İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Mikrobiyoloji ve Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Serap Şimşek Yavuz, salgın yönetimiyle ilgili güncel duruma dair önemli bilgiler verdi.

Prof. Dr. Yavuz, Covid-19 bulaşan kişilerin her zaman semptom göstermeyebileceğine işaret ederek son günlerde sosyal medyada da oldukça tartışma konusu olan 'asemptomatikler hastalığı bulaştırmıyor mu' sorusunun yanıtını net olarak verdi.

ASEMPTOMATİKLER KESİNLİKLE VİRÜS BULAŞITIYOR

Prof. Dr. Yavuz, konu ile ilgili şunları söyledi:

"Asemptomatik dediğimiz kişiler, virüsü taşıyıp herhangi bir belirti göstermeyen vakalardır. Ya da test alındığı an için bir belirti göstermezler ama daha sonra semptomları ortaya çıkabilir. Bunları da 'presemptomatik' olarak adlandırıyoruz. Hiçbir şekilde semptom göstermeyenler yani asemptomatikler, virüsü bulaştırma riskini kesinlikle taşırlar. Bu nedenle de bu vakaların izole edilmesi salgınla mücadele açısından çok önemlidir."

FOTO: DHA


SINIFIN RİSK DURUMUNU MASKE KULLANIMI BELİRLİYOR

Okulların açılmasıyla ilgili kafalardaki soru işaretlerine de değinen Prof. Dr. Serap Şimşek yavuz, risk derecelendirmesinden bahsederek şu bilgileri verdi:

"Burada temaslı risk kategorisi önem kazanıyor. Bu da nedir? Mesela şu anda ben pozitif olsam, maske kullanarak ve mesafeli bir şekilde yine maskeli birilerinin yanında bulunmuşsam orta riskli bir temas söz konusudur. Ama ben maskesiz bir şekilde biriyle 15 dakikadan uzun süre bir arada bulunmuşsam, taşıyıcı ya da hasta çıkarsam, karşımdaki kişi açısından risk artmış oluyor.

*Karşımdaki kişi de maskesizse risk en yüksek seviyeye çıkmış oluyor. Bu nedenle bu temaslı riski de kategorize edilir. Yüksek risk, orta risk, düşük riskli diye.

*Bu, okullarda da böyledir. Yani eğer herkes maskesini uygun şekilde takmış ve mesafesi yeterliyse, sınıfta da bir vaka çıktı diyelim, orta ya da hafif riskten söz ederiz. Taramalar da ona göre yapılır. Ama sınıfta birden fazla vaka çıktıysa o zaman riskin yükselmiş olduğu anlaşılır, eğitime ara verilir ve tekrar bütün sınıf ona göre değerlendirilir. Kişi belki maskeliyim diyor ama aslında maske kullanmıyor olabilir."

"TOPLUM BAĞIŞIKLIĞINDAN HENÜZ ÇOK UZAĞIZ"

Corona virüsü ile ilgili olarak henüz toplum bağışıklığından bahsedilemeyeceğine de değinen Prof. Dr. Yavuz, şunları vurguladı:

"Toplum bağışlıklığı olabilmesi için bir kere bağışıklık olması lazım. Kesin, koruyucu bir bağışıklık henüz yok bu hastalıkta. Yeniden hastalanma (reenfeksiyon) riski de olabilir. Şu ana kadar elde edilen verilere göre hastalığı özellikle ağır geçirenlerde önemli bir başlık bıraktığını gösteriyor, hafif geçirenlerde bu daha zayıf görünüyor. Ama hücresel immünite, hümoral (salgısal) immünite farklı farklı parametreler var; elimizde olan tek şey, bu hastalık için şu aşamada henüz kalıcı bir bağışıklıktan söz edemeyeceğimiz. Elimizdeki tek koz, halen korunmak."

"HAVALANDIRILMAYAN KAPALI ALANLAR EN RİSKLİ BÖLGELER"

Prof. Dr. Yavuz, bu süreçte en iyi seçeneğin riski mümkün olduğunca azaltmak olduğunu söyleyerek sözlerini şöyle noktaladı: "Riski maske takarak, mesafeyi koruyarak, hijyene dikkat ederek azaltabiliriz. Lütfen herkes şunu bilsin, bu hastalık açısından en riskli ortam, havalandırılmayan, kalabalık ve maskesiz bulunulan ortamlardır. " (DHA)