İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Kanal İstanbul projesinden olumsuz etkilenecek bölgelerin başında gelen Terkos Gölü ve çevresinde incelemelerde bulundu. Kanal İstanbul kazısından çıkacak hafriyatın doldurucağı Karaburun çıkışında gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Karaburun çıkışına yüzlerce metre eninde, 40 kilometreye yakın dolgu yapılacağını belirten Ekrem İmamoğlu, şunları söyledi:

"TAMAMEN HAYAL ÜRÜNÜ, İŞE YARAMAYACAK BİR KANAL"

* 20-25 kilometre derinden çıkarılan çamurla, yüzyılların oluşturduğu kum tepelerinin önüne bu dolgu yapılacak. İnsanlar tatlı su kaynaklarını korumak için büyük mücadele içerisinde... Dünyanın geleceğinde yaşanacak su savaşları tartışılıyor... Siz, tamamen hayal ürünü olan, hiçbir işe yaramayacak bir kanal üzerinden, İstanbul'un en görkemli su kaynağını yok etme çabası içerisindesiniz.

"BURAYI BÜTÜN İSTANBULLULARA GÖSTERECEĞİZ"

* Terkos, yani milletin musluğundan akan suyun adı olan Terkos'u yok etme çabası içerisinde olacaksınız. Bütün İstanbullulara burayı gösterip, anlatacağız. Her metresini, nasıl bir doğa olduğunu, nasıl yok edilmek üzere bir işin planladığını anlatacağız.

FOTO: SÖZCÜ


"16 MİLYON İNSAN ADINA YALVARIYORUM"

1. 5 yıl önce kanal yokmuş gibi Terkos'tan İkitelli'ye yüz milyonlarca liralık yatırım için ihale yapıldığını belirten Ekrem İmamoğlu "Bu yatırımın İSKİ'ye bedeli 20 milyar lira civarında. Bu kadar vahşi bir süreçten bahsediyoruz. Gelin bu hatadan vazgeçin. 16 milyon insan adına, milletimiz adına yalvarıyorum, bu işten vazgeçin. 'Ya bu bizi ilgilendirmiyor, bu siyasi bir mesele...' değil kardeşim. Bu hayati bir mesele. Lütfen sürece dahil olun" dedi.

"KİMİN ARAZİ ALDIĞI İLGİMİ ÇEKMİYOR"

Ekrem İmamoğlu, Kanal İstanbul güzergahında Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ın da arazisinin çıkmasıyla ilgili bir soruya ise şu yanıtı verdi:

* Çok ilgimi çekmiyor açıkçası kimin arazi aldığı. Bakan veya başkası, ya da şirket… Onu halk değerlendiriyor zaten. Ama benim ilgilendiğim konu, 2011'den bu yana, burada ortaya konulan bir reklamla, tanıtımla, yurtiçi ve  yurtdışından insanların gelip, bu niyetle buradan arazi satın almış olmaları.

"BÜTÜN BU UNSURLAR KİMİN CEBİNE GÖRECEK?"

* Sürecin daha yapılaşma işi başlamadan bireysel ranta dönüşmesi. Allah korusun, inşallah olmayacak ama düşünsenize; kamulaştırmalar, milyonun üzerinde bir şehirleşme… Bütün bu unsurlar kimin cebine girecek? Ne için? Yani şu güzel doğayı, bugün gezdiğimiz o kumsalları, ormanı, yeşili, doğayı, suyu koruma adına, İstanbul'u koruma adına bunları yapmak varken, ne için bunlar düşünülüyor ve bu kadar hırs yapılıyor, anlamış değilim.