Sakarya’nın Hendek ilçesindeki Coşkunlar Havai Fişek Fabrikası’nda 3 Temmuz’da  meydana gelen patlamada yedi kişi hayatını kaybetmiş, 126 kişi de yaralanmıştı.

Söz konusu fabrikada daha öncede patlamalar yaşanmış, ancak fabrika üretime devam etmişti. Fabrikada 2014 yılında meydana gelen patlamada hayatını kaybeden işçi Yılmaz Şapoğlu’nun eşi Nevin Şapoğlu dört çocuğuyla verdiği hayat mücadelesini SÖZCÜ’ye anlattı.

FABRİKA YETKİLİLERİ DAVA AÇMASIN DİYE PARA TEKLİF ETMİŞ

2014 yılındaki patlamanın ardından fabrika yetkililerinin kendilerine dava açmamaları için para teklif ettiğini belirten Nevin Şapoğlu, teklifi reddedince fabrika yetkililerinin, bilirkişi raporunun ardından "fabrikanın zarara uğratıldığı" gerekçesiyle 1 milyon 800 bin liralık karşı dava açtığını söyledi.

Yaklaşık 6 senedir bir hukuk mücadelesi veren Nevin Şapoğlu, yaşadığı hayat mücadelesini anlattı.

43 yaşındaki Nevin Şapoğlu geçimini kredi çekerek aldığı hayvanlarla sağladığını söyleyerek "Kredi çekerek inek, tavuk ve kurbanlık aldım. Süt satarak ve yumurta satarak geçimimi sağlıyorum. İş kazası maaşı da olunca ayakta durmama yardımcı oldu" ifadelerini kullandı.

FOTO: SÖZCÜ


“AYNI ACIYI BİR KEZ DAHA YAŞADIK”

Büyük Coşkunlar Fabrikası'nda gerçekleşen son patlamada 2014 yılında eşini kaybettiği güne döndüğünü ifade eden Şapoğlu, şunları söyledi:

* Patlamanın olduğu gün evdeydik. 700 metre bir mesafe var. Çay içip sohbet ederken, patlamanın etkisiyle tavandaki her şey masanın üstüne indi. O kadar kötü bir patlamaydı ki biz kendimizi kapının önüne zor attık.

* Patlamayla birlikte biz 5 sene öncesine geri döndük. Aynı acıyı tekrar yaşadık. Çocuklar hala kendinde değil. Oğlumu başka bir yere şehir dışına göndermem gerekti.

"BİZ SESİMİZİ DUYURABİLSEYDİK..."

2014 yılından beri bir hukuk mücadelesi verdiklerini söyleyen Şapoğlu ”Biz sesimizi duyurabilseydik gerçekten bizi yetkiler dinlenip tedbirler daha sıkı alınabilseydi bugün bu kadar insanın canı yanmayacaktı. Biz inanın o insanların acısını 4-5 gündür bir kez daha yaşıyoruz. O insanların acısını en iyi biz anlarız" ifadelerini kullandı.

“EŞİNİ SUÇLAYAN MÜDÜR ŞUAN TUTUKLU”

Fabrikadaki patlama sonrası tutuklanan 4 isimden biri olan fabrika müdürü H.A.V.'nin, 2014 yılında eşini suçlayan kişilerden biri olduğunu öne süren Şapoğlu, söyle konuştu:

* Bu saatten sonra adalet yerini bulsun istiyorum. Şu an tutuklananlar arasında bir müdürde var. Ben o müdürün tutuklanarak her şeyin biteceğini düşünmüyorum. Eşimiz kazasında eşimi suçlayan müdür şimdi tutuklandı.

* Ben o müdürün tutuklanmasını hiç bir şey ifade ettiğini düşünmüyorum. Aynı müdür eşim için her şeyi kendisinin yaptığının ve kimsenin bilgisi olmadan hareket ettiğini söylemişti.

“BİZ USULSÜZLÜK OLDUĞUNU SAVUNDUK”

Nevin Şapoğlu, eşinin hayatını kaybettiği kaza gününden itibaren fabrikadaki usulsüzlükleri duyurmaya çalıştıklarını ancak kimsenin seslerine kulak vermediğini söyledi.

Şapoğlu, “Orada usulsüz işler yapıldığının ve tedbirlerin alınmadığını da savunmuştuk biz. Bu olay olmadan önce biz bir çok şeyi söyledik. O zaman sesimize kulak verilmedi. Bu olaydan sonrada verileceğini düşünmüyorum” ifadelerini kullandı.

“BİZİM HAYATIMIZI ÇALDILAR”

Tüm yaşananlara rağmen hayatın devam ettiğini söyleyen Şapoğlu, şöyle konuştu:

* Hayat devam ediyor. Önemli olan üç kuruş parayla hayallerini, hayatlarını satmamaları.

* Kayın validem ve kayın pederim patlamadan sonra buraya geldiler. 80'li yaşlarındalar. Bakıyorum el ele yürüyorlar.

* Bizim bu hayatımızı elimizden aldılar. Benim çocuğum her gün tanımadığı babasının resmini alıp yatağında ağlıyor. Hiç bir şey bunun bedelini ödeyemez.

“KARŞI TARAF BANA 1 MİLYON 800 BİN TL KARŞI DAVA AÇTI”

Fabrikadaki yetkililerin kendileriyle iletişime geçmek yerinde aracılarla haber yolladığını ifade eden Şapoğlu sözlerini şu şekilde sonlandırdı:

* Kendileri bizle kazadan sonra iletişime geçmediler. Avukatları değil çaycı ve alt düzey çalışanlarıyla haber yolladılar. Bizimle muhatap bile olmadılar. Davanın devam etmemesi ve uzlaşma yönünde bir daire vermeyi, maaş bağlamayı ve çocukların eğitim masraflarını karşılamayı teklif ettiler.

* Ama ben kabul etmedim. Eğer kendileri gelseydi kabul edebilirdim. Beni insan yerine koymadıkları için ve '3 kuruş verip susturmaya çalışır' düşüncesine göre davranmaları beni davaya sahip çıkmama sebep oldu. Karşı taraf bana 1 milyon 800 bin TL karşı dava açtı.