İYİ Parti Antalya Milletvekili Hasan Subaşı, örgüte üye olmadıkları halde örgüt üyesi gibi cezalandırılan Sözcü, Cumhuriyet gibi muhalif basın mensupları ile eleştirileri nedeni ile yargılananlar için TBMM Başkanlığı'na kanun teklifi verdi. TCK'daki ilgili maddenin keyfi şekilde yorumlandığını belirten Subaşı, muhalif görüş ileri süren birçok kişinin bir şekilde suç örgütünün üyesi olarak cezalandırıldığını söyledi.

“YARDIM KAVRAMI AÇIKLIĞA KAVUŞMALI”


'Yardım' kavramının açıklığa kavuşması gerektiğini belirten Subaşı, şunları söyledi; “TCK 220/7 kapsamında 'yardım' kavramının keyfiliği ve muğlaklığı ortadan kaldıracak şekilde somutlaştırılmasını ve yardım nedeniyle örgüt üyeliğinden değil 'suça yardım' hükümlerinin uygulanmasını önermektedir.

Öyle ki, Yargıtay 6. Ceza Dairesi 07.01.2013 gün, 2012/11870 E. ve 2013/3 sayılı kararında, 'Sanıkların örgüte bilerek ve isteyerek yardım ettiklerine ilişkin iletişim tespit tutanakları ve diğer somut kanıtların neler olduğu karar yerinde gösterilip tartışılmadan, yazılı biçimde mahkümiyetlerine karar verilmesi, … bozmayı gerektirmiştir' demiştir.

Söz konusu maddeler Cumhuriyet ve Sözcü gazetesi yargılamalarında esas alındı. Yıllarca FETÖ'ye karşı yazılarıyla, görüş ve fikirleriyle mücadele veren ve uyaran Sözcü ve Cumhuriyet gazetesi yazarları, madde 220/7 fıkrası temelinde cezalandırılmıştır.

Söz konusu düzenlemeyle bireyin, Anayasa'da güvence altına alınmış olan hak ve özgürlüklerine yönelik fiillere karşı da korunması amaçlandığı halde uygulamada daha büyük hak ihlalleri ve keyfilik ortaya çıkarmıştır.”

İYİ Parti Antalya Milletvekili Hasan Subaşı Foto: Sözcü

“MUHALİF GÖRÜŞTE OLANLAR SUÇ ÖRGÜTÜ ÜYESİ GİBİ CEZALANDIRILIYOR”


Uygulamada; 'örgüte üye olmak ile üye olmadığı örgüte yardım etmek veya üyesi olmadığı örgüt adına suç işleme' fiilleri arasında fark kalmadığını hatırlatan Subaşı; “Hatta yardım etme fiilini gerçekleştiren kişinin üye olmaktan yargılanan kişiye göre, üye gibi cezalandırılmasının daha kolay olduğu görülmektedir. Dahası maddenin keyfiliğe yol açacak şekilde yorumlanması nedeniyle, muhalif görüşte olanların bir şekilde bir suç örgütünün üyesi olarak cezalandırılması mümkün olmaktadır. Hal böyle olunca eleştirel görüşler ile düşünce özgürlüğü de baskılanmaktadır" diye konuştu.

SUBAŞI'NIN KANUN TEKLİFİ;


TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA;

5237 sayılı Türk Ceza Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifim ve gerekçesi ekte Başkanlığınıza sunulmuştur.
Gereğini arz ederim.

Saygılarımla.

Hasan SUBAŞI
Antalya Milletvekili

GENEL GEREKÇE

26.09.2004 tarih ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun, Topluma Karşı Suçlar kenar başlıklı Üçüncü Kısım altında yer alan Kamu Barışına Karşı Suçlar kenar başlıklı Beşinci Bölüm’de yer verilen 220. Maddesi suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçunu düzenlemektedir. Buna göre, kanunlarda suç olarak tanımlanan fiillerin işlenmesi amacıyla örgüt kurmak veya yönetmek ile bu amaçla kurulmuş örgüte üye olmak, ayrı suçlar olarak tanımlanmıştır.

Suç örgütüne üye olmadığı halde örgüt adına suç işleme ile örgüte bilerek ve isteyerek yardım etme suçlarını düzenleyen TCK m.220/6-7, 05.12.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6352 sayılı Kanunun 85. maddesi ile değiştirilmiştir.

TCK m.220/7’de düzenlenen; “Örgüt içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte, örgüte bilerek ve isteyerek yardım eden kişi, örgüt üyesi olarak cezalandırılır.” hükmü ise,

6352 sayılı Kanunla, “Örgüt içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte, örgüte bilerek ve isteyerek yardım eden kişi, örgüt üyesi olarak cezalandırılır. Örgüt üyeliğinden dolayı verilecek ceza, yapılan yardımın niteliğine göre üçte birine kadar indirilebilir.” şeklinde değiştirilmiştir.

2004 yılında gerek teklif metninde gerekse madde gerekçesinde ifade edildiği üzere bu madde ihdas edilerek bazı hukuki değerlerin korunması amaçlanmıştır. Öyle ki, şu ifadelere yer verilmiştir: “Bu suç tanımı ile korunan hukukî değer, kamu güvenliği ve barışıdır. Kamu güvenliği ve barışının bozulması ise, bireyin güvenli, barış içinde yaşamak hakkını da zedeleyecektir. Bu nedenle söz konusu düzenlemeyle aynı zamanda bireyin, Anayasada güvence altına alınmış olan hak ve öz¬gürlüklerine yönelik fiillere karşı da korunması amaçlanmaktadır.”

Pek çok ihlal kararının yanı sıra Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin 14.11.2017 tarihli Işıkırık v. Türkiye ve 10.07.2018 tarihli İmret v. Türkiye kararlarında; 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun “Suç işlemek amacıyla örgüt kurma” başlıklı 220. maddesinin 6. ve 7 fıkralarının öngörülebilir olmadığından bahisle, İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi’nin “Toplantı ve Dernek Kurma Hürriyeti” başlıklı 11. maddesinin ihlal edildiğine karar vermiştir.

İnsan Hakları İzleme Örgütü (Human Rights Watch) 1 Kasım 2010 tarihli raporunda; TCK m.220/6 ve m.220/7’de yer alan “örgüt adına suç işlemek” ile “bilerek ve isteyerek yardım etmek” ibarelerinin çok muğlak olduğuna, hükümlerin, bireyin bu maddeleri dikkate alarak hareketlerini nasıl düzenleyeceğine veya sınırlama getireceğine dair hiçbir açıklık içermediğine, net ve öngörülebilir olmadığına, dolayısıyla keyfi uygulamalara yol açtığına dikkat çekmiştir.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi; Ceza Kanunu m.220/6 ve m.220/7’nin lafzı itibariyle temel bir farklılık göstermediğini, bu fıkraların, savcılık makamının örgüte üyeliğin maddi unsurlarını kanıtlamasını zorunlu kılmadan, yalnızca “örgüt adına’” hareket edildiğinin veya örgüte “bilerek ve isteyerek yardım edilmesinin” kanıtlanması suretiyle örgüte üyelik suçundan mahkûmiyet hükmü kurulmasını mümkün kıldığını belirtmiştir.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi nezdinde; bu maddelerin kapsamı sınırlandırılmadığı sürece, geniş yorumlanmaya müsait olup, tatbikatta sanığın aleyhine uygulanabilme riski taşımaktadır. Mahkemeye göre; üyesi olmadığı suç örgütü adına suç işleme suçu ile örgüte yardım etme suçunu düzenleyen maddeler, bu suçların nasıl gerçekleştirileceğine dair somut ve net ölçütler içermeli, yani öngörülebilir olmalıdır.

TCK 220/6-7 kapsamında “yardım” kavramının keyfiliği ve muğlaklığı ortadan kaldıracak şekilde somutlaştırılması gerekmektedir. Öyle ki, Yargıtay 6. Ceza Dairesi 07.01.2013 gün, 2012/11870 E. ve 2013/3 sayılı kararında, “Sanıkların örgüte bilerek ve isteyerek yardım ettiklerine ilişkin iletişim tespit tutanakları ve diğer somut kanıtların neler olduğu karar yerinde gösterilip tartışılmadan, yazılı biçimde mahkumiyetlerine karar verilmesi, …” bozmayı gerektirmiştir.

Hukuki eksiklerinin yanı sıra madde uygulamada pek çok sorunlara yol açmıştır.

Cumhuriyet ve Sözcü gazetesi yargılamalarında karşılaştığımız bu maddeler esas alınarak, yıllarca FETÖ’ye karşı yazılarıyla, görüş ve fikirleriyle mücadele veren Cumhuriyet ve Sözcü gazetesi yazarları, madde 220/6-7 fıkraları temelinde cezalandırılmıştır.

Söz konusu düzenlemeyle bireyin, Anayasada güvence altına alınmış olan hak ve öz-gürlüklerine yönelik fiillere karşı da korunması amaçlandığı halde uygulamada daha büyük hak ihlalleri ve keyfilik ortaya çıkarmıştır.

Uygulamada; örgüte üye olmak ile üye olmadığı örgüte yardım etmek veya üyesi olmadığı örgüt adına suç işleme fiilleri arasında fark kalmamakta, hatta yardım etme fiilini gerçekleştiren kişinin üye olmaktan yargılanan kişiye göre, üye gibi cezalandırılmasının daha kolay olduğu görülmektedir.

Bu maddenin özellikle “yardım” kavramının keyfiliğe yol açacak şekilde yorumlanması nedeniyle, muhalif görüşte olan herkesin bir şekilde bir suç örgütünün üyesi olarak cezalandırılması mümkün olacak ağır sonuçlar doğabilmektedir. Bunun yanı sıra medya üzerinde baskı aracı olabilmektedir.

MADDE GEREKÇELERİ

MADDE 1- TCK 220/7 fıkrasında yer alan “yardım” ifadesinin somutlaştırılması amaçlanmıştır.
MADDE 2- TCK 220/7 fıkrasında yer alan “örgüt üyesi” ifadesinin kanun metninden çıkarılması istenmektedir.
MADDE 3- Yürürlük maddesidir.
MADDE 4- Yürürlük maddesidir

MADDE 1- 26.09.2004 tarih ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 220. Maddesi 7. Fıkrasında yer alan “yardım” ifadesinden önce gelmek üzere;
“somut olarak örgüte ve somut suça” ibaresi eklenmiştir.

MADDE 2- 26.09.2004 tarih ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 220. Maddesi 7. Fıkrasında yer alan “örgüt üyesi olarak” ifadesi kanun metninden çıkarılmıştır.

MADDE 3- 26.09.2004 tarih ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 220. Maddesi 7. Fıkrası kanun metninden çıkarılmıştır.

MADDE 4- Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

MADDE 5- Bu Kanun hükümlerini Cumhurbaşkanı yürütür.