Muğla’nın Bodrum ilçesinde yaşayan ve İzmir’deki bir üniversitenin 2. sınıfında öğrenim gören voleybol eğitmeni Tuğçe Çelik (21) yaklaşık iki yıldır sosyal medyadan ve sözlü cinsel saldırısına uğradığı 46 yaşındaki N.Ş.'nin dün akşam çıkarıldığı mahkemede tutuklanmasının ardından bugün avukatı Azat Öztürk ile basın açıklaması yaparak yaşanan süreci anlattı. Çelik’in basın açıklamasına Muğla Barosu avukatlarından Yasemin Aydoğar da destek verdi.

TUTUKLANAN N.Ş.'NİN CORONAYA YAKALANDIĞI TESPİT EDİLDİ

Av. Azat Öztürk dün akşam tutuklanarak cezaevine gönderilmeden önce Muğla Devlet Hastanesi’ne sağlık raporu alınmak için götürülen N.Ş.'nin corona virüsüne yakalandığının saptandığını açıkladı.

Öztürk, şunları söyledi:

* Tutuklanan şahsa yapılan testlerin sonucu pozitif çıktı, bu nedenle cezaevine gönderilmedi hastanede güvenlikli bölgede karantinaya alındı.

* Tedavisi bittikten sonra cezaevine sevk edilecek. Ardından bu süreçte Manisa Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'ne gönderilerek orada bir hafta müşahede altında tutulup akli melekelerinin yerinde olup olmadığına karar verilecek.

* Müvekkilim kadınlar adına örnek bir cesaret ve davranış göstererek her şeyi kamuoyu ile paylaşma cesaretini gösterdi.

FOTO: SÖZCÜ


"İSTANBUL SÖZLEŞMESİ BU NEDENLE ÖNEMLİ"

Av. Öztürk, “Kadına şiddet eğitim koşullarına göre değil devletin politikalarına ilişkin teminat gerektirir. Bugün Tuğçe’nin cesaretine bağlı olan ve kamuoyunda infial yaratan olayda kamuoyu teminat olmuştur. Teminatı yaratması gereken adalettir. Kadına şiddetin önlenmesine dair yasanın teminatı İstanbul Sözleşmesi’dir” diye konuştu.

"KADINLAR KORKMASINLAR KONUŞSUNLAR ARTIK SUSMAMA ZAMANI"

Yaşadıklarını bazen gergin bazen elleri titreyerek anlatan Çelik şunları söyledi:

* Bu şahıs beni ilk gördüğünde gelip evlenme teklifi etmişti. Seninle evleneceğim seni başkasına yar etmem demişti, şok olmuştum. Bunu babama da söylemiş. Sadece beni çocukluğunda görmüştü. Çünkü ben eğitimimi İzmir’de sürdürüyorum.

* Ardından sosyal medyadan tacizlerini sürdürdü hayatımı kabusa çevirdi. Bulunduğum sitenin önüne gelip bağırıp çağırıyor, kendisine engel olmaya çalışan vatandaşları da silahla tehdit ediyordu. Herkes korkmaya başlamıştı. Doğal olarak ben de korkuyordum. Ama artık korkunun ecele faydası olmadığını gördüm.

* Kadınlarımız kızlarımız korkmasınlar konuşsunlar bu tip insanlarla hep birlikte mücadele etmemiz deşifre etmemiz gerek şimdi güçlü olma zamanı.

"TUĞÇE'Yİ KURTARDIK SANMIŞTIK DEMELERİNİ İSTEMİYORUM"

Çelik “Bu şahıs uzun hapis cezası almadı belki de almayacak, sonuçta müebbet değil ama hapisten çıktıktan sonra yine karşıma gelecek. Tehlikesi devam edebilir. Mutlaka takip edilmeli, aksi takdirde herkes 'Tuğçe'yi kurtardık sanmıştık' diyebilir. Bunun olmaması için güvence istiyorum” diye konuştu.

FOTO: SÖZCÜ


"PINAR GÜLTEKİN BENİM SESLENİŞİMİN KAYNAĞIDIR"

Tuğçe Çelik açıklamasında şu ifadeleri kullandı:

* Paylaşımı yaptığım güne gelirsek o gün yaşanan Pınar Gültekin cinayeti benim seslenişimin cesaret kaynağıdır. Pınar ile tanışmasam da ortak arkadaşlarım vardı ama bir sesleniş için ölümden cesaret alınmamalı.

* Sesim evet duyuldu ama ya duyulmasaydı benim gibi hatta daha kötüleriyle uğraşan binlerce kadın var bana yardım eli uzatıldı ve şu anlık kurtuldum bana uzanan el onlara da uzatılmalı.

* Paylaşımlarımdan sonra binlerce kadın başından geçenleri mesaj olarak tweet olarak bana attı. Bu konuda bir şey yapılmalı, ben devletimizden bir platform talep ediyorum yardım eli bulabilmek için herkesin rahatça yardım isteyip çözüm bulabileceği bir platform, en azından bunu yapabiliriz.

* Ben iyi ki de paylaşmışım diyorum sesimi çıkarmaktan hiçbir zaman korkmadım korkmayacağım da siz de korkmayın ben korkmadım ve bu belki benim hayatımı kurtardı, hepiniz gördünüz, benim adaletimi kamuoyu sağladı.

"HİÇBİR KADIN CENNETİ BULMAK İÇİN ERKEĞİN CEHENNEMİNE KATLANMAK ZORUNDA DEĞİL"

Tuğçe Çelik’e destek veren Avukat Yasemin Aydoğar ise şöyle konuştu:

* Genç kardeşimizin başına gelen olaydan dolayı utanç ve üzüntü duyuyorum. Çünkü biz kadınlar birbirimize bağlıyız. Birimiz zulme uğradığında diğerimizin de canı acıyor, hepimizin ortak acısı oluyor. Acı çekiyoruz ve kimse duymuyor.

* Ülkemizin geldiği bu vahim durumda artık başka Pınar Gültekinlerin, Emine Bulutların, Özgecan Aslanların olmaması için yetkililerden somut ve hızlı adımlar bekliyoruz. Çünkü hiçbir kadın cenneti bulmak için erkeğin cehennemine katlanmak zorunda değildir.

* Tüm kadınların yanında olduğumu, bu mücadeleyi elimden geldiğince sürdüreceğimi belirtmek isterim. Çünkü ilişkinin başında şiddet uygulayan erkek bulamazsınız. O yüzden kadınların seçimleri konusunda dikkatli davranması gerektiğini söylemek yararsız olacaktır.

* Şiddet bir döngüdür ve kendiliğinden azalarak yok olmaz. Bir kere oluyorsa eğer daima olur ve döngüler halinde devam eder. En önemlisi de erkekleri eğitmezsek şiddet asla bitmez. Çünkü eğitim bir ailede, bir annede, bir kadında başlıyor. O yüzden erkek çocuklarını yetiştirirken dikkatli olmamız, sorgulayan çocuklar yetiştirmemiz gerekiyor.

* Son olarak bir hukukçu olarak şunu söyleyebilirim ki, yasaların caydırıcı ve uygulanabilir olması, şiddet vakalarında indirim oranının kaldırılması bizlere daha güçlü hukuk mücadelesi sunabilir. Eğitim ve yasalar ile bu durumu çözebilir, geç kalmış eşitliği sağlayabiliriz.