Yargıtay, kocanın eşinin özel günlerinde yanında olmamasını, evine zaman ayırmamasını ve sürekli olarak işte olduğunu beyan etmesini manevi tazminat ödeme sebebi saydı.

Şiddetli geçimsizlik nedeniyle mahkemeye başvuran kadın, eşinin hamilelik ve doğum sırasında onu yalnız bıraktığını, vaktinin çoğunu iş yerinde geçirdiğini ve kendisiyle ilgilenmediğini belirterek, maddi ve manevi tazminat talebinde bulundu. Tarafların boşanmasına karar veren Aile Mahkemesi, kadının tazminat taleplerini geri çevirince kadın kararı temyize götürdü.

Yargıtay ise, davalı kocanın vaktinin büyük bölümünü iş yerinde geçirdiğini ve evi ile eşine yeterince zaman ayırmadığını belirterek, tam kusurlu olduğuna karar verdi ve kocayı manevi tazminat cezası ödemeye mahkum etti.

'KARŞILIKLI MUTLULUK YÜKÜMLÜLÜĞÜ'

Boşanma konusunda tecrübeli avukat, Altın Mimir, evliliğin dengeler üzerinde kurulu olduğunu ve örneğin konu işkolik olmaksa aşırı çalışmanın ailedeki eşin mutluluğunu sağlama yükümlülüğünü ortadan kaldırdığını kaydetti.

Pek çok boşanma davasında avukatlık yapan Mirmir günümüzde pek çok eşin ‘işteyim’ bahanesi ile dışarıda kendilerine eşlerinden ayrı yeni bir hayat kurduklarını söylüyor. Mirmir, “Elbette eşlerin birbirlerine karşı mali destek sağlama, para kazanma ve ailenin istihdamını, sürdürülebilirliğini sağlama gibi yükümlülükleri de var ama en önemlisi aileyi, karşındaki eşi mutlu etmektir” diyor.

Eşlerin birbirlerinin yanında olma gibi bir hukuki yükümlülükleri de olduğunun altını çizen Mirmir, “Eşlerinin birbirinin iyi ve kötü gününde yanında olma, aile birliğinin, ailenin hukuki korunma altına alındığı günden beri var olan bir şey. Dolayısıyla, bu davranışlar boşanmada kusur sebebidir” ifadelerini kullanıyor.

Avukat Altın Mimir


'PSİKOLOJİK ŞİDDETE KARŞI BİR KARAR'

Avukat Yusuf Ozan Çobanoğlu ise evlilik birliğinin tarafların belli konular üzerinde anlaşması ile kurulacağını söylüyor. Çobanoğlu birlik kurulmadan önce kimsenin ‘sana zaman ayırmayacağım’ gibi bir yaklaşım içinde bulunmayacağını aktarıyor. Tecrübeli avukat boşanma davalarında kararların örf, adetler ve hakimlerin takdir yetkisine göre şekillendiğini söyleyerek, “Yargıtay’ın bu kararının kadınların yaşadıkları psikolojik şiddete karşı yerel mahkeme kararlarını olumlu yönde etkileyeceğini düşünüyorum.Bu açıdan temennim mahkemelerin maddi ve manevi tazminatlarda da tatmin edici kararlara imza atmaları yönündedir” ifadelerini kullanıyor.