Klinik Endokrinoloji ve Diyabet Derneği Başkanı Prof. Dr. Mustafa Araz, Avrupa Obezite Günü’nde önemli mesajlar verdi. Obezitenin birçok kronik hastalığın tetiklemesinin yanı sıra corona virüsü sürecinde de ciddi bir tehlike yarattığını belirten Prof. Dr. Araz, karantina sürecinde kilo alımına karşı uyardı.

Obezite (şişmanlık) insan ömrünü kısaltması ve ortaya çıkardığı yan etkilerle yaşam kalitesini bozması nedeniyle kronik bir hastalık olarak kabul edilmektedir. Son yıllarda yaşam tarzında gerek beslenme alışkanlıklarındaki değişikliklerle, gerekse hareketsiz bir yaşam sürülmesi nedeniyle toplumda görülme sıklığı giderek artmaktadır.

ÜÇ AYDA YÜZDE 5 CİVARINDA KİLO ARTIŞI OLACAK



COVID-19 pandemi sürecinde çağrılar sonrası evde kalma süresinde artış, bu süreçte psikolojik faktörlerle fazla kalori alımı ve hareketsizlik nedeniyle toplum genelinde kilo artışı olmuş olup, birçok bireyde ayda yaklaşık en az yüzde 1 kilo alımı gözlenmiştir. Üç ayda yaklaşık yüzde 3-5 civarında bir kilo artışı olacağını öngörülmektedir.

YOĞUN BAKIMDA YATAN AĞIR COVID-19 VAKALARININ YÜZDE 80’i OBEZ!

COVID-19 sürecinde hastalığı ağır geçirmede ve ölüm riskinde en belirgin artış; yaşlı ve kronik hastalığı olan hastalarda olup, kalp damar hastalığı, diyabet ve hipertansiyon öncelikli olan kronik hastalıklardır.

Pandemi sürecinde kilo alımı özellikle diyabet ve tansiyon hastalarında şeker ve tansiyonun yüksek gitmesine neden olabilmekte ve olası bir corona virüsü infeksiyonunda hastalığın ağır geçirilme riskini arttırabilmektedir. Yüzde 5 kilo artışı diyabet hastalarında kan şekerinde yüzde 50, kan basıncında 20 mmHg, kolesterol düzeyinde yüzde 10 artışa, kan yağlarında yüzde 30 artışa neden olabilmektedir ve bütün bunlar kalp damar hastalığı riskini arttırabilmektedir.

Kan şekeri veya tansiyon kontrolü kötü hastaların özellikle olası bir corona virüsü infeksiyonunu daha ağır geçirdiği bilinmektedir. Ayrıca yoğun bakımda yatan ağır COVID-19 olgularının yüzde 80’ninin obez (şişman) olduğu bildirilmiştir.



TÜRKİYE'DE OBEZİTE SIKLIĞI ARTIYOR

Obezite, tüm toplumlarda çok yaygın görülen bir sağlık sorunudur ve giderek küresel bir epidemi halini almaktadır. DSÖ obezite sıklığında dünyada 10 yılda yüzde 10-30 arasında bir artış olduğunu bildirmiştir. Türkiyede’de obezite sıklığı giderek artarak 1998’de yüzde 22,3 olan obezite sıklığı yüzde 40 artarak 2010’da yüzde 31,2’ye (kadınlarda yüzde 44, erkeklerde yüzde 27) ulaşmıştır.

KRONİK HASTALIKLARIN SEBEBİ

Obezite başta diyabet olmak üzere, hipertansiyon, hiperlipidemi (kolesterol ve trigliserid yüksekliği), kalp damar hastalıkları, uyku-apne sendromu, karaciğer yağlanması, reflü, safra taşı, çeşitli kanserler, kısırlık, eklem kireçlenmesi ve depresyon gibi pek çok sağlık sorununa yol açabilir.

30’LU YAŞLARDAN SONRA KİLO ALIMINA DİKKAT!

Obezite sıklığı 30’lu yaşlarda artmaya başlayıp, 45-65 yaşları arasında pik yapmaktadır. COVID-19 pandemi süreci sağlıklı yaşlanmanın ne kadar önemli olduğunu ortaya koymuştur. Yaşlanma öncesi alınan kiloların metabolizma yavaşlaması nedeniyle verilmesinin çok güç olduğu bilinmektedir. Bu nedenle 30’lu yaşlardan itibaren sağlıklı ve dengeli beslenme ve hareketli bir yaşam tarzına önem vermeli ve sağlıklı bir vücut ağırlığı ile yaşlanmalıyız.

EVDEKAL SÜRECİNDE EKMEĞE YÜKLENMEYİN

COVID-19 sürecinde kilo artışından kaçınmak için şekerli, yağlı atıştırmalıklardan kaçınmalı, evde ekmek ve diğer unlu ürünlere yüklenmemeli; karbonhidrat, yağ ve protein oranları dengeli bir beslenme sürdürmeliyiz. Evdekal sürecinde de günde en az 5000 adım atmaya çalışmalı, normalleşmeyle birlikte sosyal mesafe kuralına dikkat ederek günde en az 7500-10.000 adım atmalı veya koşu, yüzme, bisiklet gibi diğer aktif sporları yapmalıyız.