Arzu Aykan Şenizel hem meslektaşım hem de çok sevdiğim bir arkadaşım... Geçtiğimiz ay hiç beklemediği bir sağlık sorunuyla karşı karşıya kaldı. Kendisine meme kanseri teşhisi konuldu. Bu süreçte kâh üzüldük, kâh endişelendik ama sonunda güzel haberi aldık. Morali yerinde... Tedavisi sürüyor…

Arzu’ya; ‘Hastalığın ilk teşhisinden 1-31 Ekim Meme Kanseri Farkındalık Ayı’na denk gelen tedavi sürecine kadar yaşadıklarını okurlarımızla paylaşır mısın?’ diye sordum... ‘Elbette’ yanıtını alınca başladık sohbete...

Tabii Arzu’yu sağlığına kavuşturan değerli hocalarımız Prof. Dr. Memduh Dursun ile Prof. Dr. Neslihan Cabıoğlu da eşlik etti. bize… Onlara da hastalığın teşhis ve tedavisiyle ilgili merak edilenleri sordum. İşte pek çok kadında meme kanseriyle ilgili farkındalık yaratacağını umduğum röportajım...

Arzu AYKAN ŞENİZEL

GÜNDEM EDİTÖRÜ ARZU AYKAN ŞENİZEL


‘Bir şey yoktur’ sözü kanserden daha tehlikeli!

-Arzu öncelikle geçmiş olsun. Zor bir süreç ama az kaldı. Meme kontrollerini düzenli yaptırır mıydın?

Çok sağol Nazan... Buradan öncelikle SÖZCÜ Ailesi’ne, aileme, dostlarıma, süreçte bana destek olan herkese sonsuz teşekkürler. İsim isim sayarsam sayfa dolabilir. (gülüyor) 10 yıl önce kızımı dünyaya getirdikten sonra sağ göğsümde mastit oluştu. Doktorlar ‘40 yaşından itibaren düzenli kontrol şart’ demişti... 5 yıldır MEMEDER’de (Meme Sağlığı Derneği) mamografim çekiliyor. Geçen yıla kadar sonuç temiz çıkıyordu...

- Göğsündeki kitleyi nasıl fark ettin? Ne düşündün? Sonra ne yaptın?

Eylül başıydı... Yatmadan önce tesadüfen sol mememdeki kitle elime geldi. 10 gün geçmeyince, eşimle paylaştım. “Yarın doktora gidelim” dedi. Sabahında evimize yakın bir hastanede mamografi ve ultrason çekildi. Doktorlar ‘biyopsi lazım’ deyince telaş yaptım. Soluğu İstanbul Tıp Fakültesi Hastanesi’nde aldım. Radyolog Prof. Dr. Memduh Dursun ile Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Neslihan Cabıoğlu tarafından muayene ve tetkiklerim yapıldı…

- Ne gibi tetkiklerdi onlar?

Memduh Hoca da biyopsiye karar verdi... Canımı acıtmadan işlemi gerçekleştirdi. Bana ‘Sonuç 4-5 güne çıkar rahat ol’ dedi. Sözünü pek dinleyemedim. Benim için hayatta en kabus şey sonuç beklemek, belirsizlik ve bilinmezliktir. 5 gün nasıl geçecekti?

O an içten içe haykırdım

- Teşhis konulduğunda ne düşündün?

5 gün sonra Memduh Hoca aradı. “Telaş yapma ama kitlenin hemen alınması lazım. Gel seni cerrahın ile tanıştıracağım. Durumu da detaylı anlatırız” dedi. O an kanser olduğumu anladım. Ve ‘Pandemi beni sen kanser ettin’ diye içten içe haykırdım. Şu yaşıma kadar pek çok sorunun üstesinden geldim. Fakat aylardır sonu belli olmayan bir süreçte özgürlüğümün kısıtlanması, sosyalleşememek ve nefes aldığım arkadaşlarımdan uzak kalmak bana ağır geldi.

- Biraz da tedavi sürecinden bahseder misin?

Değerli hocam Memduh Bey’in vasıtasıyla harika insan MEMEDER’in de üyesi olan Prof. Dr. Neslihan Cabıoğlu ile tanıştım. İki hocam da papiller karsinom (kanser) olduğumu açıkladı. Neslihan Hoca, nispeten diğerlerine göre iyi seyreden bu tümörün ‘Meme koruyucu cerrahi’ ile alacağını anlattı. 22 Eylül günü operasyonumu başarıyla gerçekleştirdi. Patoloji sonucu 10 gün sonra çıktı. Heyet radyoterapi ve 5 yıl hormon terapi ilacı almama karar verdi. Bir haftadır radyoterapim uygulanıyor. 4 haftam kaldı.

Arzu Aykan Şenizel, “Pandemi hastanesinde ‘corona günlerinde kanseri’ atlatmak ilginç bir deneyim... Cabıoğlu ve Dursun hocaya gelince onlar hem kahramanlarım hem de artık dostlarım. Minnettarım” dedi


Moral en büyük ilaç

- Hemcinslerine nasıl bir mesaj vermek istersin?

Lütfen ey değerli genç-yaşlı kadınlar ayda bir kendi kendine meme muayenesini atlamayın. 40’ında olanlar yıllık kontrollerinize mutlaka gidin. Memenize dokunun, hissedin, eğer bir şey fark ederseniz doktora koşun. ‘Pandemi var’ diye sakın ötelemeyin. Erken teşhis gerçekten hayat kurtarıyor. ‘Bir şey yoktur’ sözü inanın kanserden daha tehlikeli. Bir yıl önce bende de bir şey yoktu. Aile hikayemizde de meme kanseri kadın yok. Ve kansere yakalanan ‘meme kardeşlerim’ bu hastalığı atlatmak istiyorsanız, en büyük ilaç olan moralinizi yüksek tutun. Olay bittiğinde tazelenmiş olacağız.

PROF. DR. Neslihan CABIOĞLU

Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Neslihan Cabıoğlu


Memedeki her kitle kanser işareti midir?

- Hocam, meme kanserinde en önemli risk faktörleri nelerdir?

Meme kanseri vakalarının büyük çoğunluğunda etyoloji bilinmemektedir. Kadın cinsiyet, meme kanseri riskini artıran en önemli faktördür. Erkeklerde nadirdir. İleri yaş da önemli bir risk faktörüdür. Özellikle 40 yaş sonrası sık görülür. Genç yaşta meme dokusunun başka sebeplerle (lenf bezi kanseri nedeniyle göğüs duvarı ışınlanması gibi) radyasyona maruz kalması ve kadının meme dokusunun yoğun olması diğer önemli risk faktörleridir. Ailede meme kanseri hikayesi bulunması yine önemli bir risk faktörüdür.

Tüm meme kanserleri içinde yüzde 10 oranda da kalıtsal (ailevi) meme kanserleri görülmektedir ve bu kadınların yaşam boyu meme kanserine yakalanma riski çok yüksektir. Bir kadın ne kadar erken ilk adetini görüp ne kadar geç yaşta menopoza girerse, uzun süre östrojenlere maruz kalma sonucu meme kanserine yakalanma riski o kadar artar. Doğum kontrol hapı kullanmak ise meme kanseri riskini minimal artırmakla beraber, yeni çalışmalar riski etkilemediği yönündedir. Menopozda kadınların aldığı östrojen-progesteron içerikli hormon haplarını 5 yıldan uzun kullanma meme kanseri riskini minimal artırdığı gösterilmiştir.

Kilo alımı, yağlı diyet özellikle menopoz sonrası meme kanseri riskini artırmaktadır. Alkol kullanımı (haftada 2 bardaktan fazla) riski artırırken, sigara içiminin etkisi tartışmalıdır. Egzersiz, en az bir yıl olmak üzere uzun süre emzirmenin ve D vitamini takviyesinin de meme kanseri riskini azalttığı gösterilmiştir.

- Memede fark edilen her kitle kanser işareti midir?

Her ele gelen kitle kanser değildir. Özellikle 40 yaş altı genç kadınlarda en sık kitle kist ve fibroadenomlardır. Kanserler çok daha az sıklıkla görülür. Bunlar iyi huylu kitlelerdir. Meme kistleri içi sıvı dolu süt kanal ve bezlerinin genişlemesidir, takibi gerekmez. Fibroadenomlar da 20-30 yaş arası genç kadınlarda daha sık görülür ve kansere dönüşme riski yoktur. Ufak fibroadenomlar ultrasonla 6 ay aralıklarla 2 yıl takip edilir. Ancak 3-4 cm’den büyük fibroadenomları cerrahi olarak çıkarmak gerekebilir.

- Hastalığın belirtileri nelerdir?

Meme kanserinin belirtileri; en çok ele gelen kitle olmak üzere; memede ödem ve kızarıklık, meme başında içe çökme, meme başında kabuklanma ve iyileşmeyen yaralar, meme başından kanlı veya renksiz akıntı olması, memede şekil ve simetri bozukluğu ve göğüs uçlarının farklı yöne bakması ve memede ağrıdır. Aslında memede ağrı şikayeti çok sıklıkla görülür. Ancak hiçbir belirti de vermeyebilir...

- Ne zaman meme koruyucu cerrahi yapılabilir?

Erken evre ise ve tümör küçük ve tek odak ise sadece tümör etrafında temiz doku kalacak şekilde alınarak meme koruyucu cerrahi yapılabilir ve hasta ek olarak ışın tedavisi alır. Bu tür durumlarda memenin tamamını almak gereksizdir. Yine erken evre bir hastada meme kanserinin en çok yayıldığı koltukaltı lenf bezlerinin de hepsini çıkarmak gereksizdir. Sadece yayılması en muhtemel lenf nodları çıkarılarak lenfödem denilen kol şişmesinin önüne geçmek mümkündür.

- Korunma yolları nelerdir?

Doğum yapmış annelerimizin en az 1 yıl olmak üzere bebeklerini emzirmesi, haftada en az 4 saat egzersiz ve spor yapmak, az yağlı ve sağlıklı beslenerek kilo almaktan kaçınmak ve D vitamini gibi bazı vitamin takviyesi almanın meme kanseri riskini azalttığı ortaya konmuştur. Ayrıca 40 yaş sonrası 2 yılda bir mamografi çektirmek taramada en etkin yöntemdir.

- Arzu nasıl bir hastaydı?

Arzu çok sıcakkanlı, hoşsohbet, güler yüzlü, dünya ile barışık, kibar, güçlü karakterli, enerjisi çok pozitif ve çok uyumlu bir hastaydı. Morali hep yerindeydi. Bize tam anlamıyla güvendi ve bunu hissettirdi. Bu yüzden işimizi de kolaylaştırdı. Onun gibi güzel bir insanı tanıdığıma çok memnunum.

PROF. DR. Memduh DURSUN

RADYOLOJİ UZMANI PROF. DR. MEMDUH DURSUN


Mamografisiz erken teşhis mümkün değil

- Hocam, meme kanserinin erken teşhisinde tarama yöntemlerinin en çok kabul göreni mamografi. Bu taramaya ne zaman başlanmalı?

Çok haklısınız. Tarama olmadan erken teşhis mümkün değil. Düzenli tarama ile “in situ kanser” dediğimiz tümörün sadece hücre içinde sınırlı kaldığı, yayılma potansiyeline sahip olmadığı ve dolayısıyla tam olarak tedavi edilebileceği dönemde saptamamız mümkün. Bu konuda ise elimizdeki en büyük silah mamografi...  Türk Radyoloji Derneği olarak biz Radyoloji Uzmanları herhangi bir risk faktörü olmayan kadınlarda 40 yaşından sonra senelik mamografi kontrolü önermekteyiz.

- Risk grubunda olanlar için taramaya başlama yaşı ne olmalıdır?

Risk grubu için tarama yaşını erkene çekebilmekteyiz. Mesela annesi meme kanseri olan bir kadında annenin tanı aldığı yaştan 10 sene öncesinden taramaya başlıyoruz.

KONTROLLER KESİNLİKLE AKSATILMAMALI

- Mamografinin zararlı olduğu yönünde bir önyargı var.

Mamografisiz bir tarama, dolayısıyla mamografisiz erken teşhis olmaz. Kanıtlanmış bilimsel gerçek de şu ki; düzenli mamografi kontrolü yaptırmak hem ileri evre meme kanseri ile karşılaşma olasılığını hem de meme kanserine bağlı ölüm sıklığını azaltmakta. Evet mamografi radyasyon içeren bir yöntem fakat bize sağladığı yarar içerdiği radyasyonun olası zararından çok daha yüksek.

- Mamografi çektirecek olanlara öneriniz var mı?

Meme dokusunda hassasiyeti olan hastalarımız dokunun en rahat olduğu zamanda işlem yaptırırlarsa daha konforlu olurlar. En rahat olunan zaman ise adetin ilk gününden sonraki 7-10. günler arasıdır.

- Meme ultrasonografisi ve MR kimlere önerilir?

Ultrasonografiyi 40 yaş altında herhangi bir şikayeti olan hastada ilk tercih olarak kullanıyoruz. Mamografide gördüğümüz bir anormalliği aydınlatmak, kuşkulu bir kitleye biyopsi yapmak amacıyla da çok sık kullanıyoruz. MR’ı ise sıklıkla mamografi ve ultrasonografi sonrası problem çözücü yöntem olarak; tümör varsa evresini belirlemek, yüksek riskli hastaların takibini yapmak, ameliyat olmuş hastaların takibi gibi endikasyonlarda da kullanmaktayız.

- “Virüs kaparım” korkusuyla pek çok kadın meme kontrollerini aksatıyor. Onlara nasıl mesaj vermek istersiniz?

Çok güzel bir soru... Öncelikle ele gelen kitle, ciltte çekinti gibi herhangi bir bulgusu olan ve yüksek risk grubunda olan hastalarımız kesinlikle kontrollerini aksatmamalı. Rutin kontrol yaptıracak hastalarımız için de şunu söylemek isterim, mart ve nisan aylarından çok farklı şu an durum. Sosyal hayatımızdaki herhangi bir ortamda virüs kapma olasılığının hastanelerden daha düşük olduğunu sanmıyorum. Artık alıştığımız önlemlere dikkat ederek hastalarımız güvenle kontrollerini yaptırabilirler.

- Arzu nasıl bir hastaydı?

Arzu Hanım ilk günden itibaren “hasta gibi” değildi, hep çok moralli ve çok pozitifti. Bundan sonra da “hasta gibi” olmadan tamamen normal bir şekilde hayatına devam edecek. Hem karşılaştığı küçük sorunun çözümünde yardımcı olduğumuz için, hem de çok iyi bir dost kazandığımız için çok mutlu olduk.