Haliç Kongre Merkezi’nde gerçekleşen 5 kıtadan 45 sendikanın temsilcilerinin yer aldığı DİSK 16. Olağan Genel Kurulu gerçekleştirildi. DİSK’in 53. kuruluş yıl dönümünün de kutlandığı toplantıda, 2020’lerin DİSK’ini ve emeğin Türkiye’sini inşa edebilmek adına neler yapılması gerektiği konuşuldu. Sendika temsilcileri de ülkelerindeki sendikal faaliyetlere dair, neler yaptıklarını ve işçilerin sorunlarına yönelik çözüm önerilerini sundu.

Toplantıda ilk konuşmacı DİSK Genel Sekreteri Cafer Konca, “Bu ülkeyi karanlıktan aydınlığa çıkartacağız ve bunu da birlik beraberlik ile başaracağız” diye konuştu.

“ASGARİ ÜCRET AÇLIK SINIRININ ALTINDA”

DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, son 40 yılda milyarlarca insanın işçi haline geldiğini belirterek, “Dünya bugün 1980’lerin dünyasından daha eşitsiz bir şekilde. Asgari ücretin açlık sınırının altına kaldığını, 150 liradan az elektrik, 350 liradan az doğalgaz faturası ödemeyen insanların ülkesinde yaşıyoruz. Yıllardır demokrasi işçinin ekmeğidir dedik. Emeğin örgütlü olmadığı işçilerin haklarını almadığı bir ülkede eşitlikten bahsedemeyiz” dedi.

“SOMA KATLİAMI BÜYÜKLÜĞÜNDE İŞ CİNAYETLERİ YAŞANIYOR”

Ülkedeki işsizliğin de korkunç boyutlarda olduğunu anlatan Çerkezoğlu, “4 gençten biri işsiz, kadınlarımız işsiz.Yoksuldan alıp zengine veren bir vergi anlayışımız var. Her yıl 6 Soma Katliamı büyüklüğünde iş cinayetleri yaşanıyor. Çalışma saatlerimiz uzun. Sendikal haklarımızı kullanamıyoruz. Bunların çözümü için DİSK’e ihtiyacımız var” ifadelerini kullandı.

DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu (Sözcü)


“KORKUNÇ BİR İŞSİZLİKLE KARŞI KARŞIYAYIZ”

Çerkezoğlu'ndan sonra konuşma yapan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, DİSK'in toplumsal tabanda emek dünyasının önemli bir değeri olduğunu belirten İmamoğlu, “Türkiye’de mutlu yaşamanın çok karmaşık bir formülü yok. Açıkçası formül aslında çok basit. İnsanlarımızı çalışanlarımızın işçilerimizin emeğine aslında tüm çalışanlarımızın emeklerinin karşılığını alabilmesi. Tüm çalışanların işçilerin haklarını alması ve kimsenin haksızlığa uğramadığı bir dünya kurmak mümkün. Bu olurken de haksızlığa ve adaletsizliğe uğramadığında düşünen bir ortam vaad etmek gerek.Bunun dışında bunu sağladığımızda gerisi çok kolay bir süreç. Ama ne yazık ki bugün ülkemizde bu manada umutsuzluk yaşıyoruz. “Bugün iş bulduk da emeğimizin karşılığını mı almak kaldı” gibi bir serzenişle karşı karşıyayız. Çünkü çok yoğun bir işsizlikle hatta korkunç bir işsizlikle karşı karşıyayız. Bu boyutlu bir işsizlik bu ülkenin başına gelebilecek en kötü belalardan bir tanesi” dedi.

“ÇALIŞANLAR DA İŞSİZLİK TEHDİDİ İLE KARŞI KARŞIYA”

Çalışanların da işsizlik tehdidi ile karşı karşıya iken haklarını arayamadıklarını kaydeden İmamoğlu, “Bu nedenle örgütlü işçilerin Türkiye’de aynı zamanda şuna inanıyorum ki toplumsal bütünlüğün en önemli unsuru aynı zamanda sosyal barışın da bir güvencesi olduğunu biliyorum. Devrimci işçi sendikaları konfederasyonu değerli bir kurum. DİSKe hak ettiği değeri vermezsek örgütlenme özgürlüğünün önündeki tüm engelleri kaldırmazsak çağdaş hakları tamamen sağlayamazsak geleceğe de güvenle yürüyemediğimizin bu özgürlük arayışındaki dünyada yürüyemeyeceğimizin farkında olmalıyız” ifadelerini kullandı.

“SOSYAL HAK VE GÜVENCELERİN SAĞLANDIĞI BİR DÜNYA”

“Bundan sonra da biz bütün işçi örgütleri ile birlikte hareket etme ortak akılla ortak hedefler koyup elbirliğiyle çalışmaya kararlıyım” diyen İmamoğlu, “Bir belediye başkanı olarak benim gerçekten itibarimı benimle birlikte çalışan işçinin memurun mutluluğuna bağlı olduğunu her yerde dile getirdim. Gerçekten onların yüzünü mutlu gördüğümde ben de mutlu bir belediye başkan olacağının farkındayım. Alın terinin karşılığını alan, sosyal hak ve güvencelerin sağlandığı bir dünyayı yaratarak bunu işçilerle paylaşmak benim için onurdur. Bu keyif ve onurla görevini yapmaya çalışan bir belediye başkanıyım. Bu arada bu manada DİSK’in 16. Genel Kurulu’nun emeğin Türkiye’si adına çok güzel gelişmeleri çok değerli atılımlara vesile olmasını diliyorum” diye konuştu.

İmamoğlu’nun konuşmasından sonra DİSK Onur Ödülleri dağıtıldı. DİSK Onur Ödülü’nü Korkut Boratav aldı .

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu (Sözcü)


“TÜRKİYE, FRENİ PATLAMIŞ KAMYON GİBİ”

Ödül töreninden sonra konuşan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin geriye giden bir ülke olduğunu belirterek, “Türkiye şu anda freni patlamış bir kamyon gibi gidiyor ve hep o kamyonun içindeyiz. Bugünkü duruma gelişimizin temel nedeni, siyasette insan unsurunu göz ardı etmekten kaynaklanıyor.Kimse inancını, yaşam tarzını siyasete alet etmemeliyiz. Birisi bu 3 sebepten dolayı ötekileştirilirse 82 milyon olarak hep birlikte isyan etmeliyiz. Onun mutluluğu için yapmalıyız. Bu yapılmadığı içindir ki ayrıştık, bölüştük. İnancı kullanan bir siyasal düşünce geldi ve o inanç üzerinden siyaset yaparak toplumu ayrıştırdı ve böldü. Buradan çıkmalıyız. Bunun çıkış yolu demokrasidir” sözlerini aktardı.

“DÜNYANIN BÜTÜN DEMOKRATLARI BİRLEŞİN”

Alman Filozof Karl Marx'ın 'Dünyanın bütün işçileri birleşin' sözüne de atıfta bulunan Kılıçdaroğlu, “Artık dünyanın bütün demokratları birleşin" demeliyiz" dedi.Kılıçdaroğlu, 4 ayaklı bir strateji izlenmesi durumunda Türkiye'nin sorunlarının çözüme kavuşacağını belirterek, bu aşamaları tek tek anlattı.

“3. SINIF DEMOKRASİYİ REDDETMELİYİZ”

Kılıçdaroğlu, 4 ayaklı stratejinin ilk ayağının gerçek anlamda bir demokrasi olduğunu belirterek, "3. sınıf bir demokrasiyi reddetmeliyiz. Bugün Avrupa Birliğinin, Japonya'nın, Kanada'nın demokratik standartları neyse uygar ülkelerin demokratik standartları neyse aynı standartların bizim ülkemizde de olması lazım. Bizim ülkemizin insanı neden baskıcı bir yönetimi hak ediyor, böyle düşünüyor. Baskıcı bir yönetime karşı çıkmanın yolu demokrasiye sahip çıkmaktan geçiyor. Demokrasiye sahip çıkmamız gerekiyor” ifadelerini kullandı.

“ÜRETEN TÜRKİYE”

"Stratejinin ikinci ayağı da üreten Türkiye'dir" diyen Kılıçdaroğlu, "Bağımsız Türkiye diye bağırıyorsanız bunu ekonomik bağımsızlık ile taçlandırmanız lazım. Demokrasi derken, yargı bağımsızlığı, üniversitelerin özerkliği, medya özgürlüğü, kadın erkek eşitliği, güçler ayrılığı ilkesi, darbe hukukundan arınmış demokratik parlamenter sistem, lider sultasının olmadığı bir seçim yasasından bahsediyorum. Türkiye tarım ürünlerini ithal eden bir ülke konumuna geldi, sanayide hammadde de dışa bağımlı hale geldi, ülkede işsizlik var çünkü Türkiye üretim sürecinden kopartıldı. Üretim sürecinden koparılan bir Türkiye, ağır bedeller ödüyor" dedi.

FOTO: DHA


RAKAMLARLA AÇIKLADI

Türkiye'de aylık geliri 673 liranın altında olan 8 milyon 647 bin 283 kişi bulunduğunu, aylık geliri 2 bin liranın altında olan emekli sayısının ise 6 milyon 850 bin 513 olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, asgari ücretin yarısı ve onun altında gelir elde eden 2 milyon 136 bin kişi, ayda bin liranın altında dul ve yetim aylığı alan 847 bin 643 kişi bulunduğunu aktardı.

“LÜTUF EKONOMİSİ KURMAYA ÇALIŞAN BİR SİYASAL ANLAYIŞ”

“2019'un ilk 9 ayında faturasını ödemediği için elektriği kesilen hane sayısı 3 milyon 365 bin 784. 710 bin 364 hanenin de doğal gazının kesilmiş” diyen Kılıçdaroğlu, “Üretim sürecinden koparılıyor Türkiye. İşsizlik yaratılıyor, yoksulluk yaratılıyor. Yoksulluğu, işsizliği aşmak için değil, yoksulluğu ve işsizliği siyaseten malzeme olarak kullanan ve bir lütuf ekonomisi kurmaya çalışan bir siyasal anlayış var, bunu aşmak zorundayız" sözlerini kullandı.

“DÜNYADA BÖYLE BİR REFORM GÖRDÜNÜZ MÜ?”

"Türkiye, her 1 saatte 2 milyar 140 bin dolar faiz ödüyor" diyen Kılıçdaroğlu, "Kaçımız bunun farkında? Kaçımız bunu yoksullara işsizlere anlatıyor. 2008'de önümüze reform diye konulan sosyal güvenlik yasasını alkışlayan sendikalar vardı. Bakın o yasaya göre, 2008 öncesinde emekli olanlar 2008 sonrasında emekli olanlara göre bin lira daha az maaş alıyor. Kaç işci bunun farkında? Kişi çalıştığı için emekli maaşı düşüyor böyle bir reform dünyada gördünüz mü? Yaşı dolmasını evde beklese daha fazla maaş alacak. Kaç sendikacı bunun farkındaydı? Patron çalışmak için yaşlısın diyor devlet maaş vermek için gençsin diyor. Yoksulluğu dile getirmek yetmez, çözmek lazım" diye konuştu. Kılıçdaroğlu, bu yasa parlementoda görüşülürken milletvekili olduğunu da hatırlattı.