Dr. Naim Babüroğlu, Amerika’nın İdlib’deki radikal terör örgütlerinin buradan çıkmasını istemediğine dikkat çekerek şunları söyledi:

* Bunlar burada kaldığı sürece Suriye’den Irak’a, Suriye’den Türkiye’ye ve Suriye’den İran’a, ki İran’a olası bir operasyon düşünülüyor, bunlar kullanılacak.

* Terör küresel stratejinin topuzudur. Topuz gibi kullanacaklardır. Maşa gibi kullanacaklardır. O yüzden ABD bunların buradan ayrılmasını hiç istemez.

"İDLİP PATLAMAYA HAZIR BİR EL BOMBASI"

İdlib’deki terör örgütlerinin doğrudan Türkiye’yi hedef aldığına vurgu yapan Babüroğlu şu ifadeleri kullandı:

* Zaten devriyelerin engellenmesi Heyet Tahrir Şam (HTŞ) terör örgütünün kışkırtmasıyla oluyor. HTŞ, Türkiye’ye düşman gözüyle bakıyor ve öyle de ilan etti.

* Ama bundan daha önemlisi İdlib patlamaya hazır bir el bombası. Pimi çekilmiş ve avuçta duruyor. Avucunuzu gevşettiğiniz anda patlamaya hazır.

"RUSYA ARTIK ESAD’I İSTEMİYOR"

Rusya’nın artık Esad’ı istemediğine ve İdlib’in Esad’ın da geleceğini belirleyecek bir potansiyele sahip olduğuna işaret eden Babüroğlu, şunları söyledi:

* Şimdiye kadar Rusya’nın Esad’ı desteklediği ve vazgeçmeyeceği şeklinde değerlendirmelerimiz oldu. Ama Rusya artık Esad yönetimini gözden çıkarma yolculuğuna başladı diyebiliriz.

* Rus basınında çıkan haberler, Rus istihbarat birimlerinin yayınladığı bazı açıklamalar, İsrail’in istihbarat birimi Mossad’ın yaptığı bazı açıklamalar, Arap basınında çıkan bazı değerlendirmeler bunu gösteriyor.

* Rusya’nın Suriye’de başka bir aktör arayışı var. 2021’de devlet başkanlığı seçimi var ancak ben 2021’e kalmayacağını değerlendiriyorum. 2020 yılı içinde Esad yerine başka bir aktörün Rusya tarafından öne sürüleceğini düşünüyorum.

* Ayrıca petrol fiyatları düştükten sonra Rusya ekonomik açıdan zayıflama sürecine girdi.

* Artık Rusya özellikle de İdlib’de hava kuvvetleriyle, kara kuvvetleriyle, 2-3 ay önceki gibi Esad’ı destekleyemeyecek. Benim öngörüm ağustos-eylülden itibaren Esad’ın gidişini konuşacağız.

"SURİYE ARTIK EGEMEN BİR ÜLKE DEĞİL"

Emekli Tuğgeneral Babüroğlu, Suriye’nin artık egemen ve toprak bütünlüğü olan bir ülke olmadığına da dikkat çekti.

ABD’nin Fırat’ın doğusunu yani Suriye’nin yüzde 25’ini terör örgütü YPG’ye işgal ettirdiğini anlatan Babüroğlu şu değerlendirmede bulundu:

* ABD bunu artık Suriye Arap Cumhuriyetine vermeyecektir. Yine Ürdün sınırında El Tanf bölgesi var. Bu bölgede de İsrail ve Suudi Arabistan’ın desteklediği El Kaide türevi unsurlar var.

* Burası da Suriye coğrafyasının yüzde 8’idir. Oradan da çekilmeyecekler. Zaten ABD Başkanı Donald Trump da buradan çekileceklerini söylemedi. ABD burayı bir sıçrama tahtası olarak görecektir.

"ABD, COVİD-19’U KULLANARAK BAĞIMSIZLIĞI İLERİ SÜREBİLİR"

Suriye ile ilgili endişesini de paylaşan Babüroğlu, Kuzey Irak’ta 2017’de yapılan bağımsızlık referandumuna dikkat çekti.

Babüroğlu, "ABD bu referanduma karşı çıkmadı, zamanlamasına karşı çıktı. Şu an zamanı değil dedi. Ancak bu referandum cepte. Bu referandum her an Amerika tarafından Covid-19 salgını fırsat bilinerek ileri sürülebilir. Bunu söylerken de Kuzey Irak ve Kuzey Suriye’yi entegre edebilirler. Bu durumu kast ediyorum." dedi.

"ABD, İRAN İÇİN FIRSAT KOLLUYOR"

Son olarak İran’a karşı bir ABD operasyonunun ayak seslerinin duyulduğuna işaret eden Babüroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

* ABD, Irak’taki üslerini Kuzey Irak’a doğru kaydırıyor. Süleymaniye bölgesine geldi. Burası da İran’a yakın.

* Dolayısıyla ABD, Covid-19’un İran’da oluşturduğu olumsuzluklara da avantaja çevirecek.

* Amerika Covid-19’u İran’a olası operasyon için fırsat olarak kollayacaktır.