Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi Çocuk Gelişimi 2 dersinin notlarında, aile içinde çocuğa yönelik cinsel istismarı meşrulaştırıcı ifadeler yer aldı.

Üniversitenin Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mücahit Dilekmen tarafından hazırlanan notlarda, aile içi cinsel istismar çocuğun suçu gibi gösterildi.

"ÇOCUKTA ANİDEN GELİŞEN BAŞTAN ÇIKARICI TAVIR"

Dilekmen’in tepki çeken ‘Aile içi cinsel istismar nedenleri’ başlıklı ders notlarında şu ifadelere yer verdi:

* Kız çocuklarının babalarından ayrı yaşamaları, aile bireylerinde görülen psikiyatrik bozukluklar

* Alkolik baba, anne veya babanın ya da her ikisinin ailesinde daha önce ensest ilişkinin varlığı

* Annenin hasta olması veya evi terk etmesi

* 6-8 yaşlarında ve kız çocuk olmak

* Küçük kızda aniden gelişen baştan çıkarıcı tavırların varlığı

* Yetişkinlerin çocukla aynı odayı ya da yatağı paylaşmaları

* Annenin gece çalışmak zorunda olması nedeni ile çocuklara üvey babanın bakması

* İktidarsızlık ve psikopatlık

"KULLANILAN DİL BİLİMSELLİKTEN UZAK"

Konu ile ilgili Sözcü’ye değerlendirmelerde bulunan Psikolog Özge Öztaşçı, kullanılan dilin bir profesöre yakışmadığını belirterek şunları söyledi:

* Kullanılan dil hiçbir şekilde bilimsel ya da akademik değil, özellikle profesör ünvanına sahip, görevi bilgi vermek olan birinin bu tarz bir dil kullanması ayrı üzüntü verici.

* Bu maddelerden bilimsel olarak doğru olan tek madde ebeveynlerde ensest öyküsünün olması,bu kişilerin kendi çocuklarına da aynı davranışı yapabilmeleri ihtimalleri ne yazık ki bulunuyor.

[caption id="attachment_5872122" align="alignnone" width="800"] Foto: Sözcü / Psikolog Özge Öztaşçı[/caption]

"AİLE İÇİ CİNSEL İSTİSMAR NORMALLEŞTİRİLMEYE ÇALIŞILMIŞ"

İfadelerin toplumda yarattığı etki ile ilgili de konuşan Öztaşçı sözlerini şöyle sürdürdü:

* Hangi yaştan olursa olsun kadın denilince, toplumda güçsüz korunmaya muhtaç insan algısı var, özellikle bizim toplumumuz da boşanmış ebeveynlerin çocukları ‘problemli’ algısına maruz kalıyor, bu şahsın kullandığı cümlelerden gördüğümüz gibi kendisi bilimsellikten oldukça uzak olan bu düşünceye sahip.

* Bir diğer ve en büyük mesele de bu durumun normalleştirilme çalışması; yani annen evde yoksa baban sana ilgi duyar, büyürsen vücudun gelişirse baban sana ilgi duyar, kendini koruyamayacak kadar küçüksen baban sana ilgi duyar algısı yaratılmaya çalışılmış ve kullanılan dil hep çocuğu suçlu çıkarmaya ve durumu normalleştirmeye yönelik.

"SAPKIN DÜŞÜNCELERİ EMPOZE ETMEYE ÇALIŞMIŞ"

Bu toplumsal algılar yüzünden istismara maruz kalan bireylerin kendilerini suçlama ve bunu utanç kaynağı olarak görüp saklama eğilimi gösterdiklerini vurgulayan Öztaşçı şöyle konuştu:

* Ayrıca çocuk yaşta cinsel istismara uğrayan çok büyük oranda erkek çocuğumuz var maalesef, bu durum sadece kız çocuklarının başına gelen bir durum değil.

* Bu açıklama bilimsellikten fersah fersah uzak, bilgi verme amacıyla değil kendi yanlış düşüncelerini ‘profesör’ sıfatıyla empoze etmeye çalışan sapkın bir zihnin örneği olan talihsiz bir yazıdır  ve son olarak ‘psikopatlık’ bilimsel bir tanım değildir” sözlerini kullandı.

"İSTİSMARI ÖNLEMEK DEVLETİN SORUMLULUĞUNDA"

Konu ile ilgili Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Kadın Meclisleri Üyesi Esin İzel’de şu ifadeleri kullandı;

* 6-8 yaşında kız çocuğu olmak, küçük kızların aniden gelişen baştan çıkarıcılığı gibi pek çok durum istismarın nedenleri olarak ifade ediliyor.

* Herhangi bir şiddet türünün nedeni olabileceğini anlatmak bunu meşrulaştıracak bir ifade. Ders notunda sayılan maddeler kadının ve çocuğun sorumluluğu olduğunu söylüyor.

* Oysa istismarı önlemek, çocukları korumak devletin sorumluluğunda. Eğer bir istismar varsa failin yargılanmasını ve bu süreçte de çocuğu koruyacak önlemleri almak da devletin sorumluluğu. Kadınları ve çocukları sorumlu göstermek istismarın önünü açar.