12 ayın sultanı Ramazan ayına girmemize günler kala hazırlıklar da başladı. Müslümanlar için büyük öneme sahio olan mübarek Ramazan ayında oruç ibadeti yerine getirilecek. Salgın hastalık nedeniyle geçtiğimiz yıllara göre daha sakin bir Ramazan ayı yaşanacağı tahmin ediliyor. Peki bu sene Ramazan ne zaman? İlk iftar ve ilk sahur ne zaman yapılacak?

RAMAZAN AYI NE ZAMAN BAŞLAYACAK?

Ramazan, Hicrî takvime göre 9. ay… 2020 ramazan ayı, 24 Nisan 2020 tarihinde başlayacak. 23 Mayıs 2020 tarihinde de sona erecek.

İLK İFTAR VE SAHUR NE ZAMAN?

İlk sahur 23 Nisan gecesini 24 Nisan sabahına bağlayan gün yapılacak. Bu yıl ilk iftar ise 24 Nisan akşamı yapılacak.

RAMAZAN AYININ ÖNEMİ

3 Aylar’ı uğurladığımız Ramazan ayı faziletlerle dolu bir aydır. Ramazan ayı, hayır ayı, yoksullara ve düşkünlere yardım ayı ve bütün anlarıyla Kur’an ayıdır. Ramazanın diriltici özelliği, bütün insanlığı hidayete ve mutluluğa ulaştırmak için insanlığa gönderilen Kur’an-ı Kerim’in bu ayda inmeye başlamasından kaynaklanmaktadır. Ayrıca İslam’ın temel esaslarından biri olan oruç ibadetinin bu ayda yerine getirilmesinden dolayıdır.

Ramazan ne zaman başlıyor? 2020 Ramazan ayı hangi tarihte başlayacak?
DİYANET'TEN ORUÇ AÇIKLAMASI

Din İşleri Yüksek Kurulu, Kovid-19 salgını nedeniyle Ramazan ayı ve oruç ibadetiyle ilgili vatandaşlardan gelen sorular üzerine, kimlerin oruç tutup kimlerin tutamayacağına dair bir açıklama yaptı.

Rahmet ayı Ramazan-ı Şerif’in gölgesinin üzerimize düştüğü şu mübarek günlerde içinden geçtiğimiz Kovid-19 küresel salgını sebebiyle vatandaşlarımız tarafından oruç ve Ramazan’la ilgili Din İşleri Yüksek Kurulu’na pek çok soru yöneltilmesi üzerine aşağıdaki hususların vatandaşlarımızla paylaşılması uygun görülmüştür:

Yüce dinimizin ilkelerine göre her ibadetin ifa edileceği zaman, mekân ve şartlar vahiyle belirlenmiştir. Ramazan ayında sağlıklı olan her müminin oruç tutması Allah Teâla’nın emriyle (el-Bakara, 2/183-185) farz kılınmıştır. Bu ibadetin topyekûn ertelenmesi mümkün değildir.

Alan uzmanlarından alınan bilgilere göre sağlıklı bireylerin oruç tutmaları, hastalığın yayılması bakımından özel bir risk oluşturmamaktadır. Ayrıca oruç tutmanın bağışıklık sistemini olumsuz etkilediğine dair kanıta dayalı tıbbi bir tespit bulunmazken aksine oruç tutmanın bağışıklık sistemi üzerinde olumlu etkiler meydana getirdiğine ilişkin bilimsel yayınlar mevcuttur.

​İslam dini, emir ve yasakların ifasında kişileri güçleri nispetinde sorumlu tutmuş, güçlerini aşan veya sıkıntıya yol açan durumlarda kolaylaştırıcı hükümler koymuştur. Bu genel ilke uyarınca farz olan Ramazan orucunu, belli şartlara bağlı olarak kazaya bırakma konusunda bazı ruhsatlar tanınmıştır.

​Kur’an-ı Kerim’de Ramazan orucunu tutmamayı mubah kılan temel mazeretlerden biri olan hastalık halinde, orucun daha sonra kaza edilmesine izin verilmiştir (el-Bakara 2/185). İslam âlimleri, oruç tutulması halinde hasta olunması, hastalığın uzaması veya artması ihtimalini de bu kapsamda değerlendirmişlerdir. Buna göre;

Kovid-19 teşhisi konulmuş olup doktoru tarafından oruç tutması sakıncalı görülenler
Oruç tuttuğu takdirde hastalığı daha ağır geçireceği doktorlarca belirtilenler
​Oruç tutamayacak derecede yaşlı olanlar
​Oruç tutmaya engel kronik hastalığı bulunanlar
Oruç tutmaları hâlinde hem sağlıklarının bozulmasından hem de sağlık hizmetlerinin aksamasından endişe eden sağlık çalışanları
​Hamile veya emziren kadınlar
​Ağır ve meşakkatli işlerde çalışıp sağlıklarının bozulacağından endişe edenler, mazeretleri devam ettiği sürece daha sonra kaza etmek üzere oruç tutmayabilirler. Sağlık durumları hiçbir şekilde kaza oruçlarını tutmaya el vermeyenlerin tutamadıkları her bir gün için fakirlere bir oruç fidyesi ödemeleri gerekir.

Dini vecibelerin yerine getirilmesinde müminlerin, ihlas ve samimiyetle Allah’a kulluk bilincini kaybetmeden doktorlarla istişare ederek bu kararı vermeleri ve keyfi değerlendirmelerden kaçınmaları önem arz etmektedir. ​Salgın devam ettiği müddetçe sosyal izolasyon kuralı çerçevesinde başkalarıyla temastan kaçınmalı, bu doğrultuda akraba, komşu ve dostlarla beraber iftar yemekleri düzenlemekten kesinlikle uzak durulmalıdır. Halkımızın, toplum sağlığını korumakla görevli yetkililerin koyduğu kurallara uymaları, kendilerinin ve başkalarının hayatını tehlikeye atabilecek tutum ve davranışlardan uzak durmaları medeni bir sorumluluk olduğu gibi dini bir vecibedir.

​Yaşadığımız bu zor süreçte ortaya çıkabilecek yeni sıkıntıları da göz önünde bulundurarak ihtiyaç sahibi kardeşlerimize bağışlarımızı ulaştırmak ve yardımlaşmak, infak ayı olan Ramazan’ı hakkıyla idrak etmeye ve paylaşma bilincimizi canlı tutmaya hizmet edecektir.

Camilerden uzak kalmamızın hüznünü yaşadığımız şu günlerde, teravih namazlarımızı, mukabelelerimizi evimizde ifa etmek, dualarımızı ve istiğfarlarımızı hep birlikte hanemizden Rabbimize yöneltmek, Ramazan ayının maneviyatından azami derecede istifade etmeye vesile olacaktır.
İdrak edeceğimiz Ramazan ayının, bu salgın hastalıktan bir an önce kurtuluşumuza vesile olmasını; milletimize, ümmet-i Muhammed’e ve bütün insanlığa hayırlar getirmesini Cenâb-ı Hak’tan niyaz ederiz.