. Aşı reddi ne kadar çok olursa da bu anlamdaki başarımız sınırlı kalacaktır."

[custom_content title="AŞI TÜRKİYE'YE NE ZAMAN GELECEK?" desc="Bakan Koca, CoronaVac aşısının 11 Aralık’tan sonra Türkiye’ye geleceğini söylemişti. Bu açıklamaya göre ilk partinin bugünlerde gelmesi gerekiyor. Aralık ve Ocak ayında 20’şer milyonluk iki parti, Şubat ayında ise 10 milyonluk bir parti gelmesi planlanıyor. İlk partiden üç milyon doz aşının bugünlerde gelmesi bekleniyor. Bu miktar Türkiye’deki sağlık çalışanlarının tamamına yetecek düzeyde. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca tarafından geçen Nisan ayında Türkiye’de 1 milyon 61 bin 635 sağlık çalışanı olduğu açıklanmıştı. Bir kişiye iki doz aşı vurulacağını hesaba katarsak, sağlık çalışanları için 2 milyon 123 bin 270 doz aşı yeterli olacak. Yani ilk etapta gelmesi planlanan 3 milyon doz aşı tüm sağlık çalışanlarını aşılamaya yetebilir."]