Geçtiğimiz günlerde basında çıkan birtakım haberlerin ardından; Dokuz Eylül Üniversitesi Araştırma Uygulama Hastanesi Başhekimliğimiz, sağlık personelimizin ‘konaklama’ ihtiyaçlarına yönelik açıklama yaparak konuyla ilgili yaşananları açık şekilde kamuoyu ile paylaşmıştı.

Ancak geldiğimiz noktada bu açıklamanın da yeterli olmadığını gördük. Durum özetle şudur:

Dokuz Eylül Üniversitesi olarak bizler, ulusal sağlık politikalarına uygun oluşturduğumuz planlar doğrultusunda, COVID-19 salgın riskine karşı hazırlıklarımızı önceden yapmış ve gerekli tedbirleri almıştık.

Üniversite Rektörlüğü olarak virüs riskinin yaygınlaşmasıyla birlikte iş yoğunluğu artan sağlık çalışanlarımızın dinlenmesini ve evlerine risk taşıma ihtimalini ortadan kaldırmak amacı ile Otel Dokuz Eylül’ü tahsis etmiş ve bu hususu da 30 Mart 2020 tarihinde duyurmuştuk.

Başhekimliğimiz de pandemi servisleri öncelikli olmak üzere olası riskleri azaltmak amacıyla Otelimizin bir kısmını plan dahilinde kullanıma açmıştı.

Yaşanan gelişmeleri 3 Nisan 2020 tarihinde bir kamuoyu duyurusu ile paylaşan Başhekimliğimiz, “Yaptığımız duyurunun ardından gelen talepler nedeniyle ilk aşamada otelin kapasite zaten dolmuş oldu. Doğal olarak bizler de önceliği, pandemi servislerine verdik.

Kamuoyunda paylaşılan SMS de o tarihte atıldı. Şuanda otelin diğer kısımlarını devreye aldığımız için mensuplarımızın da konaklamalarına ilişkin herhangi bir sıkıntısı bulunmamaktadır.

Zaten söz konusu SMS’de ‘yeni alanlar’ ifadesi de, hem bu planımızı hem de ihtiyaç olması halinde Rektörlüğümüzün uygun bulacağı çözümü anlatmaktadır. Bu süreçte ortada herhangi bir konaklama sorunu olmadığı için buna yönelik yerel yönetimlerden de talebimiz olmamıştır” diyerek duruma açıklık getirmişti.

Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörü Nükhet Hotar


Son derece net şekilde hazırlanan bu açıklamaya rağmen üzülerek görmekteyiz ki, bilerek veya bilmeyerek bazı yanlış değerlendirmeler yapılmakta; söz konusu SMS mesajı üzerinden kurumumuz yıpratılmak istenmektedir.

Öncelikle şunun bilinmesini isteriz ki; İzmir Büyükşehir Belediyesinin hastanemiz personeli için Balçova’da yurt kiralama girişimini basın yayın organlarından öğrendik.

Üstelik konuyla ilgi tarafımıza herhangi bir soru sorulmadığı gibi yerel yönetimlerden böyle bir talepte de bulunmadık. Halihazırda hastanemizde görevli sağlık personelimiz, Otel Dokuz Eylül’ün yanı sıra Balçova Termal Otel’in de sunduğu konaklama imkanlarından faydalanmaktadır ve herhangi bir ihtiyaç söz konusu değildir.

Buna rağmen basında yer alan haberlerde İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı’nın bu girişimlerine ilişkin teşekkür beklediğini ifade etmesi gerçekten şaşırtıcıdır.

Sonuçta kamu kurumunu temsil edenlerin ne bulundukları makamın sorumluluklarını yerine getirmek için ne de kendi amaçları doğrultusunda hazırladıkları planları için teşekkür beklentisinde olmaması gerekir.

Üniversite hastanemizin değerli çalışanları 7/24 esasıyla herhangi bir teşekkür beklemeden; olağanüstü bir gayretle, halkımızın sağlığını korumak için kendi yaşamlarını tehlikeye atarak çalışmaya devam etmektedir.

Yine altını çizmek isteriz ki Üniversite Rektörlüğümüz bu zorlu süreçte sadece kendi personelimiz için değil; diğer kamu kurum ve kuruluşları için de seferber olmuş durumdadır.

Kurumumuzun Adalet Bakanlığı personeli için Buca’daki Erkek Öğrenci Yurdunu ve Seferihisar Necat Hepkon Devlet Hastanesi’ndeki sağlık çalışanları için de Seferihisar Sosyal Tesislerimizi tahsis etmiştir.

Ayrıca,Buca’daki yurt binalarımızdan birisini, risk altında çalışan (temizlik işleri gibi) personele büyükşehir veya ilçe belediyelerine, talep etmeleri halinde tahsis edebiliriz.

Bu konuda sözümüzün arkasındayız ve teşekkür de beklemiyoruz. Bizim için önemli olan insan hayatını ve toplum sağlığını korumaktır. Bunun dışındaki siyasi söylemler ve çıkışlar, bizim gündemimizde yer almamaktadır.

Üniversite olarak bu zorlu süreçte aziz milletimize ve devletimize olan sorumluluklarımızı, geçmişte olduğu gibi gelecekte de yerine getirmeye devam edeceğiz. Saygılarımızla.