Kurultaya katılmama kararı aldığını açıklayan CHP'li Umut Oran, şöyle konuştu:

* Üzücüdür ki CHP Dünyanın Covid-19 pandemisi yaşadığı, Türkiye'nin tarihin en büyük ekonomik krizlerinden birinin ortasında olduğu, iktidar bloğunun tüm gücüyle kendinden olmayana saldırdığı bir dönemde tüm içeriği 'açılış-seçimler-kapanış' olan bir kurultaya gitmektedir.

* Her yaştan Cumhuriyet çocuğunun sonu gelmez kaygılar ve korkular içinde olduğu bir dönemde bin 370 kurultay delegesini bile sağlıklı bir ortamda bir araya getiremeyecek bir kurultayın 'yangından mal kaçırır gibi' yapılmak istenmesi anlaşılır bir durum değildir.

* Partiye ömrünü vermiş eski milletvekillerinin, yöneticilerin, parti üyelerinin ve halkın katılamayacağı bir kurultaydan beklenebilecek bir 'yapısal çözüm' yoktur. Bu haliyle Kurultay, kitlelerin taleplerine cevap bulmaktan uzak olacaktır.

"KURULTAY ISRARI PARTİYE ZARAR VERİYOR"

* O halde salgının ortasında, hiçbir önemli konuyu konuşmadan kurultay yapma ısrarının sebebi ne olabilir? Bu sorunun 'fırsattan istifade' etmek dışında bir sebebi görünmemektedir.

* Ancak anti-demokratik tüzük ve yönetmelik değişikliklerinin ardından kurultayın da 'anlamından' uzak bir şekilde ele alınması, parti tabanında mevcut olan rahatsızlıkları arttırmaktadır.

* CHP'nin fedakâr örgüt üyeleri ve seçmenleri kendilerini 'yalnız, değersiz ve hırpalanmış' hissetmektedir. Yükselen bir 'siyasi hesaplaşma' eğilimi Anadolu'yu dolaşan her partili için kolaylıkla görülebilecek bir tepkiye dönüşmüştür.

* Tüm hayatını CHP'ye adamış aileler ve çocukları, ciddi bir zihinsel kopuş yaşamaktadır. Bugüne kadar iktidar bloğuna yönelmiş olan öfke, artık parti içine ve yönetimine de kaymış durumdadır.

* Beklentilerle, yaşanan acı deneyimler, yarınlar için kaygı verici olmanın ötesinde 'yıkıcı bir tepkinin' habercisidir. Ancak tüm bu sorunlara rağmen 'şip şak' Kurultay ısrarı, partiye tahmin edilemeyecek kadar zarar verme kabiliyetindedir.

"CHP, İÇ CEPHESİNİ BİRLEŞTİREMEZSE..."

* İl ve ilçe kongrelerinde 'tek aday dayatması' büyük kırgınlıklara sebep olmuştur. Kongrelerde görev alacak 'divan başkanlarının dahi' Genel Merkez'den tespit edilmesi, parti örgütlerini yaralamıştır.

* Çarşaf liste yerine hemen her yerde 'blok liste' uygulamasının yapılması parti tabanında 'tek sesli, tek renkli, tek fikirli' bir yönetim oluşturulmak istendiğine dair büyük kuşkular yaratmıştır.

* Benzer şekilde 'kavga görüntüsü vermemek bahanesiyle', partinin yararına gördüğü fikirleri beyan eden herkese gösterilen 'ihraç sopası' tabanın tüm enerjisini yok etmiştir.

* Gelinen noktada parça parça olmaya doğru giden bir taban oluşmuştur. Oysa rejimin değiştiği ve CH'’nin artan şekilde 'hedef haline getirildiği' bir ortamda parti tabanının 'birleştirilmesi yani seferberlik ruhuyla tüm Cumhuriyet çocuklarının ortak mücadeleye dâhil edilmesi' dışındaki her yol iktidar mücadelesinde geriye düşmek anlamına gelecektir.

"DOĞRU BULMUYORUM"

* Bu nedenle tabansız, örgütsüz, halksız bir kurultayın, hem de pandemi koşulları altında yapılmasını doğru bulmuyorum.

* Kimsenin partinin geleceğine dair söz söyleme hakkına sahip olamayacağı bir 'parti içi seçim kurultayı'nı doğru bulmuyorum.

* Partiye ömrünü vermiş sembol isimlerin davet edilmediği bir Kurultay ortamına katılmayı doğru bulmuyorum.

* Ama en önemlisi 'demokrasi görüntüsü altında' bir dayatmanın parçası olmayı da doğru bulmuyorum.

* Bu anlamda eski bir milletvekili, eski bir genel başkan yardımcısı olmama rağmen 'davet edilmediğim ve konuşma hakkımın dahi olmadığı' bir kurultaya katılmayı da doğru bulmuyorum.

* Kimsenin kuşkusu olmasın daha iyi bir Türkiye için, daha güçlü bir CHP'yi yaratacağız. CHP içindeki bu değişimi de er ya da geç yapma azim ve kararlılığıyla çalışmalarımıza devam edeceğiz.