Sağlık Bakanlığı tarafından 81 ile gönderilen bir yazı ile okul çağı aşı takvimi ve aşıların uygulanma yeri değiştirildiğini belirten Demir, bu yazı ile şu kararların alındığını söyledi:

“1 Temmuz 2016 tarihinde doğanlardan başlamak üzere 48. ayına girmiş tüm çocuklara KKK ve DaBT-İPA aşıları Aile Hekimliği Birimlerinde uygulanacaktır. 1 Temmuz 2007 tarihinde doğanlardan başlamak üzere 13 yaşına (156 ay) girmiş tüm çocuklara Td aşısı Aile Hekimliği Birimlerinde uygulanacaktır. Bu uygulamaya 1 Temmuz 2020 tarihinde başlanacaktır. 1 Temmuz 2016 tarihinden önce doğmuş ve halen ilköğretime başlamamış olan çocukların KKK aşısı 2. dozu ve DaBT-İPA aşısı, 2020-2021, 2021-2022 ve 2022-2023 eğitim ve öğretim dönemlerinde okul aşılamaları şeklinde 1. sınıfta uygulanacaktır.”



“TOPLUMSAL AŞILAMA HAYAT KURTARIYOR”

Aşının insanlık tarihinin en önemli buluşlarından biri olduğunu belirten Demir, “Sağlıklı ve eksiksiz toplumsal aşılama her yıl milyonlarca hayat kurtaran bir uygulamadır. Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de son yıllarda aşı kararsızlığı ve aşı karşıtlığı olarak tanımlanan ve toplum sağlığına ciddi bir tehdit olan durum yayılmakta, kökü kurutulan hastalıklar yeniden ortaya çıkmaya başlamaktadır. Kızamık bunun açık bir örneğidir.

Pandemi döneminde ise her ne kadar Covid-19 a karşı bir aşı bulunması beklentisi aşı karşıtlarının sesini kısmış olsa da yine bu dönemde insanların virüs bulaşma korkusu ile çocuklarını aşı için sağlık kurumlarına götürmekten çekinmeleri Dünya Sağlık Örgütünün de dikkat çektiği konuların başında gelmektedir.

Ülkemizde aşı karşıtlığının bir yaptırımı olmadığından ve ailelere çocuklarını aşı yaptırmaları konusunda her hangi bir yasal zorunluluk ve sorumluluk verilmediğinden eksiksiz aşı uygulaması tamamen aile hekimleri ve aile sağlığı çalışanlarının sırtına yüklenmiş bir görevdir. Buna rağmen çocukluk aşı oranlarımız açısından başarılı ülkeler arasındayız.” dedi.

“SAĞLIKLI AŞI UYGULAMASI İÇİN BAZI ADIMLAR ATILMALIDIR”

Mevcut şartlarda eksiksiz ve sağlıklı aşı uygulamasının devamı ve sürdürülebilirliği açısından yeni aşı şemamızın aile hekimliklerinde uygulanabilirliği ancak Bakanlığın bazı adımlar atması ile mümkün olacaktır” diyen Demir, “Zira İstanbul’da 0-14 yaş arasındaki bilinen nüfusun iki buçuk milyonun Türkiye çapında ise on sekiz milyonun üstünde olduğunu, bir bebeğin 14 yaşına kadar sadece takvim aşılarına bakarsak 20 kez aşılandığını ve bunun için 10 kez aile sağlığı merkezine getirilmesi gerekeceğini, bunun dışında erişkin bağışıklamayı da işin içine kattığımızda aşılamanın tek başına aile sağlığı merkezlerinin iş yükünün büyük bölümünü alacağı-alması gerektiği ortadadır." dedi.

Demir, İSTAHED olarak Aile Sağlığı Merkezleri ve aşılamanın sağlıklı yürütülmesine yönelik tespit ve taleplerini de şöyle sıraladı:

· İstanbul’da 900 birim, Ülke genelinde ise 3500’e yakın birimde aile sağlığı çalışanı yoktur, bu eksikliğin sonuçları dikkate alınmalı bu eksiklik hızla giderilmelidir.
· Birim başı 3600-3800 arasındaki kayıtlı nüfus hızla düşürülmelidir, bunun sağlanması için açılan birimlere talebi sağlayacak maddi düzenleme yapılmalı, sıfır nüfus taban ücreti ve kayıtlı nüfus katsayıları yükseltilmeli, aşı izlem gibi işlemler dışındaki angarya ve iş yükünde azalmayı sağlayacak değişiklikler hayata geçirilmelidir.
· Sağlıklı aşı depolanması için Bakanlık aile sağlığı merkezlerine ücretsiz aşı dolabı dağıtmalıdır ve soğuk zincir kırılmalarında kasıt yoksa çalışanlara sorumluluk yüklenmemelidir. Bu konuda sonuçlanmış mahkeme kararları dikkate alınmalıdır.
· Aşı tedariki aylık ya da on beş günlük periyotlarla değil haftalık yapılmalıdır.
· Aşıların ulaştırılması işi tüm ülkede kesinlikle ilçe sağlık müdürlüklerince yapılmalı, aile hekimliklerine bu iş bırakılmamalıdır.
· Çocuklarına aşı yapılması için ailelere sorumluluk yüklenmeli, adli önlemler alınmalı, aşısız çocukların okul kayıtları engellenmelidir.
· Aşı reddi veya aşıya gelmeme gibi sorunlar kamunun sorunu olmalı, bu nedenle aile hekimliklerinin ücretlerinden performans kesintisi yapılmamalıdır.
. Aşıların yapılma aralıkları mevcut bilimsel verilere göre düzenlenmelidir. Daha önce 4-6 yaş aralığında yapılan  KKK ve DaBT-İPA’nın bu yazıyla 48. ayda yapılması gerektiği şeklinde oluşan algı düzeltilmeli, aile sağlığı merkezlerine aşılama için toplu başvuru uygulamasına izin verilmemelidir.
. MEB, İl Milli Eğitim Müdürlükleri ve İlçe Milli eğitim okulları ve öğretmenlerin bilgilendirmesi düzenli aralıklarla yapmalı, çocuklar randevu alarak aile hekimlerine başvurmalı, okul izlemleri de bu aşı takvimine uygun şekilde yeniden düzenlenmeli, gereksiz tekrar başvuruların sayısı azaltılmalıdır.
· Aile Hekimliğinde sözleşme dönemi sonrası eklenen işlere dair ek ödeme verilmelidir.
· Mevzuatta geçen her üç birime bir ek aile sağlığı çalışanı Bakanlıkça sağlanmalıdır.
· Göç, mevsimlik işçilik, göçmenlik, mültecilik ve yazlığa gitme, kayıtlı aile hekiminin bulunduğu bölgeden geçici ya da kalıcı uzaklaşma gibi durumların yol açacağı problemler çözülmelidir.
· Mobili olan birimler için ulaşım konusunda coğrafi engellere yönelik çözümler üretilmeli gerekirse araç ve güvenlik sağlanarak bu bölgelerde aşı uygulaması yapılmalıdır.
· Kayıtlı hastaların gerçek iletişim bilgileri aile hekimliklerine verilmelidir. Beyana dayalı kayıt alınmamalıdır.
. Günlük poliklinik sayılarımız kısıtlanmalı aşı için ayrı zaman ayrılabilmelidir.
. Sağlık Raporları angaryası aile hekimliklerinden alınmalıdır.
· Aile sağlığı merkezlerinde randevu zorunluluğu getirilmelidir.
. Pandemi dönemine ait aile sağlığı merkezlerinin işleyişine dair önlemler ciddi bir şekilde ele alınmalıdır.  Kişisel koruyucu ekipman konusundaki eksiklikler hızla tamamlanmalı, çalışanların düzenli testleri yapılmalı, karantinaya dair izinler ve hastalık raporlarında kesinti uygulamasından vaz geçilmeli, görevlendirme ücretleri ödenmeli, aile hekimliği çalışanları ek ödeme kapsamına alınmalı, vefat halinde tazminat ödenmeli, şehitlik  hakları verilmeli, tüm çalışanlar kadroya alınmalıdır.
· Asıl hedefimiz sağlıklı aşı, eksiksiz aşı, herkese aşı olmalı, aile hekimliği aslen aşı izlem ve kronik hastalık önleme ve takip konularına odaklanmalıdır.

“Bu hedeften uzaklaştıracak, bu hedefi aksatacak her türlü oldubitti ülkemizin geleceğine tehdit anlamına gelecek bir adımdır” diyen Dr. Kutbettin Demir, “Yukarıdaki şartlar sağlanmadan atılan bu adımla hedeften uzaklaşacağımız konusunda Bakanlığımızı uyarıyoruz.” diye sözlerini tamamladı.