Muğla’nın Marmaris ilçesi misafirlerini, girişteki bir dünya içinde konuşlandırılmış inci heykeli ile karşılıyor.

Yeşili ve doğasıyla dünyaca ünlenen ilçe için “Kapısının önünden denize girilen yer” diye de bahsedilir genelde.

Alt yapısıyla ve özellikle de koylarıyla bir başkadır Marmaris. Ünlü denizci rahmetli Sadun Boro gibi yine bir başka rahmetli Cumhurbaşkanı Turgut Özal da bu güzelliğe hayran kalıp konuk evi yapmamış mıydı? Bu dünya incisi Marmaris’te gelelim bir de sözün bittiği yere:

Marmaris’e 25 kilometre uzaklıktaki 53 haneli Karacasöğüt Tuzla Mahallesi’nde elektrik yok, su yok, yol yok, internet yok, cep telefonları çekmiyor. Üstelik mahalle Cumhurbaşkanlığı konutunun 7 kilometre uzaklıktaki komşusu.

Mavi tur tutkunlarının vazgeçemediği muhteşem bir koya sahip mahalle. Elektrik olmadığı için çocuklar okuyabilmek amacıyla Marmaris’e eş, dost ya da akrabaların yanına gönderildiğinden 15 aile parçalanmış durumda.

Masraflar artınca üniversiteyi 2’nci sınıfta bırakıp evlenen Gül Kaya gözleri yaşlı bir şekilde, 81 ilden 81 yıldız projesinin Muğla temsilcisi olarak huzura çıktığı Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’den elektrik sözü aldığını ama sözün yerine getirilmediğini SÖZCÜ’ye anlattı.

FOTO: SÖZCÜ


"BURADA TÜM AİLELER PARÇALANDI"

9 sene önce aynı eve yine aynı ilgili haber yapmak için geldiğim evde karşıma o zamanlar 17 yaşında olan lise son sınıfta okuyan Gül Kaya çıktı.

Şimdi 26 yaşında ve iki çocuk annesi. Okullarında çok başarılı olan Gül başından geçenler için, “İlk, orta ve liseyi Muğla’da okumak zorunda kaldım. Sürekli arkadaşlarımın yanında kaldım. Baba yok. Ailemin geliri arı ve hayvancılıktan. Sürekli taktir ve teşekkür aldım. Burdur Bucak Hikmet Tolunay Meslek Yüksek Okulu’nda Çocuk Gelişimi bölümünde okurken büyük para sıkıntısı çekiyordum. Ne yapacağımı şaşırdım ve derken 2’nci sınıfta okuldan ayrıldım. Tek çare evlenmekti. Evlendim, 2 tane çocuğum var. Elektrik olsa şu anda bile tekrar sınava girip kaldığım yerden devam edebilmeyi çok istiyorum. Hiç değilse bir meslek sahibi olurdum” dedi.

FOTO: SÖZCÜ


"6 YAŞINDAN İTİBAREN HAYAT OMUZLARIMA YÜKLENDİ"

Ailece maddi manevi perişan olduklarını söyleyen Gül şöyle devam etti:

* Manevi açıdan neler çektiğimi bir ben bilirim. 6 yaşından itibaren hayatla tek başıma mücadele ettim. 6 yaşında evden ayrılıp, başka birilerinin yanında olmak ne demek hiç düşündünüz mü? Daha çocuğum. Hafta sonları bile ailemi görmeye gidemiyordum.

* Çünkü yol parası çok tutuyordu. Dolayısıyla onlar da gelemiyordu. Zaten bizim oraya sürekli araba yok ki. Gençlik yıllarım anne hasretiyle geçti. Anne ve babasıyla gezen çocuklara bakarken için için çok ağladığımı bilirim.

* Omuzlarımdaki yük giderek arttı, artık taşıyamaz oldum. Çok fazla sıkıldım ve mecburen üniversiteyi bırakarak evime dönüp her şeyden uzaklaştım. Burada yaşamaya mecburum. Çünkü bir mesleğim yok. Şu anda bakıyorum da çocuklarımın da kaderi benim gibi olacak diye çok üzülüyorum. Sizin ilk geldiğinizde de elektrik getirilecek muhabbeti olmuştu. Ama hâlâ gelen giden yok. 2020 yılındayız ama biz taş devrinde yaşıyoruz.

"ABDULLAH GÜL ELEKTRİK SÖZÜ VERDİ AMA BU SÖZDE KALDI"

İlk, orta ve lisede çok başarılı öğrenci olduğunu ve sürekli takdir ve teşekkür aldığını da sözlerine ekleyen Gül Kaya, “2012 yılında ‘81 ilden 81 yıldız’ projesi vardı. Muğla’da seçmelerde il birincisi oldum. Ankara’ya gittik. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün huzuruna çıkardılar. Benim için çok gurur verici bir durumdu. Muğla’yı temsilen bir cumhurbaşkanının karşısındaydım. Abdullah Gül bizimle çok ilgilendi. Hep birlikte fotoğraf çekimi sonrasında bire bir konuşma fırsatım oldu. Mahallemizin durumunu, nasıl okuduğumuzu, ailelerin nasıl parçalandığını anlattım. Ağlamamak için zor tutmuştum kendimi. Yanındaki kişiye hemen not al konuyla ilgilenelim dedi. Ama aradan 8 sene geçti hala elektrik gelmedi. Verdiği söz o odada kaldı” diye konuştu.

"BURADA HER ŞEYDEN MAHRUMUZ"

56 yaşındaki Feriştah Ölmez Gül’ün annesi ve o da her şeyden yoksun nasıl yaşadıklarını zaman zaman duygulanıp döktüğü gözyaşlarıyla anlattı: Ölmez, “1981 yılından beri burada oturuyorum ve hâlâ elektrik bekliyoruz. Burada biz her şeyden mahrumuz. Suyu kuyulardan içiyoruz. Buzdolabı, televizyon yok. Hala çamaşırı elimde leğende yıkıyorum. Elim ağrıyor, kolum ağrıyor. Artık yaşlandım. Buzdolabı olmadığı için et, süt, yemek hiçbir şey saklayamıyoruz. Her sene elektrik gelecek diye umut ediyoruz. Biz insan değil miyiz? Suçumuz burada yaşamak mı? Kaçak ev dediler elektrik getirmediler. Bu bölgede hangi ev normal ki? Son ne oldu? 2 sene bitti yapı kayıt belgelerimizi alalı. Elektrikten, sudan yararlanır yazıyor ama hani bunlar nerede? 5 çocuktan ancak ikisini zar zor okutabildim. Üçünü okutamadım. Okula gönderecek yerim yok, param yok, gidecek dolmuşumuz yok. Zorunlu eğitim için eşin dostun yanına göndererek ancak okutabildim. Her zaman da el, elin çocuğuna bakmıyor ki. Eşim yok, işim yok. Kadın halimle ancak bu kadarını yapabildim” dedi.

"CUMHURBAŞKANIMIZIN KOMŞUSUYUZ"

7 kilometre uzaklıktaki Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nın olduğu Okluk Koyu’na en yakın komşu olduklarını da söyleyen Ölmez’in işte o iç burkan sitem dolu sözleri:

* Biz Cumhurbaşkanımızın komşusuyuz. Orada geceleri tüm ışıklar sabahlara kadar yanıyor ve etraf gündüz gibi. Her yer pırıl pırıl. Ne olur o lambanın bir tanesini de bize yaksalar? Devletimizin başında lambalar yanıyor ama bizim tek bir ışığımız yok. Bizim ışığımız sönük, içim kan ağlıyor.

* Canıma tak etti artık. Bir tane çamaşır makinem olsun. Buzdolabım olsun. Ben de bir bardak soğuk su içeyim. Yazın yal gibi su içiyoruz. Gidecek başka yerimiz yok. Marmaris’ten buraya soğuk kola ya da meşrubat getirmek için arabayla gidersen 50-60 lira mazot yakıyorsun. Bir o kadar da 4 kalıp buz için para ödeyeceksin. 7-8 liralık kolayı 100 - 120 lira masrafla içmiş olacaksın. Böyle bir şey var mı?