Salatalarda, turşu yapımında bazen de saçları canlandırmak için kullanılan sirkenin sağlığa faydaları saymakla bitmiyor.Uzman Doktor Ender Saraç, pandemi sürecinde bolca tüketilmesini tavsiye ettiği sirkeyle ilgili önemli bilgiler verdi, ayrıca önemli uyarılar yaptı. İşte onlar…

[caption id="attachment_6115217" align="alignnone" width="1200"] Uzman Doktor Ender Saraç[/caption]

HANGİSİ, NELERE FAYDALI?

Sirke; soğuk algınlığından, iştahsızlığa, böbrek taşından kansızlığa kadar birçok derde deva olabilir… Ancak iyi saklamaya, serin yerde tutmaya, mümkünse cam şişe ya da doğal kaplarda alıp-tüketmeye özen gösterilmelidir.

Sirkenin bilinen ve bilinmeyen çok çeşidi vardır. İşte onlar ve faydaları…

- Elma sirkesi:
Cilt güzelleştirici, üst solunum yolları enfeksiyonlarına karşı korunmaya yardımcıdır. Bağırsakları çalıştırır. İçerdiği doğal maddelerle insülin direnci ve şeker metabolizması için yararlıdır. Bu özelliğiyle zayıflamaya yardımcı olur.



- Üzüm sirkesi: Belki de en yaygın tüketilen sirkedir. Cilt ve saç sağlığı için yararlıdır. Son durulama suyuna katıldığında saçlara sağlık katar, bağırsaklar için de yararlıdır.

- Alıç sirkesi: Son yıllarda çok popüler olan bu sirke özellikle kalp ve damar hastalıklarında kullanılır. Kalp ritim bozukluklarına da olumlu etkileri vardır. Kalbi güçlendirir, böbrek hastalıklarında da yararlıdır. Bu sirke de şekerin dengelenmesine yardımcı olur. Yüksek oranda antioksidan içerir.



- Gilaburu sirkesi: Ülkemizde Orta Anadolu’da yetişen gilaburu bitkisi böbrek kumu ve taşı için çok yararlıyken sirkesi de aynı şekilde idrar yollarının temizlenmesini sağlar. Aynı zamanda bağırsaklar ve safranın detoksuna da yardımcı olur. Karaciğerin temizlenmesi ve buruk tadıyla şekerin dengelenmesine de katkıda bulunur.

- Kabak sirkesi: Yüksek oranda A vitamini içerir, kolesterolü düşürmeye yardımcı olur. Aynı zamanda prostat, cilt ve göz için de yararlıdır.

- Çam kozalağı sirkesi: Bu sirkeyi ilerleyen dönemde daha da çok duyacaksınız. Özellikle solunum sisteminde sıkıntısı olanlar ve astım hastaları için yararlı olabilir.



- Kuşburnu sirkesi: Eklem ağrıları için yararlıdır. C vitamini ve ayrıca bağırsaklar için yararlı olan probiyotik içerir.



- Ananas sirkesi: İçerdiği bromelain maddesiyle hazmı kolaylaştırır, aynı zamanda ödemi azaltmaya da yardımcıdır.

- Bal sirkesi: Sirkeye alerjisi olanlar için nispeten daha güvenlidir. Mikrop öldürücü, göğsü yumuşatıcı etkisi vardır.



- Hindiba sirkesi: Hem bağırsak çalıştırıcısıdır hem de bağırsaklardaki mikropsuz iltihaba karşı iyi gelir.

- Enginar sirkesi: Karaciğer ve safrayı temizleyici ve cilt sorunlarını azaltıcı etki gösterir.

- Balzamik sirke: Sirkelerin en kıymetlilerinden biri olarak bilinir. Fıçılarda yıllandığı için ve üretimi zor olduğu için pahalıdır. Yıllandıkça değeri artar.

HANGİ SORUNLARA KARŞI NASIL KULLANILIR?


Kilo verme: Bir bardak suya bir tatlı kaşığı elma sirkesi ve bir nohut büyüklüğünde sandaloz sakızını ezip karıştırarak kahvaltıdan önce için.

Cilt lekeleri: Gül sirkesiyle gözünüz hariç yüzünüzü düzenli olarak silin.

Cansız saçlar: Son durulama suyuna 1 çorba kaşığı üzüm sirkesi karıştırıp saçınızı durulayın.

Enfeksiyonlar: 1 bardak suya 2 tatlı kaşığı hurma sirkesi veya herhangi bir sirkeyi karıştırıp gargara yapın.


ÖNEMLİ UYARI


Özellikle bu pandemi döneminde doğal ve kaliteli sirke; kilo kontrolü, şeker dengelenmesi, enfeksiyonlara karşı konulması, probiyotik ve prebiyotik olarak özellikle bağışıklık sistemimiz için önemli bir katkıdır. Aşırı bir zayıflık, ileri derecede kemik erimesi, hassas bağırsaklarınız varsa hekiminize danışarak kullanın.

Depreme İzmir’de yakalandı: Yer kabuğu tıpkı kabaran hamur gibi inip kalktı!


İzmir depremine çocuklarıyla birlikte Çiğli’deki hayvanat bahçesinde yakalanan Dr. Ender Saraç yaşadıklarını şöyle anlattı: “Orada ilk ilgimi çeken şey tüm hayvanların genelde hareketsiz ve uyukluyor olmasıydı. Depreme 5-6 dakika kala bir Bengal kaplanı tedirgin bir şekilde yerinden kalkıp, tuhaf bir şekilde kükremeye başladı. Çok garibime gitti, durup bir iki dakika onu izledim. Sonrasında fillerin bulunduğu yöne ilerlerken yer kabuğu kabaran bir hamur gibi hızlı hızlı inip kalkmaya başladı, o an çok şiddetli bir deprem olduğunu anladım. O sırada hayvanların bağırışları, ulumaları, çığlıkları birbirine karıştı. Çocuklarımı yanıma aldım, derhal arabaya geçip Alsancak’ta bulunan annemin yanına geçtim. Duvarlarda birkaç çatlak ve eşya hasarı vardı. 4-5 saat sonra yapmamız gerekenleri yapıp, İzmir’den İstanbul’a geçtik.”