Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu, TBMM'nin açılışının 100. yıl dönümü ile 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dolayısıyla özel gündemle toplandı. TBMM Başkanı Mustafa Şentop'un, açılış konuşmasını yaptığı özel oturuma, bakanlar, siyasi parti liderleri ve milletvekilleri katıldı.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay ve bazı bakanlar da Genel Kurul'a katıldı.


ERDOĞAN KATILMIYOR

Genel Kurul'daki özel oturuma AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan katılmayacak. Akşam da geleneksel resepsiyon verilmeyecek. Saat 21.00'de evlerin balkonundan İstiklal Marşı okunurken, aynı saatte TBMM Tören Alanı'nda havai fişek, ışık ve lazer gösterisi de yapılacak.

İstiklal Marşı'nın ardından TBMM Başkanı Mustafa Şentop açılış konuşmasını yaptı. Foto: İHA


İLK GELEN BAHÇELİ OLDU

TBMM Genel Kurulu'nun 23 Nisan özel oturumuna ilk gelen lider MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli oldu. Bahçeli'nin ardından CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu oturuma katıldı.

Oturumu millet vekili olmadığı için locadan izleyen Meral Akşener, locaya girişi sırasında İYİ Partili ve CHP'li vekiller tarafından alkışlandı.

İYİ Parti lideri Meral Akşener Genel Kurul'u locadan izledi. Foto: DHA


TBMM'DE BİR İLK 

Meclis’te özel oturum olması nedeniyle TBMM Başkanı Şentop Meclis'te milletvekili olan tüm partilere söz hakkı verdi. Buna göre grubu olan partilerin temsilcilerine 10 dakika grubu olmayan partilere ise 3 dakika söz hakkı verildi.  AKP'den istifa ederek Ali Babacan’ın kurduğu Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA) patisine katılan Mustafa Yeneroğlu da ilk kez Meclis’te konuşacak.

Genel Kurula ilk gelen isim MHP lideri Devlet Bahçeli oldu. Foto: Sözcü


GENEL KURUL'DA CORONA TEDBİRLERİ

TBMM Genel Kurulu'na katılan hemen herkes corona virüsü tedbirleri kapsamında belirlenen tedbirlere uymaya gayret etti. Tedbirler kapsamında salonda bulunan herkes maske takarken, salonda bulunanlara el dezenfektanı da dağıtıldı. Kürsüye çıkanların maskesiz konuştuğu Genel Kurul'da, görevliler her konuşma sonrasında kürsü ve çevresini silerek dezenfekte etti.

AKP adına kürsüye Grup Başkanı Naci Bostancı çıktı. Foto: DHA


AKP ADINA NACİ BOSTANCI KONUŞTU

AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın katılmadığı Genel Kurul'da, AKP Grup Başkanı Naci Bostancı, partisi adına konuşmak yapmak üzere kürsüye çıktı:

Bostancı'nın konuşmasından satır başları:

* 15 Mayıs'ta İzmir'in işgali milletin kalbindeki yarayı ateşli bir öfkeye çevirmiştir. 19 Mayıs'ta Samsun'a giden Mustafa Kemal, Kuvayı Milliye'nin ateşini yakmıştır.

* Rauf Orbay, Kazım Karabekir ve niceleri onun liderliğinde bir araya gelmişlerdir. Cumhuriyet fazilettir. Karar ve irade sahibi vatandaşların rejimidir.

* Cumhuriyet kurulduğunda halkın yüzde 80'ininden fazlası köydeyken, bugün şehirlerdedir. 100 yıllık birikimin ardından sayısız isimler vardır.

İllaki siyasi tartışmalar olacaktır. Halefler seleflerinin rakipleri olsa da aslında gerçekte ortaklarıdır. Uzlaşmasız rekabet, demokrasilere halel getiren karanlık yanları ortaya çıkarır.

* Her türlü şiddet ve terör demokrasinin en büyük düşmanıdır. 100 yıllık Meclis tarihinin 18 yılında AK Parti olarak her insanımıza daha iyi bir hayat için çabaladık, emek verdik.

* Her alanda geçmişi incelerken, geleceğin muhasebesini yaptık. Rekabet ve eleştirileri siyaset zemininde yapmak, gerçeklikten kopmamak önemlidir.

* Cumhur İttifakı olarak durduğumuz yer güçlü bir Meclis'tir. 15 Temmuz hain darbe girişiminde de Meclis, direnişin bir sembolü oldu.

* Önümüzde yeni bir yüzyıl uzanıyor. Siyasal toplumun araçları, inanışları yeni bir düzen kazanıyor. Geçmiş asırlarda esir ticareti, köleciliğin yükünü taşıyanlar mültecilere karşı karşımıza çıkıyor.

* Irkçılık, düşmanlık, çıkar savaşları gibi durumların ne gibi felaketlere yol açtığını hepimiz görüyoruz. Başkasının acılarından sırça köşkler oluşturanlar oralarda asla rahatça oturamazlar.

* Salgın olduğu bir dönemde bu oturumu yapıyoruz. İnsanoğlu tabiatla barışık yaşamanın önemini acı bir şekilde öğrenecektir.

* AK Parti olarak tam bir katılım gerçekleştireceğimiz 21.00'de herkesi İstiklal Marşı okumaya davet ediyorum. Yaşasın Cumhuriyetimiz, yaşasın demokrasimiz.

Kürsüden Meclis'e seslenen CHP Lideri Kılıçdaroğlu, 16 maddelik bir çağrı yaptı. Foto: DHA


KILIÇDAROĞLU'NDAN 16 MADDELİK ÇAĞRI

Partisi adına konuşma yapmak için kürsüye çıkan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Meclis'e 16 maddeli bir çağrıda bulundu:

Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından satır  başları:

* Atatürk'ün milli vicdanını büyük iradesine bağlı olarak İstanbul'dan ayrılarak başlattığı yolculuğun ilk aşaması TBMM'nin açılışı ile tamamlanır.

* Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. TBMM, Kurtuluş Savaşı'nı yöneten Meclis'tir. TBMM demokrasiyi bu topraklara getirmemize karar veren Meclis'tir.

* 15 Temmuz'da bombalar yağarken milli iradeye sahip çıkan Meclis'tir. TBMM, Anadolu ve Rumeli Müdafai Hukuk Cemiyeti'nin eylemlerine sahip çıkan Meclis'tir.

* Bugün sorunlarımız var. İvedilikle çözmemiz gerekiyor. TBMM'ye 100. yılında bize önemli görevler düşüyor.

* Sorunlarımızın kaynağı TBMM'yi etkisizleştiren darbeciler ve darbe yasaları ile ortaya çıkan darbe hukukudur. Yargı kurumunun bağımsızlığı kesin olarak sağlanmalıdır.

DEMOKRATİK BİR ANAYASA YAPMALIYIZ

1- Tüm toplumsal, siyasal ve kültürel kesimlerin katılımıyla, yeni bir demokratik anayasa yapmalıyız. Bu anayasanın temeli, kuvvetler ayrılığı” ilkesine dayanmalı, demokrasilerde olması gereken denge/ denetim esası sağlanmalıdır.

2- Yeni anayasanın omurgası “Cumhuriyetin demokrasiyle taçlandırılması” olarak nitelendirdiğimiz yeni ve güçlü bir demokratik parlamenter sistem olmalıdır. Unutulmamalıdır ki demokrasiyle taçlandırılmış cumhuriyetimizde, fikir, düşünce ve inanç özgürlüğü ile medya ve sendikalaşma dahil örgütlenme özgürlüğünün önündeki tüm engeller de kaldırılmış olacaktır.

3- Kuvvetler ayrılığı ilkesinin ve hukuk devletinin en önemli ayaklarından biri olan yargı kurumunun bağımsızlığı, kesin olarak sağlanmalıdır. Adalete erişim hakkının önündeki tüm engeller kaldırılmalıdır.

4- Kuvvetler ayrılığı ilkesinin bir diğer önemli ayağı da yasamadır. TBMM’de milli iradenin en geniş haliyle temsil edilmesini sağlayacak yeni bir seçim sistemi yaşama geçirilmelidir. Ayrıca, siyasetçi ile vatandaş arasındaki güveni güçlendirmek için bir “Siyasi Ahlak Kanunu” çıkarılmalıdır.

5- Kuvvetler ayrılığı ilkesinin bir diğer önemli ayağı da yürütmedir. Yürütme, tüm icraatıyla mutlak denetime ve hesap verebilirliğe açık olmalıdır. TBMM adına görev yapan Sayıştay, tüm kamu kurum ve kuruluşlarını denetlemelidir. TBMM’de kurulacak Kesin Hesap Komisyonu’nun başkanlığı da muhalefet partilerine verilmelidir.

6- Yerel yönetimler, rant ilişkilerini düzenleyici kurumlar olmaktan çıkarılmalı, refah devletinin asli unsurları haline getirilmelidir. İyi tanımlanmış bir iş birliği ve iş bölümü çerçevesinde yerel yönetimlerin işlevleri arttırılmalıdır.

7- Kamu istihdamında nepotizmden uzak, liyakate dayalı, bir personel politikasına ivedilikle geçilmelidir.

8- Liyakate dayalı istihdam politikaları kapsamında özellikle eğitim, sağlık, sosyal güvenlik ve güvenlikte “sıfır” istihdam açığı hedeflenmelidir. Çocuklarımızın geleceği, vatandaşlarımızın sağlığı, engellilerimizin ve yaşlılarımızın bakımı, ülkemizin iç ve dış güvenliği tartışmasız milli bir anlayışla oluşturulmadır.

9- Vatandaşlarımıza asgari bir gelir güvencesi sağlanmalı, bu bağlamda “Aile Yardımları Sigortası Kanunu” ivedilikle çıkarılmalıdır.

10- Demokratik standartlarda, adaletli ve denetime açık bir Kamu İhale Sistemi’ne geçilmelidir.

11- Vergi politikası, üretimi ve istihdamı özendirecek şekilde yeniden yapılandırılmalıdır. Ücretliler üzerindeki vergi yükü makul düzeylere çekilmelidir.

12- TÜİK verilerine göre her üç çalışandan biri kayıt dışıdır. Kayıt dışı istihdamla toplumsal destek sağlanarak mücadele edilmelidir. Bu mücadelede en etkili yolun sendikalaşma olduğu artık öğrenilmelidir.

13- Türkiye, yeni bir planlama anlayışı çerçevesinde, katma değeri yüksek ürün üretme hedefine kilitlenmelidir. Bu ilke bağlamında tüm üretim politikaları, diğer üretim biçimleriyle birlikte tümüyle ekolojik olmalıdır.

14- Sağlık hizmetlerine ön koşulsuz erişim bir haktır ve ücretsiz olmalıdır. Koruyucu ve temel sağlık hizmetleri bu doğrultuda planlanmalıdır.

15- Planlamada tarım, temel stratejik sektörlerden biri olarak ele alınmalıdır. Bu bağlamda, gıdaya sağlıklı koşullarla erişim hakkına ilişkin yasal düzenlemeler yapılmalıdır.

16- Eğitim, Türkiye’nin kalkınma stratejisinin en önemli, en temel parçası olarak yeniden ve paydaşlarıyla birlikte planlanmalıdır. Eğitim politikalarının tek hedefi “fikri hür, irfanı hür ve vicdanı hür” nesiller yetiştirmek olmalıdır. Üniversitelerimizde, her türlü fikir, düşünce özgürce tartışılmalı, her türlü bilimsel çalışma özgürce yürütülmelidir.

MHP grubu adına kürsüye Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın çıktı. Foto: İHA


BAHÇELİ'NİN YERİNE KÜRSÜYE SEMİH YALÇIN ÇIKTI

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli TBMM Genel Kurulu'na katıldı ancak konuşma için kürsüye Genel Başkan Yardımcısı Edip Semih Yalçın çıktı.

Yalçın'ın konuşmasından satır başları:

* Yüreğinizin kabardığını gözlerinizin gurur ile nemlendiğini görüyorum. TBMM'nin kuruluş hikayesi masallarda anlatılanlara benzemez. İnsanoğlunun gördüğü en büyük özgürlük ve demokrasi destanıdır bu.

* Ne mutlu bize ki cesaretleri ile dünyaya nam salmış bir milletin ahvadıyız. Mondros'tan 23 Nisan 1920'ye kadar baş döndürücü hadiseler cereyan etmiştir. Münferit direniş mücadeleleri örgütlü bir vaziyet almıştır.

* Sıra direniş gruplarının tek çatıda bir lider ile teşkilatlandırılmasına gelmiştir. Bu gayede hayata geçirilen adımlardan ilki Erzurum Kongresi'nde atılmıştır. Erzurum ve Sivas kongreleri Mustafa Kemal Paşa'yı liderliğe taşıyan iki önemli olaydır.

* Bir milli ülkü amaçlayan Sivas Kongresi Milli Meclis'in en geniş provası olmuştur. İkinci prova Sivas'tan Ankara'ya gelip yerleştiği Ziraat Mektebi binasında yapmıştır. Ziraat Mektebi kısa zamanda milli mücadelenin merkezi haline gelmiştir.

* İlk Meclis'in açılışı için Ankara'da toplanan milletvekillerinin hepsi bölgelerinden seçilerek gelmişlerdir. Birinci Meclis milli iradenin tecelligahıdır. Tarihte bağımsızlık uğrunda savaş yapan başka bir parlamento görülmemiştir. Bu yönüyle Birinci TBMM emsalsizdir. Bir ihtilal Meclisi'dir.

* Sivas Kongresi'nde vücuda gelen heyet-i temsiliye Meclis'te toplanmıştır. Birinci Meclis esasında ezilen ve sömürülen milletlerin ilham kaynağı olmuştur. Birinci Meclis vatanın bütünlüğü, milletin bağımsızlığı uğrunda yardan, anadan, serden geçenlerin Meclisi'dir.

* Milletvekillerinin çoğu uzun süre Meclis yakınındaki okul binasında ikamet etmiş, basit ranzalarda yatıp kalkmışlardır. Birinci Meclis adeta bir yokluklar Meclisi'dir. İki çorabından birini, ekmeğini aşını ama bütün yüreğini paylaşanların Meclisi'dir.

* Saygıdeğer milletvekilleri Birinci Meclis bir milli mutabakat parlamentosudur. Mübarek vatan toprağında bin yıllık kardeşlik yeniden güncellenmiştir. İlk Meclis olağanüstü şartların Meclisi'dir.

* TBMM yasama ve yürütme yetkilerini o dönemde uhdesine almıştı tamamıyla. Yani hem kanun koyucu hem hükümettir. Meclis açıldıktan sonra 40 yıllık bir parlamentoda gibi tıkır tıkır işlemeye başlamıştır.

* Türkiye'nin ilk anayasası olan Teşkilatı Esasiye Kanunu'nu kabul etmiştir. İlk Meclis mukaddes bir demokrasi mabedidir. Her ne kadar birinci ve ikinci gruplar arasında şiddetli tartışmalar yaşansa da hiçbiri vatan sevgilerinden taviz vermemiştir.

* Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını, canlarını feda eden kahraman şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyorum. Ruhları şad olsun.


CUMHURBAŞKANLIĞI KARARNAMELERİ MECLİS'İ YIPRATMAKTADIR

TBMM Özel Oturumu'nda İYİ Parti adına Grup Başkanvekili Lütfü Türkkan konuştu.

Konuşmasında  "Sayısını bilmediğimiz Cumhurbaşkanlığı kararnameleri Meclis’i yıpratmaktadır. Ne denetim vardır ne de hesap verme." ifadelerini kullanan Türkkan, şunları söyledi:

* 100 yıl önce bugün Millet Meclisi’nin önünde dualar ve tekbirlerin ardından kurbanlar kesildikten sonra Mutafa Kemal Paşa kurdeleleri keser.

* Bundan 100 yıl önce 115 Milletvekili Ankara ulaşabildi. İşte o gün esir yaşamaktansa vatan sevdası için ölümü göze alanlar meclisin ilk oturumunu gerçekleştirdi.

* Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e göre Meclis bir nazariye değil bir hakikattir. Hiçbir zaman Meclis’i ortadan kaldırmayı tek adam rejimi kurmayı düşünmemiş, hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir düsturundan vazgeçmemiştir.

* Demokrasiden beklediğimiz bütün çareler bütün sorunların bu Meclis’in çatısı altında çözülmesi ile mümkündür. Bugünkü demokrasimizin kalitesine ne pahasına olursa olsun güçlendirmek zorundayız bunun yolu da parlamenter sistemden geçer.

* Kurulduğu günden beri ülkemizin kaderine yön veren meclisimizin yetkilerini daraltacak başka hiçbir güç olmamalıdır. Parlamentonun yetkileri kısıtlandıkça demokrasi zemininden uzaklaşılmakta ve bu da sistemin bozulmasına neden olmaktadır.

* Muhalefeti dışlama abaları gün geçtikçe artmaktadır. Meclisimizin yetkilerini budamak yerine eskisinden daha güçlü ve yetkin hale getirmeliyiz.

* Bugün Meclis, yetkileri elinden alınmış bir Meclis haline getirilmek istenmektedir. Sayısını bilmediğimiz Cumhurbaşkanlığı kararnameleri Meclis’i yıpratmaktadır. Ne denetim vardır ne de hesap verme.

* Bulunduğumuz coğrafya her zamankinden daha tehlikeli hale gelmişken, hiçbir tek kişinin bir ülkeyi yönetmesi doğru bir şey değildir. İvedilikle güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçiş sağlanmalıdır."