Kamu Denetçiliği Kurumu’nca (Ombudsmanlık) geçen yıl düzenlenen ve Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), Diyanet İşleri Başkanlığı, Diyanet-Sen ve üniversitelerin ilahiyat fakültelerinden yöneticilerin katıldığı çalıştayın raporuna Cumhuriyet’ten Ozan Çepni ulaştı.

Anayasadaki Cumhuriyetin “laik ve sosyal bir hukuk devleti” tanımının unutulduğu, “Toplumu din ve dil yönlendirir” değerlendirmesinin yapıldığı çalıştayda, Cumhuriyetin laik karakterinin temelini oluşturan yasalar da hiçe sayıldı. “1924’te halifeliğin kaldırılması” bile günümüz koşullarına bağlanarak değerlendirilen raporda, “Dini farklılıkların derinleşmesi ve yer yer çatışmalara dönüşmesi, mezhep farklarının derin imani ayrışmalar gibi gösterilip, dünya barışını tehdit eder şekilde kullanılması ile halifeliğin ortadan kaldırılması arasında bir bağın olup olmadığı ayrıca araştırılmalıdır” ifadeleri dikkat çekti.

MEDRESELİ BÜROKRATLAR!

Çalıştayda, “Tevhidi Tedrisat Kanunu ile 1924’te medreselerin kapatıldığını unutan bürokratlar ve akademisyenler”, yasadışı medrese eğitimlerine ilişkin ayrıntılara da yer verdi. Çalıştaya katılan Baybut Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nasrullah Hacımüftüoğlu’nun, konuşmasında, “Altmış beş yıldan beri bu mesleğin içindeyim. 16 yıl fiilen medresede okumuş ve ondan sonra üniversiteyi okuyan birisiyim” ifadeleri yer aldı. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Destek Hizmetleri Daire Başkanı Ali Uygun da “12 Eylül öncesinde 5 yıl gibi bir süre medrese eğitimi almış bir kardeşinizim. Sonrasında imam hatip okudum. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi mezunuyum. Şu anda da Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nda daire başkanı olarak görev yapıyorum” ifadeleri ile medresede başlayan eğitim hayatının bürokrasideki karşılığını anlattı. Çalıştayda Trabzon Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Emin Aşıkkutlu da konuşması öncesinde, “Hocamız, Of ve Çaykara medreseleri geleneğinde, babadan atadan hem yetişmiş hem de yetiştirici olarak gelen bir aileden geliyor” ifadeleri ile tanıtıldı.

DİNCİ KALKIŞMA UYARISI

“Medresede eğitim alan” kişilerin, “İLİTAM programları ile üniversite görmeden yükseköğretim diploması alarak, devlet içinde kadrolaşması” da çalıştay gündeminde yer aldı. Sivas Cumhuriyet Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yusuf Doğan ise İLİTAM programlarını eleştirerek “Bu konunun olumsuz yönlerinden birisi de FETÖ ve FETÖ benzeri cemaatlerin olmasıdır. Bu öğrencilerin bir kısım cemaatler tarafından kullanılabilmesidir. Bunların bir kısmının hal ve tavırlarından bazı cemaatlere mensup oldukları anlaşılıyor. Arapçaları çok iyi olduğu için kolaylıkla eğitimi tamamlayıp, bir kısım devlet kademelerinde görev alabilecekler. Böylece FETÖ’nün yaptığı kalkışmanın benzeri yapılabilir diye düşünüyorum. Bu tehlikeye istinaden de uzaktan eğitim olarak hem önlisans ve İLİTAM İlahiyat eğitimi tekrar gözden geçirilmesi gerekir” uyarısında bulundu.