Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Enfeksiyon Hastalıkları ve Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Gaye Usluer, salgın döneminde yaşanan sorunlar ve çözüm yolları hakkında açıklamalarda bulundu.

DİREKSİYONUN BAŞINDAKİLERİN DEĞİŞMESİ GEREKİYOR

Salgın döneminin iyi yönetilmediğini ifade eden Prof. Dr. Usluer şunları söyledi:

“Salgın kötü yönetiliyor. Salgını doğru yönetmenin birinci koşulu, direksiyondan siyaset kurumunun inmesi ve direksiyona bilimin geçmesi gerekiyor. Türkiye’de bu direksiyona geçecek, bu direksiyonda ortaklaşmayı sağlayacak, dayanışarak bu salgını yönetebilecek çok sayıda konunun uzmanı bilim insanı var. Yoksa ‘hepimiz aynı gemideyiz' gibi bir sürü laf söyleyebiliriz. Ama direksiyondaki değişmedikçe sonuç değişmiyor. Bunu hep birlikte görüyoruz”.

Prof. Dr. Gaye Usluer FOTO: SHA


HALEN ETKİN BİR TEDAVİ BULUNMUYOR

Hastalığın halen bir tedavisinin olmadığını sözlerine ekleyen Prof. Dr. Usluer, “Bir sürü ilaçlar veriyoruz, 8 aylık süreçte hepimiz deneyim kazandık. Bunu hastaların sağ kalımına mutlaka faydası oldu. Ama şunu bilmeliyiz ki, hala corona virüsüne karşı etkin bir tedavi bulunmuyor." şeklinde konuşurken hidroksiklorokinin tedavide kullanımına ilişkin şunları söyledi:

"Bizim Sağlık Bakanlığının hazırladığı algoritmalar çerçevesinde kullandığımız bazı ilaçların örneğin hidroksiklorokinin tedavide hiç etkinliğinin olmadığını hatta bazı kişilerde tedavi sürecine olumsuz katkıları olduğu kanıtlanmışken, bunun üzerine binin üzerinde araştırma varken yayınlanmışken, Türkiye’nin halen hidroksiklorokin konusunda ısrarcı olmasının ya karşıt bir güçlü bilimsel açıklaması ve dayanağı olmalı ya da bunca bilimsel araştırma gereği Türkiye’de de doğru tedavi algoritmaları hayata geçirilmeli."

SUÇU VE SUÇLUYU ÖRTME ÇABASI BU SÜREÇTE EN BÜYÜK HATADIR

Türk Tabipleri Birliği (TTB) ile ilgili kullandığı ifadeler nedeniyle birçok kesimden tepki gören MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye bir tepki de Prof. Dr. Gaye Usluer’den geldi. Usluer, konuşmasında şunları söyledi:

“Hekimlerin yüzde 88’inin üye olduğu TTB, Türkiye’nin dört bir tarafından 81 ilinden derlediği doğru bilgileri paylaşıyor. Ama bu paylaşım sırasında Sağlık Bakanlığını, siyaset kurumunu dayanışmaya davet ederken ve bu konuda katkı sunacaklarını, konunun bilim insanları açık açık beyan ederken, TTB’nin temsil ettiği meslek grubunu töhmet altında bırakmak, onlara hakaret etmek, onları yok etmeye çalışmak aslında insan sağlığını ötelemektir.

Sağlık personelinin zaten bu tükenmişlik durumunda, zaten kaygı durumunun çok yoğun olduğu bu noktada ki buradaki kaygı sadece ‘Ben hastalanır mıyım?’ kaygısı değildir. Buradaki kaygı, sağlık sistemini nasıl ayakta tutacağız? başvuran hastaları nasıl yaşatacağız? Nasıl tedavi edeceğiz? Nasıl kesintisiz hizmet sunacağız? kaygısıyken, bir meslek grubuna şiddete varan sözlerle tepki sunmak ve salgına odaklanmamız gereken noktada bir anlamda suçu ve suçluyu örtme çabası bir salgını kontrol sürecinde yapılacak en büyük hatadır. Ancak siyaset kurumunun, siyasal iktidarın bu hatanın düzeltilmesi konusunda hızla adım atmasını, geri dönüşü sağlamasını bekliyoruz.”