Tüm Türkiye’yi yasa boğan 6,9 büyüklüğündeki İzmir depreminde onlarca can kaybı yaşanırken ortaya çıkan gelişmeler ‘deprem değil bina öldürür’ sözünün ne kadar doğru olduğunu bir kez daha ortaya koydu.

Özellikle sosyal medyada dolaşan ve üç ay önce inşa edilmiş, iki yıl önce inşa edilmiş yapıların hali kafalarda pek çok soru işareti oluşmasına neden oldu. Yepyeni yapıların bütün duvarları dökülürken yer yer çatlakların gözlenmesi dikkat çekti.

'SIVALARDA HATA VAR, ALÇIPANLA GEÇİŞTİRİLMİŞ'


SÖZCÜ’nün sorularını yanıtlayan İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Aydın Şubesi başkanı Özlenen Alcı deprem sonrası hasar tespiti yapabilmek için bir çalışma grubu oluşturduklarını aktardı. Alcı sosyal medyada gördüğü yeni binaların çoğunda duvar işçiliğinden kaynaklanan sıkıntılar olduğunu belirtiyor. Alcı, “Duvarlardaki sıkıştırma sıkıntılı. Yangın dolabı, tuğlaya oturtulmuş. Tuvaletlerde sıva zayıf kalmış. Sıvalarda hata var, alçı panla geçiştirilmiş. Görüntü olarak çok korkunç görünüyor ancak dökülen mimari detaylar telafi edilebilir. Bu tür hasarlarda İnşaat mühendisleri odasından bilgi alarak binada performans analizi yapılması gerekir” ifadelerini kullanıyor.

Manisa İnşaat Mühendisleri Odası Fethi Nazım Obuz ise söz konusu görüntülerde taşıyıcı ve kolonlarda bir hasar bulunmadığını anlatarak hasarların duvarda oluştuğunu ifade ediyor.


'BİNA ÜRETİMİNİN EKONOMİK OLMASI İÇİN...'


Deprem yönetmeliğinin yapının göçme olmayacak kadar hasar almasına müsaade ettiğini aktaran Obuz bina üretmenin ekonomik olması için duvardaki malzemenin kalitesiz olarak seçildiğini vurguluyor. Obuz, “Taşıyıcılarda hasar görmedim. Görünen hasar duvarlarda. Deprem yönetmeliği yapıda göçme olmayacak kadar hasar almasına müsaade ediyor. Bunun nedeni de tüm dünyada olduğu gibi yapıların üretiminin ekonomik olmasıdır. Dolayısıyla yapılar depremde yıkılmayacak kadar şekilde salınım yapacak. Bu sırada gevrek dolgu duvarlar çatlayacak ama göçme olmayacaktır.” ifadelerini kullandı.

[caption id="attachment_6110073" align="alignnone" width="865"] İzmir depremi, halkın 21 yıldır ödediği deprem vergilerini yeniden gündeme getirdi. Geçici denilerek 2002’de getirilen ve alınmaya devam edilen vergilerden bugüne kadar 70 milyar 895 milyon 689 bin lira toplandı. Fotoğraf: Depo Photos[/caption]

'BİNADA DETAYLI İNCELEME YAPILMALI'


Denizli İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Nigar Hüyük ise yeni binaların içinde bulunduğu durum hakkında fikir yürütebilmek için detaylı bir incelemenin şart olduğu görüşünde. Duvardaki hasarların tamir edilebileceğini ifade eden Hüyük, “Duvarlardaki hasar tamir edilebilecek şeyler. Görüntülere göre kolonlar, taşıyıcılar, kirişler, düğüm noktaları oralarda bir patlama yok. Binanın geneliyle ilgili bir şey söyleyebilmek için bodrum, zemin başta olmak üzere inceleme yapılmalı." değerlendirmesinde bulundu.

[caption id="attachment_6110065" align="alignnone" width="1200"] İzmir depremleriyle tanınan bir şehir. 31 Mart 1928 İzmir Depremi sırasında İzmir Saat Kulesi de zarar görmüştü. Fotoğraf: Sinan Meydan/Sözcü[/caption]

[old_news_related_template title="'Deprem travmasını en çok kurtarma ekipleri yaşıyor'" desc="Deprem gibi doğal afetlerden etkilenen insanlarda travma sonrası stres bozukluğu diye adlandırılan bir psikiyatrik durumun yaşanabildiğini ifade eden Psikiyatrist Dr. Onur Okan Demirci, “Deprem travmasının en çok etkilediği grupların başında kurtarma ekipleri yer alıyor. Travma sonrası stres bozukluğu rahatsızlığı sıklıkla arama kurtarma ekipleri, müdahale eden sağlık ekipleri gibi olay yeri görevlilerinde de görülüyor” dedi." image="https://sozcuo01.sozcucdn.com/wp-content/uploads/2020/11/03/iecrop/izmir-iha_16_9_1604396285.jpg" link="https://www.sozcu.com.tr/2020/saglik/deprem-travmasini-en-cok-kurtarma-ekipleri-yasiyor-6109760/"]